Uğur Ergan
Derin kulislerdeki müthiş iddialar
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan için “Meclis’e gel, örgütü lağvettiğini açıkla” çağrısı ve hemen ardından TUSAŞ’a PKK’lı iki teröristin yaptığı saldırı, başkentin hem açık siyasetinde, hem de derin kulislerinde birinci gündem olma özelliğini koruyor.
Ankara kulislerinde fısıldananlara kulak kabartınca, önemli bir dizi iddialarla karşılaştım. Benim duyduğum iddialarla, meslektaşım Amberin Zaman’ın Al Monitor’da yazdığı iddiaların sadece biri uyumlu. O da Öcalan’la ilk görüşmeyi devletin yapmış olması. Diğer iddiaları madde madde sıralamaya çalışacağım:
- Bahçeli’nin Apo açılımı, 1 Ekim’de Meclis’in açılmasından önce AKP ile MHP arasındaki temaslarla pişirildi ve bundan bir şekilde DEM de haberdar edildi.
- DEM’in de yeşil ışık yakmasından sonra devletin ilgili biriminden bir heyet 1 Ekim’den önce İmralı’ya gitti. (Bu ilgili birimin neresi olduğunu ben yazmamayım, siz kolayca tahmin edebilirsiniz.)
- İşte en kritik iddialardan ilki: İmralı’ya giden sadece devletin ilgili birim heyeti değildi. Bu heyetle birlikte Öcalan’ın da görünce güven duyacağı, devlet mekanizması dışından birkaç isim daha vardı.
- Heyet, Öcalan’a gereken mesajı verdi. Hatta ilk hamlenin Bahçeli’den geleceğini de ima etti. Bahçeli adını duyunca bayağı şaşıran Öcalan, kendisinin desteğe hazır olduğunu bildirdi.
- Heyet geri döndükten sonra, hepimizin bildiği 1 Ekim’de Meclis açılışında Bahçeli’nin DEM’lilerle yakınlaşıp, tokalaşması ve partisinin grubunda Türkiye’deki gündemi sarsan “Apo çağrısı” süreci yaşandı. Bahçeli’nin çağrısının üzerinden 30 saat geçtikten sonra da terör örgütü TUSAŞ’ı hedef aldı.
- Ve şimdi de kritik iddiaların ikincisi: Saldırıyı yapan teröristlerin Türkiye’ye Suriye’den sızdığını Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kazan dönüşü uçakta açıkladı ama sızmanın ne zaman olduğuna dair tarih vermedi. İddia o ki, Öcalan ile 1 Ekim öncesi yapılan görüşmeden Kandil’in, YPG’nin ve örgütün Avrupa kanadının bir şekilde haberi oldu. (Amberin Zaman, devletin Öcalan’ın Kandil’le görüşmesine izin verdiğini iddia etmişti. Ben ise bunu duymadım. Ama devletin ilgili biriminde, Kandil’in bu görüşmeden nasıl haberdar olduğu istihbaratı vardır diye düşünüyorum.)
- Bunun üzerine Kandil, “Muhatap, devletin elinde esir bulunan Öcalan değil, biziz” mesajını vermek için iki teröristi Türkiye’ye sokarak, önemli bir tesisi hedef almaları için çalışma yapılmasını ve saldırı talimatı için beklemeleri emrini verdi. 23 Ekim’de Bahçeli’nin “Apo çağrısı” sonrası da Kandil, TUSAŞ’ın hedef alınması için düğmeye bastı.
Yazdıklarıma “iddia” demek zorundayım, çünkü bunlar yazının başında belirttiğim gibi Ankara’nın derin kulislerinde fısıldananlardan bir derleme. Başkentte şu an için kimse elindeki kartları tam olarak açmak istemiyor. Bence bunun en önemli nedenlerinden biri, hem açık siyasette, hem de toplumda Bahçeli’nin amacının “Kürt meselesini çözmek” değil, Erdoğan’a ömür boyu Cumhurbaşkanlığı yolunu açmak olduğuna dair kanaatin ağır basması. Her şeyin ilacı zaman. Bekleyip göreceğiz.