Uğur Ergan
Siyah Beyaz'da Ardan Özmenoğlu
Ankara ile özdeşleşmiş, filmlere konu olmuş başkentin en köklü galerilerinden Siyah-Beyaz, Türkiye’nin uluslararası alanda önemli sanatçılarından Ardan Özmenoğlu’nun sergisine ev sahipliği yapıyor.
Aslında şimdi yazacaklarımı okuyunca Özmenoğlu’nun kim olduğunu hemen anlayacaksınız. Filli Boya’nın 2017’de 10 Kasım için hazırladığı filmde Atatürk portresini yapanı hatırladınız mı? Hani küçük kağıt parçalarını (post-it) teker teker boyayarak koca bir Atatürk portresi hazırlayan, portreyi “laiklik, cesaret, beraber, eşitlik, vatan, özgürlük, bilim, medeniyet” gibi sözcüklerle süsleyen, sonunda Atatürk’ün vecizesi “Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir” yazısını yansıtan kadın sanatçıyı?
İşte o kadın Ardan Özmenoğlu idi. Özmenoğlu’nun 2 metreye 5 metre boyutlarındaki bu Atatürk portresi Filli Boya ana binasında kalıcı olarak sergilenmeye devam ediyor.
Sanatçı Galeri Siyah Beyaz’da 5 Haziran’a kadar sürecek olan solo sergisine “Yerel Sanatçı” ismini vermiş. Adını, “yerel” kavramına dair bir sorgulamadan alan sergi, sanatçının bu kavram ile ilgili sorularını izleyici ile buluşturuyor. Sergide, Özmenoğlu, aşina olduğumuz post-it, neon ve cam malzemelerini “yerel sanatçı”ya ithafen çiçek, kelebek gibi imgeler ile biraraya getirirken manzarayı da geleneksel anlamda bir ağaç imgesi ile yorumladığı orman temsili üzerinden kurgulamış.
Ankara doğumlu olan sanatçı, lisans ve yüksek lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Berkeley’deki Kala Art Institute’te, Berlin’deki Ateliergemeinschaft Milchhof e.V.’de, Belçika’daki Frans Masereel Centrum’da, Viyana’daki Kulturkontakt Austria’da ve Venedik’teki Glasstress’te konuk sanatçı olarak bulunmuş; Kunsthaus Bethanien (Berlin), Lower East Side Printshop (New York), Frans Masereel Centrum (Blankenberge) ve Viadukt (Viyana) gibi atölyelerde de çalışmış.
“Özgür ansiklopedi-Vikipedi”de, “Post-it kağıtlar, neon ışıklar ve cam yüzeylerden ürettiği eserleriyle bilinen Türk çağdaş resim ve yerleştirme sanatçısı” diye tanıtılan Özmenoğlu’nun sanat hayatıyla da ilgili özetle şu bilgiler veriliyor:
“Ardan Özmenoğlu eserlerinde Türk ve küresel popüler kültüre ait ifade ve imgeleri kullanarak, yerleşmiş söylemleri yaratıcılıkla buluşturması ile tanınıyor. Özellikle post-it notlar ve neon ışıklar kullanarak ürettiği eserlerinde kültürel tarih ve gündelik hayatın üst üste bindiği özel bir dil geliştiriyor. Malazlar kibrit, Yeni Rakı, Arko tıraş köpüğü, Nuri Leflef ayakkabı boyası gibi Türk toplumunun zihninde yer etmiş tüketim malzemeleriyle, Zeki Müren, Orhan Gencebay gibi gündelik hayatın bir parçası olmuş isimleri gayet gündelik bir malzeme olan post-it’ler vasıtasıyla topluma hatırlatıyor.
Sanatını ortaya koyarken gündelik hayatta sokakta duyduğu seslerden ilham alan Özmenoğlu, kurguladığı neon işlerinde bu sesleri eğip bükerek yerleşmiş klişelere ferah bir bakış açısı getiriyor. Sanatçının eserlerine koyduğu isimler de esas sanatının bir parçası olarak izleyenleri kendi zihinlerinde anlık bir yolculuğa çıkarıyor.
REDDE SERGİYLE YANIT
12. İstanbul Bienali’ne yaptığı başvurusu reddedilen sanatçı, 2011 senesinde Ekavart Galeri’de açtığı ‘I'm not a Biennial Artist/Bienal Sanatçısı Değilim’ adlı sergisiyle ‘bienal sanatçısı’ konseptini sorguladı. Özmenoğlu, sergi konseptinin temasını belirlemesinde rolü olan, 12.İstanbul Bienal başvurusunun reddedildiğine dair gelen e-postaya da sergisinde yer vererek, dönemin sanat ve medya çevrelerinde konuşuldu. Ardan Özmenoğlu’nun 2016 yılındaki kişisel sergisi ‘Abilerim Ablalarım’, Ankara (Siyah Beyaz) ve İstanbul’da (Öktem&Aykut) aynı zamanda iki ayrı galeride bir bütün olarak gerçekleşti. 2017 yılında düzenlenen Londra Sanat Fuarı’nda eseri festivalde sergilenen üç Türk sanatçıdan biri oldu. Londra’daki fuarda cam heykelleri ve post it’lerle yaptığı eserleriyle FAD Magazine tarafından fuarda eserleri görülmesi gereken 5 sanatçıdan biri seçildi.”