Uğur Temel
Eh işte...
Lig treni kaçarken Trabzonspor için Türkiye Kupası macerası yeni başladı. Eleme sisteminin olmadığı, üç maçlık mini mini bir lig olarak oynanacak. Beşinci turdan katılıyor Bordo Mavili takım 62 sezondan bu yana aralıksız devam eden kupaya. Yazıyı yazmaya başladığımda maç 3-0 olmuştu, buradan dönmez umarım.
Trabzonspor’un durumunu; “Kaynayan Kurbağa Sendromuna” benzetiyorum ben. Anekdotu bilirsiniz; sendrom, kurbağanın kaynayan suya atıldığında dışarı zıplayacağı, fakat soğuk suya konulup yavaşça ısıtıldığında neler olduğunu fark edemeyip yavaşça kaynayarak öleceği şeklinde anlatılır. Bu anekdot genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılır. Sezon başından bu yana, Bordo Mavili takımın, önce Avrupa Kupalarından kendisine rakip bile olamayacak takımlara elenmesine, ligde deplasmanda hiç galibiyet alamamasına, üst üste iki maç kazanamamasına, puan sıralamasında küme düşme hattının sadece üç puan üzerinde 14 sırada olmasına alışıldı sanırım… Oysa sezon başında Trabzon Uzun Sokak’taki Kolotoğlu Çarşısı’nda, “Bu sezon, olacaklar bunlar” deseniz, en hafif tabirle sopa ile kovalanırdınız. Teşbihte hata olmaz; tıpkı “Kaynayan Kurbağa Sendromunda” olduğu gibi, su alttan yavaşça ısıtılınca ne takım, ne taraftar tepki veriyor…
Trabzonspor, dün akşam çok mu iyi oynadı? Bu sorunun cevabı, göreceli aslında… Son oynanan, Bodrum ve Samsun maçlarını ölçü alırsak ‘evet’; deplasmandaki Galatasaray maçını göz önüne getirirsek ‘hayır’… Yine kayıp olan tek devre-bu sefer ilk 45 dakikaydı-kesik kesik oyun, bol bol yan pas geri pas, keçiboynuzu gibi tat vermeyen oyun. Diyeceksiniz ki, “Maç nasıl 3-0 oldu?” Bunun iki sebebi var bana göre… İlki; Alanyaspor hiç bir şey oynamadı, ikincisi Bordo Mavili takım bir parça mücadele etti. Bu yorum elbette göreceli ve özneldir. Alanyaspor, Trabzon deplasmanına, “Kupada daha iki maç oynayacağım, bir puan bana yeter” anlayışı ile gelmiş. Maç boyunca set hücumu olarak değerlendirebileceğim atakları, bir ya da iki taneydi. “Kontradan atarsam ne âlâ, gol yemeyeyim yeter” mantığı ile çıkmış sahaya Sami Uğurlu’nun ekibi. Görece, yedek ağırlıklı kadronun yapacağı iş bu kadar oluyor zaten. Trabzonspor, maç sıkıntıya girmeden, 51 ve 58. dakikalarda golü bulunca rahatladı. Alanyaspor’un gardı düştü, 69’da da Visca fişi çekti.
Trabzonspor’da Cham ve Banza’nın öne çıktığı bir maç oldu. Cham, ilk yarı, zaman zaman pas hatası yapsa da 70. dakikada oyundan çıkana kadar iyi niyetiyle “bal yapmaya” çalıştı. Bir parça istekli oyununu, perdeyi açan golle süsledi. Banza ise diğer maçlarına göre daha hareketli bir görüntü çizdi sahada. Geriye kadar gelerek top aldı, arkadaşlarına duvar olmaya çalıştı, oyundan düşmedi, golünü de attı. İkinci yarıda, bir parça Visca, risksiz oynayan Mendy ve Lundstram, Trabzon adına “Bir parça mücadele eden istekli oynayan” oyunculardı. Vasatın altında kalan tek oyuncu vardı sahada Trabzonspor adına; Ozan Tufan… Hazret, bir dönem siyasi hayatımızda yer alan kontenjan senatörleri gibi, takıldı durdu sahada. Huyumdur; maç seyrederken kadroyu yazarım. Elimin altında arşiv olur. Ozan’ı ilk on birde yazdım yazmasına da sahada göremedim. Hoş, birçok maçta da göremiyoruz ya… Şenol Hoca, Allah’tan ilk yarının sonunda, Ozan’ı yedeğe çekti de bizi bu işkenceden kurtardı.
13 Ocak’ta açılacak ikinci transfer sezonunda, Bordo Mavili takım takviye yapar mı, bunlar tutar mı bilemem. Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmakla övünen Başkan Doğan kesenin ağzını ne kadar açacak o da meçhul. İstenen yerde ligi bitirmek, kupayı da alabilmek için en az iki kanat ve bir orta saha alınmalı. Meşhur Saviç de özel uçakla Trabzon’a geldi zaten, stopere gerek yok! Transferden daha önemlisi Trabzonspor’un artık iki maç üst üste kazanmanın bir sorun olmadığını, futbolun içinde bunu doğal olduğunu, hatırlaması gerekiyor. Umarım Trabzonspor bunu hatırlar.
“Kaynayan Kurbağa Sendromu” ile başlamıştık yazıya, yine bu sendrom ile bitirelim. 2006 yılında, “Uygunsuz Gerçek” adlı bir film gösterildi Amerika’da. Küresel ısınmaya karşı duyarsızlığı anlatmak amacıyla çekilen filmin sonunda, kurbağa zarar görmeden önce kurtarılmaktadır. Umarım ve inşallah, Alanya maçı ile Trabzon da kendine gelir. Futbolcular, Bordo Mavili formayı giydiklerini hatırlarlar.