
Begüm Erdoğan
Dijital platformlarda ne izlemeli? Gidecek Yerimiz Yok
Ülkemizde demokrasi için protestolar farklı formlarda sürerken, dünyanın genelinde yükselen sağ partiler ve yöneticilerle son derece sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bunun önemli bir örneği de Filistin’de yaşanan etnik temizlik... Hatırlarsınız, sinema dünyası bu seneki Oscar Töreninde “No Other Land” filmiyle bir araya gelen İsrailli ve Filistinli hak savunucu sanatçıları kutlamıştı. O zaman da memnun olmadığı aşikar gruplar vardı, şimdiyse, ifade özgürlüğü ve politika eksenindeki kaymanın ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Gidecek Yer Yok, No Other Land, 2024
Film, 2019 yılından başlayarak 2023 senesine kadar İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da gerçekleşen yıkımı gösteriyor. Batı Şeria’da bulunan Masafer Yatta’da doğup büyümüş bir aktivist olan Basel Adra’nın gözlerinden izliyoruz olayları. Bu sırada İsrailli bir gazeteci olan Yuval Abraham’la tanışıyor ve arkadaş oluyorlar. Ancak arkadaşlıkları, ikisinin yaşam koşulları arasındaki uçurumla yaralı doğuyor. Yuval’ın hakları ve özgürlükleri varken, güvenlik hakkında sürekli endişelenmesi gerekmezken, Basel baskı altında, kaygıyla boyanmış ve şiddetin gölgesinde bir hayat sürmektedir.
“Gidecek Yer Yok”, sizi hem çileden çıkaracak hem de yüreklerinizi parçalayacak bir yapım. Masafer Yatta’da köylüler sürekli göstermek zorunda oldukları direnişe rağmen, bir şekilde gülümsemeye de devam ediyorlar. Bunun bir güç olup olmadığını bilemiyorum ama kesinlikle saygı uyandırıcı.
Film, sinema eseri ve belgesel olarak da başarılı bir yapım, temposu güzel, görselleri iyi çekilmiş ve kurgulanmış ama onu gerçek anlamda özel yapan şey içindeki direniş öyküsü. Filmin ödül almasından sonra yönetmenlerinden biri olan Hamdan Ballal geçtiğimiz hafta İsrailli yerleşiciler tarafından dövülmüş sonra da İsrail askerleri tarafından tutuklanmıştı. Bu sırada sinema birlikleri, yönetmenin özgür bırakılması için çağrı yaparken, Akademi’nin yönetmenin ve filmin ismini vermeyen bir çağrı yapması üzerine 900’ü aşkın filmcinin katıldığı bir imza kampanyası başlatıldı. Sonuçta Akademi, baskıya dayanamayarak özürlerini iletti ve hatasını düzeltti.
Bu sırada filmin Kuzey Amerika’da vizyona girmediğini çünkü hiçbir dağıtımcıyla anlaşma yapamadıklarını da belirtelim. Yalnızca ufak sinema salonlarında tadımlık gösterilebildi. Yine de 2.8 milyon dolarlık gişe hasılatıyla New York Times tarafından “beklenmeyen bir gişe başarısı” olarak görülüyor. Önüne konan engelleri aşan bir başarı desek daha doğru olur tabii.
13th, 2016 (Netflix)
Bu eksene paralel bir şekilde konuşabileceğimiz bir film de, Ava DuVernay imzalı bir yapım. Her ne kadar “Gidecek Yerimiz Yok”un sahip olduğu eşsiz ruh bu filmde olmasa da bu filmin de ciddi bir derdi var. Film, Amerika’nın hapishane sistemi içerisine yerleşmiş olan büyük bir problemden söz ediyor ve açılışında önemli bir istatistiğe yer veriyor. Film çekildiği sırada Amerika’nın dünya nüfusunun %5’ini ve aynı zamanda tutuklu insanların %25’ini barındığını ifade ediyor. Gerçekten de çarpıcı bir istatistik, aynı Amerikan Anayasasının 13. Maddesine ithaf edilmiş ismi gibi. Bu madde de kölelik yasaklanıyor ve özgürlük, tüm Amerikalılar için hak haline getiriliyor. Ancak bir istisna olarak, hüküm giymiş insanlar listeleniyor. Şaşılacak bir şey değil aslında, hukuki olarak normal bir durum, diyebiliriz ancak yönetmen, işleyişte bunun modern kölelik için kapı araladığını ifade ediyor.
BİR HAFTA SONUNDA İZLEYEBİLECEĞİNİZ DİZİLER
Normalde elde telefon bir şey izlenmesine şiddetle karşıyım ama şu an Twitter’a (ya da X nasıl derseniz) bakmadan pek vakit geçiremiyoruz malum. Bir elinizde telefon gündemi takip ederken, izleyip bitirebileceğiniz bazı yapımlar…
Residence, 2025 Netflix
Beyaz Saray’da bir cinayet işlenir ve bu cinayeti çözmek için bir kuş gözlemcisi de olan, biraz da otizm spektrumundaymış gibi hissettiren Dedektif Cordelia Cupp görevlendirilir. Bu karakter öyle biridir ki, onu görevlendiren polis memuruna göre kendisi “dünyanın en iyi dedektifi”dir. Yoğun duyguların ve egonun merkezinde olduğu ilişkileri işlerken dizi, Beyaz Saray’ın arka yüzünü tamamen amatörler tarafından yürütülüyormuş gibi hissettiriyor. Bu da tabii bayağı komik olabiliyor. Aynı zamanda Amerika’da Başkanlık kurumunun bugüne kadar ne anlam ifade ettiği hakkında arka tarafında bir şeyler söylüyor gibi gözüküyor ama açıkçası çok da derin bir anlam olmadığını itiraf etmem gerekiyor. Bridgerton, Grey’s Anatomy gibi dizilerden tanıdığımız Shonda Rhimes’ın prodüksiyon şirketi tarafından yapıldığını da düşünürseniz her şey anlamlı bir bütün oluşturuyor. Tam bir politik nükteli, eğlenceli kaçış dizisi.
Maniac, 2018 Netflix
Epey tuhaf olan bir hikayesi var bu dizinin. Hatta ne anlama geldiği konusunda bayağı bir de tartışma yaratmıştı bu ufak yapım. Retro tarzı olan değişik bir gelecekte, New York’ta bir ilaç testinde geçiyor. Emma Stone, borderline (sınırdurum) kişilik bozukluğu olan bir kadını, Jonah Hill de potansiyel bir şizofreni vakası olan zengin bir ailenin oğlunu oynuyor. İkili, değişik değişik ilaç deneylerinde deneklik yapıyorlar ve her farklı ilaçla alternatif bir gerçekliklerde buluyorlar kendilerini. Bu sırada ikisinin de ihtiyacı olan anlaşılma ve arkadaşlık doğuyor aralarında. Bir daha düşündüm de sanırım bunu elinizde telefon olmadan izlerseniz daha iyi olabilir çünkü hiç de fena bir dizi değil.
Agatha All Along, 2024 Disney+
Agatha Harkness, bir süper kahraman değil. Hatta kahramanlığı geçtim, iyi biri bile değil. Kendisi WandaVision dizisinin kötü karakteriydi ve evet şimdi kendi dizisi var. Oyuncusu Kathryn Hahn’ı ise özellikle komedi filmlerinden tanıyor olabilirsiniz ama son senelerde komedinin yanı sıra farklı rol denemeleri de oldu. Şimdi de Harkness karakteri üzerine güzel oturmuş gibi duruyor çünkü karakterin tüm albenisi sarkastik ve eğlenceli olmasından geliyor. Dizide üç senedir Westview’da büyünün altında kısılıp kalmış Agatha’nın kimliği muğlak bir genç sayesinde eski düşmanlarından kaçmasını ve yeni bir cadılar meclisi kurmasını anlatıyor. Bu cadılar meclisindeki herkesin de ihtiyacı olan bir şeyler var bunları karşılamak için “Cadılar Yolu”na gitmeleri ve bu yolu tamamlamaları gerekiyor. Ancak olaylar tahmin edebileceğiniz gibi bayağı bir karışıveriyor.