Kaya Türkmen
Tarafsız Cumhurbaşkanı
Türkiye’de bugün geçerli olan rejime demokrasi denilemez. Diyen de kalmadı zaten.
İktidarın sandıkta belirlenmesi elbette demokrasinin vazgeçilmez bir koşulu. Ama yeterli koşulu değil. Kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkelerinin rafa kaldırıldığı bir rejime demokrasi denilemez.
Otoriterleşmeyi önleyen güvenceler içermeyen bir rejime de demokrasi denilemez. Gerçek bir demokraside, Devlet gücünü elinde tutan otorite, yani iktidar, halk veya halk adına hareket eden başta yargı erki olmak üzere, meşru kurullar tarafından denetlenir.
Bizdeki rejime demokrasi denilmesine engel olan bir diğer husus da her şeye tek başına, kafasına estiği biçimde, zaman zaman “inadına” karar veren, “her şeyin yetkilisi - hiçbir şeyin sorumlusu” Cumhurbaşkanının partili olması, yani tarafsız olmaması.
Tek adam etrafında uyuşturulmuş bir bağlılıkla kenetlenmiş AKP kitlesi ve muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz bir nedenle kaderini bu partininkiyle birleştirmiş Bahçeli MHP’si dışında kalan siyasi güçlerin de bugünkü rejime en büyük itirazlarından biri partili Cumhurbaşkanı meselesi.
Muhalefetin TBMM’de verdiği her önergeyi sırf muhalefetten geldi diye reddedenler bugün o partilere “Gelin Anayasa’yı birlikte yapalım” diyor. Muhalefet partileri de bugünkü ucube sistemi daha da ucube kılacak Anayasa değişikliklerine ortak olmayacaklarını ifade ederek birer birer kendi ilkelerini dile getiriyorlar.
Ana muhalefet partisi yetkililerinin ifadelerinden, CHP’nin Cumhurbaşkanlığının temsili bir makam olmasını, yetkilerinin ve görev süresinin sınırlandırılmasını savunduğunu anlıyoruz.
İYİ Parti’nin Genel Başkan Meral Akşener tarafından açıklanan “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisinde de tarafsız Cumhurbaşkanının hiçbir parti ile bağlantısı olmaması öngörülüyor.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçilmeli ve yetkileri sembolik düzeyde tutulmalıdır. Asıl görevi devleti temsil olmalı, tarafsızlığı sağlanmalıdır” diyor.
DEVA Partisi’nin internet sitesinde, “Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsız olmasını sağlayacağız. Partili bir cumhurbaşkanı tarafsız olamaz. Diğer partileri karşısına alan bir Cumhurbaşkanlığı makamı düşünülemez” deniliyor.
Gelecek Partisi adına yapılan açıklamalarda da Cumhurbaşkanının tarafsızlığı vurgusu var.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, “Cumhurbaşkanlığı sistemi, devam edebilir; ama Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması kaydıyla” şeklinde açıklamaları oldu. Yani Karamollaoğlu da Cumhurbaşkanının tarafsızlığı hususunun altını çiziyor.
Sonuç olarak, bugün açık ara bir çoğunluğa ulaşmış olduğu görünen muhalefet partileri de kamuoyunun sağlam bir çoğunluğu da Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini düşünüyor.
Aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanı, diğer siyasi partilerin liderlerine dilediği gibi sövebildiği halde, muhataplarının cevap vermeleri halinde Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanmaları insanımızın tepkilerine yol açıyor.
“…Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim” sözleriyle yemin eden Cumhurbaşkanının yerel yönetim seçimlerinde bile Devletin bütün imkanlarını kullanarak partisinin adayının kampanyasına katılması, muhalefet adayları için “seçilseler de iş yapamayacaklar, topal ördek olacaklar” demesi adalet duygularını rencide ediyor.
Türk Milletinin birliğini temsil etmekle yükümlü Cumhurbaşkanının, rakip siyasi partilerden birinin genel başkanı sokak güruhunun agresif tavrıyla karşılaştığında, “bu daha iyi günün, daha neler olacak, neler” demesi halkımızı isyan ettiriyor, korkutuyor, endişeye sevk ediyor…
Halkımız Cumhurbaşkanı tarafsız olsun istiyor.
Cumhurbaşkanının tarafsızlığı bütün siyasi partilere eşit mesafede durmasını gerektiriyor.
Yürütme (parlamenter sistemde hükümet, bugünkü ucube sistemde tek başına Cumhurbaşkanı) seçimi kazanan siyasi parti veya partilerin içinden çıkar ve de zaten parti programını uygulamak için seçilir. Yürütmenin tarafsız olması diye bir şey olamaz.
Cumhurbaşkanı ancak yürütme gücünün Bakanlar Kurulu tarafından kullanıldığı ve kendisinin de icrai bir yetkisi olmadığı sistemlerde tarafsız olabilir. Yani tarafsız Cumhurbaşkanı istemek parlamenter sistem istemektir.
Ve halk tarafsız Cumhurbaşkanı istiyor.
Aman bir yanlış anlama olmasın…
Atatürk’e sövülürken seyirci kalmak değil tarafsızlıktan kastedilen…