Bindik Bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete…

Rivayet odur ki; 1820’li yıllarda devrin Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, arasının şeker renk olduğu, padişahı ll. Mahmud’a bir zürafa gönderir. Hediyenin(!) gemi ile geleceği duyulur. Heyecanlı bir kalabalık yığılır limana. Hayatlarında hiç görmedikleri bir hayvan inecektir gemiden… Gemiden inen zürafayı şaşkın gözlerle seyretmektedirler. Hayranlıkla izlerler hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişini. Halk, ilk defa gördüğü zürafaya şaşkın, meraklı ve çekinerek bakmaktadır.

Bakıcısı; “Zürafanın uğurlu ve mübarek bir hayvan olduğunu, onu eliyle tutarak bir kere gezdiren Müslümanın, yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmeyeceği” yalanını uydurur, bu uzun boylu garip hayvanı seyreden kalabalığa… Demesi kolay da kimse cesaret edemez yaklaşamaz hayvana. O sırada; padişahın has adamlarından olan Abdi Çavuş bir dalavere ile zürafanın üstünde bulur kendini… Kalabalığın şamatasından, Abdi Bey’in bağırışından ürken zürafa, İshakiye Köşkü’ne doğru koşmaya başlar. Korkudan fal taşı gibi açılmış gözleriyle padişaha doğru yalvarırcasına bağırır Abdi Bey: "Ahret hakkını helal eyle efendimiz. Bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete.”

Rivayeti bu olan atasözü; “Kişinin önünü göremediği ve ne olduğu belirsiz bir duruma doğru gittiğini anlatır. Aynı zamanda sonu hayırlı olmayan ya da tehlikeli durumlara yol açabilecek olaylara doğru, bodoslama gitmek.” anlamına da gelmektedir. Trabzonspor’un hali tam da bu işte…

Nerede Geçen Haftaki Göz Dolduran Oyun?

Geçtiğimiz hafta, ligin yenilgisiz lideri Galatasaray’a, adeta, ecel terleri döktüren son saniyede şanssız bir golle sahadan mağlup ayrılan, son birkaç sezonun tartışmasız en iyi futbolunu oynayan Trabzonspor’a ne oldu? Galatasaray defansını hallaç pamuğu gibi dağıtan, çaresiz bırakan Bordo Mavili takımın ön alan oyuncuları, koskoca ilk yarı boyunca, pozisyona giremedi. Topla %80 oynayıp, 0.19 gol beklentisinin izahı biraz güç. Bodrumsporlu futbolcuların, Trabzonsporlu meslektaşlarına alan bırakmadığını, sahaya iyi yayıldıklarını, performansı tartışılan ama 10 gol atan Banza’ya nefes aldırmadıklarını söyleyeceğiz elbette… Peki, tüm bunlar; Bordo Mavili takımın 45 dakika boyunca yokları oynamasına, az ama tehlikeli gelişen Bodrumspor ataklarına, cevap mı? İlk yarıda 17 orta yaptı Trabzonspor. Bu ortaların hiçbiri Bordo Mavili oyuncularla buluşmadı. Kaleye çekilen dört şutun, 4’ü de karavana… Heba olan, saç baş yolduran, sinir krizi geçirten bir ilk yarı.

ÇİLİNGİR, ANCAK 86. DAKİKADA GELDİ

Tek marifeti; futbol deyimi ile” otobüsü kaleye çekip kontra aramaktı” Bodrumspor’un. Peki, bu maçı kilitleyen oyuna çözüm yok mu? Var… Ya uzaktan şut çekersin ya kanatlardan orta yaparsın ya da ceza alanına verkaçla girmeye çalışırsın… Devre arası Şenol Hoca soyunma odasını bir hayli inletmiş olacak ki, ikinci yarı daha düzgün-sadece ilk yarıya göre- bir Trabzonspor izledik. Uzaktan; “isabetli” şut çekmeyi başarabildiler. Maç biterken de Malheiro’nun düzgün şutu, gol oldu. Çilingirin daha erken devreye girmesi gerekirdi. Maç boyunca bu kadar yavaş, bu kadar temposuz oynarsan, yön değiştirmeleri devreye sokamazsan, rakibi hataya zorlayamazsan skora razı oluyorsun.

Trabzonspor için kâbus yılı 2024 bitti. “2025’ten ne istiyorsun” deseler bana; “Sırtımı koltuğa yaslayarak, rahat bir şekilde Trabzonspor maçı izlemek istiyorum” derim. Noel Baba; yeni yılda futbol armağan etsin Trabzonspor’a. Yoksa “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” …

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi