Taksi, Jandarma kontrolünden nasıl geçti?

Türkiye’nin göbeğinde, Türk savunma sanayinin en önemli kuruluşlarından TUSAŞ’ı hedef alan terör eyleminin, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Apo açılımı”ndan sonra gerçekleşmesi manidar bulunsa da, iktidar yorumcularının yaptığı “Barışa darbe için hemen 24 saat içinde apar topar saldırıya karar verildi” değerlendirmesi doğru bir yaklaşım olmaz.

Güvenlik konularına biraz ilgi duyanlar bile, bu tür eylemler için önceden uzun süreli keşif çalışmaları yapıldığını bilirler. Yani hemen öyle 24 saat içinde karar verilip, yapılacak bir iş değil bu. En az 2-3 hafta bölgede çalışılmıştır. TUSAŞ’ın ana nizamiyesine giriş çıkışlardaki zafiyetler, vardiya değişiminin saatleri, hangi saat dilimlerinde daha kolay ve risksiz giriş yapılabileceği ama ses getirecek bir eylem gerçekleştirilebileceği tespit edilmiştir. TUSAŞ güzergahındaki ve bölgedeki güvenlik kameraları ayrıntılı incelenerek, son bir ay içinde şüpheli şahıs ve araçların tespit edilmesi mümkün olabilir.

İki teröristin TUSAŞ nizamiyesindeki güvenlik zafiyetlerini çok iyi analiz ettiklerini ve buna göre hareket kabiliyeti geliştirdiklerini söyleyebiliriz. TUSAŞ’ın ana nizamiyesine giden yolda bir Jandarma kontrol noktası var. Teröristler taksiyle geldiğine göre, demek ki Jandarma TUSAŞ’a giden taksileri pek kontrol etmiyor. Bana ulaşan iddialara göre, Jandarma taksi görünce ayrıntılı kontrol yapmadan geç işareti yapıyormuş. Bu iddianın aydınlatılması lazım.

Teröristlere karşı ana nizamiyedeki özel güvenliğin yetersiz olduğu aşikar. Eylemden sonra TUSAŞ’a gönderilen polis özel harekattan, 7 özel harekatçının yaralandığı bildirildi. Edindiğim bilgiye göre, kadın terörist daha nizamiyenin önünde üzerindeki bombayı patlatıyor. Suriye’den geldiği değerlendirilen erkek terörist içeri giriyor ve çatışmaya başlıyor. Küçük bir yere sıkıştırılmasına rağmen tek kişi olarak çatışmayı sürdürüyor ve el bombası atarak 7 özel harekatçıyı yaralıyor. Bu durum teröristin tam bir profesyonel eğitim aldığını gösterdiği gibi, özel harekat eğitimlerinin de yeniden gözden geçirilmesi ve time alınacakların çok ciddi ön eğitime tabi tutulmaları gerçeğini de ortaya koyuyor.

Çatışma devam ederken içeriden görüntülerin paylaşılması ise zafiyetin bir başka boyutu. Bunun gerçekten çok iyi araştırılıp, aydınlatılması şart. Kim veya kimler bu paylaşımları yaptı, bulunmalı.
Eylemin ardından gece Türk Hava Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’ta PKK hedeflerine yönelik hava harekatı yapmasının inanın artık “Son dakika” özelliği yok. Terör örgütü de böyle bir harekatın olacağını biliyor ve ona göre önlemlerini alıyor. Hava harekatları sonrası bazı rakamlar açıklansa da, kamuoyunda inanın bunun karşılığı “yine dağı taşı vuruyorlar” oluyor. Bunu TSK’yı küçümsemek için söylemiyorum. Ancak TSK bu algıyı yıkmak için daha farklı ve ciddi çalışmalar yapmalı diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi