AKP iktidarı ve bu iktidarın sağladığı nimetlerden yararlananlar, devirlerinin devamı sağlamak ve devr-i sabık duruma düşmemek için bir süredir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Orta Asya’da Rusya güdümlü Türki cumhuriyetlerdeki gibi ömür boyu makamında kalması için yoğun çaba içerisindeler.
Bunun için akıl almaz senaryolar üretiyorlar. Bu senaryoların tutup, tutmayacağını da küçük ortakları MHP’yi ve lideri Devlet Bahçeli’yi kullanarak öğrenmeye çalışıyorlar. Yandaş kalemşörleri ve yorumcularına da buna destek olması için, “Eğer Devlet Bahçeli şu veya bu konuya işaret ettiyse, bu devletin aklıdır. Devlet bey için her şeyden önce devletin bekası önemlidir” diye değerlendirme yaptırtıyorlar.
Türkiye’de halk artık çok ciddi ekonomik sıkıntılar içinde. Her yanı ekonomik ve siyasi buhran tarafından çevrilmiş. AKP-MHP koalisyonu, gidişatın iyi olmadığını çok net görüyor. Mevcut sistemin devamı için tek çareleri var; Anayasa değişikliğine gitmek, bunun için yanlarına DEM’i çekmek, sistemi bir şekilde değiştirip Erdoğan’a yeniden Cumhurbaşkanlığı yolunu açmak. Kaybettikleri takdirde, yaptıklarının hesabını vereceklerini şimdiden görüyorlar ve bundan da çok çekiniyorlar.
Önce İsrail kartını açtılar. Tevrat’ta yer alan “Vadedilmiş topraklar”ı gerekçe göstererek Gazze’de, Lübnan’da katliam yapan İsrail’in, Türkiye’nin de toprak bütünlüğünü hedef alacağını yaydılar. Bahçeli öylesine ileriye gitti ki, Ankara’nın, İstanbul’un bile İsrail’in hedefinde olduğunu söyledi. Ancak tek derdi içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar olan halkın, artık milliyetçilik ve dini söylemleri ciddiye almadığını gören AKP-MHP koalisyonu, iktidarını devam ettirebilmek için son çare olarak terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’a sarılmak durumunda kaldı.
Bu oyunu TBMM’nin 1 Ekim’de açılmasından önce pişirdikleri bir gerçek. Meclis açılışında Bahçeli’nin DEM’lilerle sıcak sohbeti ve tokalaşması oyunun başlangıç düdüğü oldu. Ardından Erdoğan’ın Bahçeli’ye destek mesajları, DEM’lilerin ılımlı yaklaşımları, son olarak da Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e davet etmesi ve kendisine af yolunun açılacağını ima etmesiyle oyun tüm sahaya yayıldı.
Peki bu oyun tutar mı? Şimdiden bir şey söylemek için erken. Ancak dünkü İYİ Parti grubu toplantısı, bu oyunun hiç de kolay oynanamayacağını gösterdi. Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığında kalabilmesi için Bahçeli’nin AKP ile birlikte Türkiye’ye ihanet ettiğini söyledi. “Dertleri memleket değil, kendilerinin bekası” mesajını çok net verdi. Bahçeli’yi işaret ederek urgan atması, Bahçeli’nin “Apo açılımı” kadar dikkat çekiciydi.
Bahçeli’nin urganı odasına asacağını söylemesine karşılık, Dervişoğlu’nun, “ipi değil konuşmamı odasına assın” yanıtı ve urganı 17.25 saatinin üzerine koyması çıkışı, bence 17.25 saatinden sonra urganı da Bahçeli’nin yakasına yapıştırdı. Dervişoğlu, genel başkan seçildiğinden bu yana en ateşli, en duygu yüklü konuşmasını yaptı dün. Grup toplantısı coşkuluydu ve katılımcılar alkışlarla, Türk bayraklarıyla birlikte gözyaşlarıyla da Dervişoğlu’na destek verdiler.
Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e daveti sonrası, MHP’den başlayan kopmaların önemli bir kesiminin İYİ Parti ve Zafer Partisi’nde toplanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde milliyetçi kesimdeki hareketlilik, AKP ve küçük ortağı MHP’yi daha da zor durumda bırakır mı, birlikte göreceğiz.
