Geleceğin üniversitesi?

Gelin bugün bir düşünce deneyi yapalım ve geleneksel üniversitelerden epey farklı bir üniversite hayal edelim.

Birinci Sınıf
Öğrenciler geleneksel birinci sınıf dersleri yerine dört temel ders alırlar. Bu dersler her öğrenci için ortak bir temel olan dört temel yetkinliğin (eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, etkili iletişim kurma ve etkili etkileşim) altında yatan zihin alışkanlıklarını ve temel kavramları geliştirmeye odaklanır. Özetle ilk yıl yetkinlik geliştirme ve yükseköğrenime hazırlanma yılıdır. Bunların yanında öğrenciler geleneksel üniversitelerin birinci sınıf derslerini de “Kitlesel Açık Çevrimiçi Dersler”den (MOOC) almaya teşvik edilir.

Pedagoji
Üniversitede tersyüz eğitim modeli (flipped learning) kullanılır. Sınıflar, ders saati dışında tamamlanan ödevlerden öğrenilen konular üzerinde tartışmaya, münazaraya ve iş birliği içinde çalışmaya ayrılmıştır. Derse aktif katılım ve malzeme ile etkileşim, anahtar kavramların daha iyi anlaşılmasını, akılda tutulmasını ve bu kavramların pratik (ve bazen de tamamen yeni) durumlara uygulanması becerisini teşvik eder. Aktif öğrenmeyi gerçekleştirebilmek için sınıf limiti 20 öğrencidir.

Programlar
Bu üniversitede sadece 5 program var: Beşerî Bilimler, İşletme, Bilgisayar Bilimleri, Doğa Bilimleri ve Sosyal Bilimler. Her programın altında (bazıları oldukça sıra dışı olan) uzmanlaşma alanları var. Kendi alanım olan işletmeden örnek vereyim. İşletmenin altındaki 6 alan yeni girişimler, ölçeklenebilir büyüme, kurumsal yönetim, stratejik finans, marka yönetimi, operasyonel karmaşıklık yönetimi. Bu alanlardan bazılarını geleneksel işletme programlarında öğretilen alanların (finans, pazarlama, operasyon) niş versiyonlarına benzetebiliriz. Fakat işletme eğitimini şirket büyüklüğünden bağımsız vermek yerine 3 farklı faza ayırmışlar: yeni girişim, büyümeyi yönetme ve büyük şirket yönetimi.

Gezgin öğrenciler
Tüm dersler senkron ve çevrimiçi. Okul kendi geliştirdiği ve Zoom’dan çok daha ötede olan bir çevrimiçi eğitim uygulamasını kullanıyor. Öğrenciler eğitimlerini 7 farklı şehirde alıyorlar. İlk yıl San Fransisco’da. Sonra her dönem farklı bir şehirdeler: Londra, Berlin, Buenos Aires, Haydarabad, Seul, Taipei. Üniversite bu şehirlerde sadece yurt binalarına sahip. Öğrenciler derslerine yurtlardan bağlanıyorlar. Ders saatleri dışında da bulundukları şehrin sosyal ve kültürel sermayesinden yararlanıyor, şehirde kendi alanlarında iş yapan kurumları ziyaret edebiliyorlar. 65 farklı ülkeden gelen öğrenciler 7 farklı şehirde eğitim alarak olabilecek en zengin kozmopolitan öğrenme ortamında bulunuyorlar. Bu ülke ülke gezmenin en önemli nedenlerinden biri okulun öğrencilerini küreselliği anlayan ve tüm dünya yararına hizmet verecek vatandaşlar olarak yetiştirmek istemesi.

Ücret
Bu geleceğin üniversitesi en az 3 şekilde maliyetleri düşürüyor: 1) yurt binası dışında inşaat masrafı yok (ki onlar da kiralık olabilir), 2) üniversitede maliyeti yükselten araştırma programları yok, 3) tüm eğitim çevrimiçi olduğundan hocalar dünyanın her yerinden olabiliyor. Böylece üniversite eğitim ücretini düşük tutmayı başarıyor. Eğitim ücreti geleneksel üniversitelerinin ücretlerinin üçte biri civarında. Ayrıca düşük faizli borç veriyorlar, ihtiyacı olan öğrencilere çalışma fırsatları sunuyorlar ve öğrencilerin çoğuna bir miktar burs veriyorlar. Hayırseverlerin yapmış olduğu katkılar ihtiyacı olan öğrencilere gerektiği kadar burs verilmesine destek oluyor. Böylece okul maddi durumlarına bakmadan en iyi öğrencileri alabiliyor.

Hayal?
Beğendiniz mi? Güzel bir hayal, değil mi? Ama bu hayal değil. Böyle bir üniversite var. Hangisi mi? O da sizin ev ödeviniz olsun. (İpucu: Eski Romalıların bilgelik, sanat, adalet, ticaret ve strateji tanrıçası.) Bir de rahatınızı kaçıracak bir soru: neden ülkemizde birbirinin kopyası onlarca üniversite açılır da böyle yenilikçi bir eğitim kurumu açılmaz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi