Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

AK PARTİ’DE NE KONUŞULUYOR?

31 Mart sonrasında CHP’nin birinci partinin olarak elde ettiği başarı, yetmezmiş gibi sonrasındaki anketlerde yükselişinin sürdürmesi AK Parti’yi çok rahatsız etti.

Refah Partisi’nin yerel seçim başarısının ardından hareketin iktidara yürümesi akla geldi, uykular kaçtı. Ne belediyelerin SGK borcunu ne de sokak hayvanlarını katliam yasasını bütün bunlardan bağımsız düşünemeyiz.

Her ikisi de yağlı ilmek olarak ellerinde ve kullanmak zorunda hissediyorlar, daha doğrusu aynı yanlışı tekrarlıyorlar.

Anavatan Partisi’nin Özal liderliğindeki oyları gerilemeye başladığında 89 yerel seçimleri yapılmış, Özal slogan olarak muhalefeti işaret ederek “Eli kolu bağlı belediyeler mi istiyorsunuz?” lafını kullanmıştı. Bedelini çok ağır ödedi. SHP, “Limon gibi sıkılmak mı istiyorsunuz?” demiş, hatta geçenlerde mezarını da ziyaret ettiğim İlhan İrem’li reklamlarıyla tarihi bir başarı elde etmişti.

31 Mart seçimlerinin ardından AK Parti’den yükselen “Milletin mesajını aldık, her yerde değişimi yapacağız” sözlerinin, sadece sözden ibaret olduğu, ne mesajın alındığına ne de değişimin olacağına kimsenin inancı kalmadı.

Değişim için de artık geciktiler, mesajı okumak için de.

Şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın deyimiyle “Müflis tüccar gibi” eski defterleri karıştırıyor, belediye gelirlerine doğrudan haciz uyguluyorlar.

Milleti kaybetmek, kör bir hırsla iktidarla kalabilmek, intikam almak bu demek.

Örneğin Melik Gökçek’in lunapark macerasının hesabını sormak akıllarına gelmiyor. Örneğin yıllardır yönettikleri mahalli idarelerde bu borçları kendilerinin yaptığı unutuluyor. Fantastik dünyasına ilişkin attığı adımlar olmasa Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin borçsuz belediye olacağını Mansur Yavaş ortaya koydu. Hatta göreve geldiğinden beri Gökçek borçlarını ödemeyi sürdürdüğünü de.

Olan kime olacak? Ahaliye.

Ahalinin maaşı olanlarına yaptıkları zam ortada. Asgari ücretliyi- ki ceplerinden çıkmıyor- yok saydıkları ortada. Belediyelerin kısıtlı imkanlarına sarılan ahaliye hizmet nasıl engellensin derdine düşmek nedir Allah aşkına?

İçlerinden yükselen homurtular, kutuplaşma adımlarıyla susturuluyor ama şimdilik. AK Parti içinde “gelecek” tartışması en hakiki konu. Recep Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle ana kademeden, gençlik kollarına, kadın kollarına, milletvekilleri kadar kiminle sohbet etseniz “Bundan sonra ne olacak?” sorusunu işitiyorsunuz.

Allah için kimse Reis’ten şikayetçi değil, bunu seslendirmiyorlar ama sokağın sesini işitiyorlar. Yalnız işittiklerini Erdoğan ile paylaşamıyorlar, sıkıntı burada.

O yüzden kutuplaştırma adımlarıyla geminin rotasına devam edeceğine ilişkin inançları yok artık. Hele de yeni CHP yönetiminin tutumu bunu etkiliyor. CHP oyuna gelmiyor.

Erdoğan’ın siyaset mühendisliği malum ama ortağı MHP konusunda o kadar rahat değil.

Bu yazıda Tuğrul Türkeş’in Osman Kavala başta olmak üzere Gezi tutukluları meselesindeki tutumuna dikkat çekmek de gerek. Türkeş, babasının kurduğu partiden tehdit aldığını gizlemiyor. Cezaevi ziyaretleri konusunda Adalet Bakanlığı ile yaşanan sıkıntıyı dile getiriyor, bakan bey, “Tuğrul Bey’e yakıştıramadım” diyor.

Ama Tuğrul Bey vazgeçmiyor. Eskiden bunlar olmazdı. Hüzünlenme memleket. Tanrı vicdanı hiç yok etmiyor. İtiraz duygusu insanlıkla var.

Eskiden daha çoktu. Şimdi ‘yol yaptılar iktidarı’ onu köreltse de öldüremedi.

Sözün özü, yükselen itirazları, isyanları, adaletsizliği sadece bir isim işitmiyor.

Plan yapıyor.

Ne derler?

“Tanrıyı güldürmek için ona planınızdan bahsedin…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi