Kerem Kırçuval
Şahane maç
Galatasaray’ın ofsayttan golünü göremeyen, Rizespor’un nizami golü için VAR’a bile gidemeyen büyük Türk hakemlerinin bu maça da damga vuracağı endişesi vardı en başta.
Sanki iki takımın topçuları da aynı hissiyattaydı. Maç, yeşil zeminde artık unuttuğumuz zarifliklerle başladı.
Daha ilk düdüğün ardından topsuz alanda sakatlanan Abdulkadir Parmak’ın yanına ilk koşan Vida’ydı. Onun gözyaşlarına eşlik eden ise Rossier… Trabzon 10 kişi kaldı oyun durmuyor, rakip 11 olsun diye topu taca atan da Vida oldu.
Ardından rakibiyle ile omuz omuza koşarken sahayı sedye ile terk edecek kadar sakatlanan Rıdvan içinatağını kesip duran da Ekuban oldu.
Müsabakanın 27. dakikasına kadar iki takım birbirine faul yapmadı. İki takım da top oynamak, sadece top oynamak için çıkmıştı İnönü’ye.
Müsabakanın ilk yarısında Beşiktaş’ın gollük üç topunu günündeki Uğurcan çıkardı. Yine günündeki Ersin,Trabzonspor’un ilk yarı iki net gollük vuruşunu çelmeyi başardı.
Maçın ilk çeyreğinde N’Sakala’nın ortasını Aboubakar,Uğurcan’ın topu çıkaramayacağı yere nişanladı. Beşiktaş soyunma odasına önde gidecek derken, Nwakaeme’nin sert şutu önce Vida’ya sonra Montero’ya çarpınca Ersin’e yapacak bir şey kalmadı. Tadına doyulmaz ilk yarı böyle biterken, iki takım da “Bu ligde istenirse futbol oynanır” dedirtti.
İkinci yarı iki takım da oyun anlayışlarını daha da arzulu sürdürdü. İki takım da golden vazgeçmedi.
Nwakaeme’nin etkili oyunu, Trabzon defansının bir bütün içinde iyi oyunu, Beşiktaş’ın topluca yüklenmelerini sonuçsuz bıraktı. Beşiktaş, ilerde kaybettiği her topu kanatta Nwakaeme’nin ayağında gördü.
Ve Uğurcan. Ligin tartışmasız en iyi Türk kalecisi. Beşiktaş’ın Aboubakar ile Larin ile Atiba ile sayısız gol vuruşuna duvar oldu. 63. dakikada Beşiktaş’ın yediği gol evlere şenlikti. Defansta Vida ve Montero önceki maçlara göre uyumsuzdu.
Mensah’ın istediği verime bir türlü ulaşamamasını ve Ghezzai’ye yeterince süre tanınmadığını not etmeli. Önemli bir not da Dorukhan’a. Oyuna girip, 10 dakikada takımını 10 kişi bırakan Dorukhan bu sorumsuzluğunu iyi düşünmeli.
Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş’ın ataklarını “şuursuz” diye nitelemek haksızlık olmaz. Seksenlerden sonra klasik Abdullah Avcı’nın “Yere yatsana” taktiği sahaya sürüldü. Zamanı iyi kullanan Trabzon, hakem Halil Umut Meler’in Vida’ya yapılan maçın son dakikasındaki pozisyonu da görmemesiyle galibiyeti almayı başardı.
Belli ki Abdullah Avcı bu maça kendisini de takımını da iyi hazırlamış. Ayrı bir konsantrasyon vardı Trabzon takımında. Beşiktaş’ta beceremediklerini Trabzon’da hayata geçirmiş. İnönü’den uzak olsun da.
Yenilenin istatistiği yazılmaz ben yazayım. 590 pas yapıp bunun 516’sında başarılı olan, rakip ceza sahasında tam 38 kez topla buluşan, 22 şut atıp, 16 şutu karşılayan ve topa yüzde 64 sahip olan Beşiktaş, dün kaybetti.
Ne anlama mı geliyor bu?
Maç sonunda Sergen Yalçın’ın Trabzonspor kalecisi Uğurcan’ı bizzat tebrik etmesi maçın özetiydi.
Futbolu sevenler şahane bir maç izledi, şansı bugün yanında olmayan Beşiktaş, önemli bir üç puan kaybetti.