Mehmet Şandır
“GELECEK BELİRSİZ ÇÖZÜM TUTARSIZ…”
Seçimler ufukta gözüktü…
Siyasi partilerde hareketlilik arttı; açık hava toplantılarında büyük kalabalıklara ateşli nutuklar atılıyor, salonlarda program/vizyon açıklamaları yapılıyor.
Bu anlamda MHP’ye ayrı bir başlık açmalıyım; Başkanlık Divanı, MYK, MDK üyeleri ve milletvekillerinin katılımı ile tüm illerde, ilçelerin büyük kısmında ve köylerde yaptıkları aydınlatma toplantıları, “Komşum Nasılsın” ziyaretleri ile bir gönül seferberliğine dönüştü. Sayın Genel Başkan’ın katıldığı açık hava bölge toplantıları ile tam bir seçim kampanyası yapıyorlar.
“Türkiye Yüzyılı” vizyon açıklaması, açılış ve temel atma törenleriyle AKP, gövde gösterisi yapıyor.
Millet İttifakı’nın düzenlediği “Anayasa Değişiklikleri” toplantısı ve geçen hafta CHP’nin düzenlediği “İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyon toplantısı siyasi hayatın hararetinin yükseldiğini göstermektedir.
Toplantılar ve açıklamalar insanımızın yaşamındaki sorunlara ve belirsizliklere çözüm üretmiyor olsa da seçim ümidini beslemesi yönüyle çok değerli.
Seçimler, demokrasilerin vazgeçilmezidir; zamanında veya erken, toplumun önüne konulacak sandık, ümidin taşıyıcısıdır.
Ayrıca, seçimler, ülkenin her yerinde aynı anda ve her insanın bir şekilde katıldığı, milli ve dini bayramlardan daha ileri düzeyde paylaşılan en büyük toplumsal şölendir.
Toplumun en önemli değeri, kazanılmış hakkı ve ortak paydası demokrasidir ve dolayısıyla seçimlerdir. “Seçimler, demokrasini bayramıdır” denilmesi bundandır.
Ümitlerimizi besleyecek olan seçim ihtimalinin ufukta görünmesi veya seçimi hatırlatan siyasi hareketlilik, ağırlaşan sorunlar, belirsizlik ve tutarsızlıklar içinde bunalan insanımızın psikolojisinde her şeye rağmen bir serin imbat esintisi oluşturuyor.
Sorunları kanıksadık; Ancak sosyal hayatımızın değişmez kaderine dönüşen belirsizlikler, çözüm önerilerinin tutarsızlıkları ve toplumda oluşan güvensizlik psikolojisi bugün tüm sorunların önüne geçmiş bulunmaktadır.
“Belirsizlik ve tutarsızlık” birbirini besleyen bir kısır döngüye dönüştüğü zaman toplum güvensizlik girdabına sürükleniyor. Kronikleşen sorunlar, ne olacak, nasıl olacak, ne zaman bitecek ve kim çözecek yani geleceğin belirsizliği, çare diye sarıldıklarımızın ve çözüm iddialarının tutarsızlığı her insanımızı hatta toplumun tamamını bir güvensizlik ucurumuna sürükledi. Belirsizlik, tutarsızlık ve güvensizlik, birlikte öyle bir çekim gücü oluşturdular ki, uzayın derinliklerinde varlığı bilinen karadelikler gibi herşeyi içine çekiyor, çürütüyor ve yok ediyor.
Sorunların altında ezilen insan, bu dönemlerde bizatihi kendisi sorunların üreticisi, besleyicisi haline geliyor. Mesela, enflasyonu/hayat pahalılığını biraz da “yarın daha pahalı olacak” diye ihtiyacından daha fazlasını borçlanarak satın almaya ve stok yapmaya çalışan insanımız büyütüyor. Güvensizlik korkuyu büyütüyor; korkular da insanı, şahsiyeti, onuru bitiriyor.
Enflasyon bir ekonomik sonuç olmakla beraber en kalıcı ve derin etkisini sosyal ahlak üzerinde gösteriyor; insanımızın ve toplumun ahlakı bozuluyor.
Tutarsızlık ve belirsizliğe en çarpıcı örnek, 2021 Eylül ayı sonunda, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Naas var nas” diyerek T.C Merkez Bankası’na “faizleri düşürün” talimatı vermesidir. Bir yılda hayatımız alt üst oldu; 2021 Eylül ayı sonunda bir ABD Doları 8.87 Tl. bugün ise 18.63Tl, tüketici enflasyon oranı %19.58, bugün ise % 84.39. Bu rakamlar gerçekçi mi doğru mu? Siyah zeytin 115 lira, ekmek 5 lira.
Kendi topraklarımızda kendi emeğimizle ürettiğimiz her ürün 3-5 katı pahalandı. Fiyatlar, bu ürünleri ithal eden ülkelerden çok daha yüksek rakamlara ulaştı. Mesela, çay, şeker, yaş sebze meyva fiyatlarındaki artışlar yurt dışındaki artışların 3-4 katına ulaştı. Üretici, satıcı ve tüketici “daha kötü olacak” diye enflasyonu yukarı çekiyorlar.
Ülkeyi yönetenler de bu karanlık tablodan faydalanarak, “bizi seçmezseniz daha kötü duruma düşersiniz, bu günleri de ararsınız” diye toplumu korkutarak, tehdit ederek ve rüşvet kabilinden bol keseden bazı vaatlerde bulunarak iktidar çıkarmaya çalışıyorlar.
“Gelecek belirsiz çözüm tutarsız…” güvensizlik kol geziyor; ülkemizin bugün içinde bulunduğu durumun gerçeği budur.
BENCE
Bu karamsar tablonun en üzücü ve de kabul edilemez tarafı çözüm üretmek sorumlusu olanların; aydınların, üniversitelerin, muhalefet partilerinin tutarsızlıklarıdır.
İktidar tarafı malum; bilinmeyen hiçbir tarafı yok; 20 yıllık iktidarın sonunda toplumun %90’ı yoksullık ve açlık sınırının altında bir gelirle yaşarken KKM sahibi 2 milyon kişinin bankalarda 1.5 katrilyon Tl. parası çift yönlü faiz alıyor.
“Adayımız belli kararımız net” hayırlı olsun!
Muhalefet partileri/ittifaklar ne diyor?
“Eşgüdüm Kurulu” kurulacakmış ve ülkeyi partilerin genel başkanları seçilecek cumhurbaşkanı ile birlikte yönetecekmiş; kırk yamalı yorgan; donduk demek!…
CHP’nin düzenlediği ve merakla beklenen vizyon açıklama toplantısındaki özensizlik ve düzensizliğe ne demeli; Acemiler mangasına ülke yönetimi nasıl emanet edilecek?
“Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” denirdi eski zamanlarda…
İnsanımızın ferasetine ve sağduyusuna güveniyorum; bu sarmaldan çıkacaktır!