Kaya Türkmen
İnsanlığın Afganistan sınavı
11 Eylül 2001 saldırılarının sorumlusu El-Kaide terör örgütünü himaye ettiği gerekçesiyle Afganistan’ı işgal ederek Taliban yönetimine son veren ABD, o tarihten bu yana savaştığı Taliban’la Şubat 2020’de bir anlaşmaya vardı: ABD, müttefikleriyle birlikte 14 ay içinde ülkeyi terk edecek, Taliban da kontrol ettiği bölgelerde El-Kaide ve diğer militan güçlerin faaliyetlerine izin vermeyecek ve Afgan hükümetiyle barış masasına oturacaktı… Taliban’ı bertaraf etmek için Afganistan’a giren ABD, 20 yıl sonra çıkmak için aynı Taliban’la anlaşıyordu.
İşgal kuvveti süper güç ABD’yle anlaşma imzalamak Taliban’a moral güç sağladığı gibi, ABD’nin bu yolla pasifize edilmesi Taliban’ın ilerlemesi önündeki en büyük engeli ortadan kaldırdı.
Ülke içinde alanını giderek genişleten Taliban, ABD’nin çekilmesiyle birlikte Amerikan istihbaratının bütün öngörülerini rezil eden bir hızla ülkenin tamamına el koydu.
ABD’nin Afganistan’da kalan ve ay sonuna kadar tümüyle çekilecek son güçleri de gelişmeleri şaşkınlık içinde izlediler. Bir kağıttan kaplandan ibaret olduğu anlaşılan Afgan ordusunun Taliban’a karşı en ufak bir direnç göstermeye teşebbüs dahi etmediği görüldü.
2001-2020 tarihleri arasında ABD himayesinde kurulan Afgan hükümetleri yolsuzluğa batan ve Afgan halkına pek de bir şey vaat etmeyen yönetimlerdi. Kendisi de yolsuzların önde gideni olan eski Devlet Başkanı Hamit Karzai’nin deyimiyle, “Afgan hükümetleri, ülkeyi soymak için örgütlenmiş heyetlerdi”. O kadar ki, hükümet maaş ödesin diye Amerika’nın gönderdiği paralar hayali askerlere verilmiş gibi yapılıp iç edildi hükümet üyeleri ve komutanlar tarafından.
ABD’nin oluk oluk akıttığı paralar sınır tanımayan bir yolsuzluk düzenini besleyip durdu.
Taliban’ın Kâbil kapılarına dayanması üzerine Afgan hükümeti büyük bir acizlik ve çaresizlik içinde çöktü. Kan dökülmesin diye ülkeden ayrıldığını ileri süren Cumhurbaşkanı Ghani’nin kaçarken yüklüce miktarda nakit parayı da yanında götürmeyi ihmal etmediği söyleniyor. Kan dökülmesin diye olsa gerek, kanını emdiler Afgan halkının.
Afganlar “Soğuk Savaşı Batı’nın kazanmasını biz sağladık” diyorlar, Sovyetlerin Afganistan yenilgisini kastederek. Ve bugün yüzüstü bırakıldıkları için isyan ediyorlar…
Kendilerine üs arayan El-Kaide ve DAEŞ gibi örgütlerin Taliban’ın yönettiği Afganistan’a yuvalanarak ülkeyi yeniden bir terörizm bataklığına dönüştürmesi ihtimali Müslüman azınlıkları olan Rusya ve Çin için ciddi kaygı unsuru olmakla birlikte, her iki ülkenin de günün sonunda Taliban rejimi ile bir şekilde yaşayabilmesine olanak sağlayacak uzlaşma alanları bulacakları tahmin edilebilir. Çin, Taliban ile bir sorununun olmadığı ve Afganistan ile ilişkilerini geliştirmeye devam edeceğini açıkladı bile. Kâbil’deki Rus Büyükelçisi de Taliban geleli şehirde sükunetin hâkim olduğunu anlatıyor ballandıra ballandıra…
Orta Çağ’dan kalma ilkel bir öğretiyi temsil eden Taliban’ın yeniden yönetime gelmesinin en büyük kaybedeni Afgan kadını olacak. Taliban’ın Afganistan’ı yönettiği 1996-2001 yılları arasında kadınların okula gitmelerine izin verilmiyordu. Bugün 9 milyon kız çocuğu okula gidiyor. Herat Üniversitesinin öğrenci ve akademik personelinin yarısı kadın. Taliban, Afganistan’da kadın haklarına saygı göstereceklerini, kadınların tek başlarına evlerinden çıkmalarına izin verileceğini, okula ve işe gidebileceklerini filan söylüyorsa da, Afgan kadınının 20 yılda edindiği kazanımlar büyük tehdit altında. Nitekim, Taliban’ın ele geçirdiği bölgelerdeki uygulamaları bu vaatlerini yalancı çıkarır cinsten.
Afganistan’da ilk kadın belediye başkanı olarak görev yapmış Zarifa Ghafari: “Oturdum ve gelmelerini bekliyorum. Ben ve ailem için yardım edecek kimse yok. Taliban gelecek ve beni öldürecek. Ailemi bırakamam. Zaten nereye gideceğim ki?” diyor.
Dünya Afgan kadınlarını Taliban vahşetiyle baş başa bırakamaz, bırakmamalıdır. Yabancı bir erkekle konuştu diye kadınları kırbaçlayan, ellerini kollarını kesen, kafalarına kurşun sıkan, eğitim görmesini, çalışmasını yasaklayan Taliban uluslararası toplum tarafından yakından izlenmeli, bu cinayetlerini sürdürmeleri halinde tecrit edilmeli, yaşam damarları kesilmelidir.
Afganistan tarihi bir savaşlar tarihidir. Savaşlar bitmez o güzelim ülkede.
Ve bugün Afganistan’da yeni bir savaş başlıyor. Zarifa’nın savaşı. Hepimizin savaşı.
İnsanlık bu savaşı kazanmalıdır.