Dizlerimin üstünde bilgisayar, karşımda televizyon açık, yazı yazmaya çalışıyorum. Ama gerçekten insanın eli gitmiyor. Gözlerim bilgisayar ekranından sürekli televizyona kayıyor. Bir kanaldan diğerine geçip, enkaz altından can kurtarma haberi arıyorum. Her kurtarma haberini duyduğumda, gözyaşlarımı tutabilmem mümkün değil. Televizyondan, cep telefonuna geçip sosyal medyaya bakıyorum. Yabancı kurtarma ekiplerinin, enkaz altından kurtardıkları her can için birbirilerine sarılıp, sevinç gözyaşı dökmelerine ben de eşlik ediyorum. Sosyal medyada özellikle “malum çevre” trollerinin yaptıklarına verdiğim tepkileri ise en iyisi burada yazmayayım.
Yaşadığımız bu korkunç afet karşısında toplumun her kesimi seferber oldu. Ama AKP hükümeti yandaşlarının dışında, kimi dinleseniz, kimi okusanız, herkes koordinasyon sıkıntısına dikkat çekiyor. Yazıyı yazarken Habertürk’te dinlediğim Mehmet Akif Ersoy, koordinasyonsuzluk nedeniyle, yardımların ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılamadığı için israf olmaya başladığını söylüyordu.
Korkunç deprem elbette her kesimi olduğu gibi sanat dünyasını da sarstı. Galeriler yeni sergi açılışlarını ileri tarihlere erteledi. Türkiye’nin en büyük müzayede şirketi Antik A.Ş. de geçen cuma günü başlayacak müzayedesini öteledi. Afetzedelere yardım için son derece iyi niyetle bir şeyler de yapılmaya çalışıldı. Ama gelin görün ki, koordinasyon eksikliği sanat dünyasında da vardı. Türkiye’de özellikle pandemi sonrası Instagram üzerinden müzayede düzenleyenlerin sayısı arttı. Birçoğunu tenzih ederim ama bir anda ortaya çıkan bazıları, “Aman ben de eksik kalmamayım” anlayışıyla “Geliri depremzedelere verilecek” duyurusuyla müzayede düzenledi. Instagram’a baktığımda aynı gün 4 müzayede birden gördüm. “Keşke müzayede düzenleyenler bu işte kurumlaşmış kuruluşların çatısı altında organize olsaydı” diye düşünmeden edemedim. Yardım için müzayede yapılmasına karşı değilim ki, ben de bu işte Ankara’da bilinen isim olan Nüket Antik’in müzayedesine bir eser bağışladım. Sağ olsun Murat Köpük, eserimin Ahbap’a ödenilen bağış karşılığında satıldığını gösteren dekontu bana gönderdi.
Derdim daha fazla ve daha düzenli yardım yapılabilmesi, bu yardımların heba olmaması için daha güçlü bir organizasyona gidilmesi. Dile getirmeye çalıştığım koordinasyon eksikliğine ressam Kadir Ablak da Instagram hesabından yaptığı şu açıklamayla dikkat çekti:
“Tüm galeriler ve müzayede şirketleri haklı olarak bir şeyler yapmak istiyor. Fakat o kadar çok müzayede ve galeri çağrıda bulunuyor ki, ne koleksiyonerin, ne de sanatçıların tüm çağrılara cevap vermesi mümkün. Bir önerim var: Birbirleriyle irtibatlı olan şirketler ortaklaşa organize olmalı. Makul sayıda ve tüm destek olmak isteyen koleksiyonerleri aynı çatı altında toplayabilecek büyük birkaç tane müzayede oluşturulmalı. Deprem yardımlarıyla ilgili koordinasyon eksiklerimizi üzüntüyle takip ediyoruz. Hiç olmazsa sanat camiası olarak bizlerin örnek bir çalışma yapması gerektiği kanaatindeyim.”
Koordinasyon sıkıntısı sanırım bu ülke insanının mümkün olan kısa süre içinde ortadan kaldırması gereken bir gerçek.
