Uğur Ergan
“Çizgi ustası”: Ali Herischi
“Azerbaycan’da çok mutlu ve huzurlu bir evde doğdum. Ailem özgürce yetişmem için her türlü imkanı sunuyordu. Resme olan ilgimi fark etmişler ve özgürce evin her yerine resim yapmama izin veriyorlardı. Duvarlar, eşyalar, perdeler, kısacası her şey benim için tuvaldi. Mutfakta yaptığım şaheserim ‘Cinali’ ev tadilat gördüğünde bile ailem tarafından korunmuştu. Bu bir çocuk için çok büyük bir mutluluk ve şanstı.”
Hayatını resim ve sanat üzerine oturtacağı daha çocukluk yaşlarında belli olan ve günümüzde “çizgilerin ustası” olarak değerlendirilen Ali Herischi böyle başlıyor sohbetimizde kendisini tanıtmaya.
Azerbaycan Devlet Medeniyet ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Dekoratif Tatbiki Sanatlar Fakültesi’nde eğitime başlayan Herischi, 1990’ların başında tasarım ve endüstriyel boyutları olan bir projede çalışmak için Türkiye’ye gelmiş. Projenin bitimi sonrası 1992-2015 yılları arasında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi’nde hoca olarak görev yapan Herischi, uzman eğitmenliği sayesinde Türk çağdaş sanatına çok sayıda öğrenci kazandırmış.
Bu hafta Herischi’yi köşemizde ağırlamamızın nedeni, sanatçının Ankara-Yıldız’daki Galeri Soyut’ta 10 Kasım Cuma günü “Fraktal Nedenler” isimli kişisel sergisinin açılacak olması.
Ressamın, resimlerini yaparken bazen duygularını tam olarak ifade edemeyebileceğini, yaratım sürecinde sorunlar yaşayabileceğini söyleyen Herischi, yaratım süreci tamamlandıktan sonra ortaya çıkan eserlere ilk anda düşünülenden farklı anlamlar yüklenebileceğini de vurguluyor. Herischi şöyle devam ediyor:
“Zaten sanatın esprisi de budur. Resim her an yaşar ve her zaman farklı algılanabilir, bir sabah başka bir anlam içerebilir, ertesi sabah ise başka. Resmi birçok yöntem, tarz, amaç ve materyalle yapabilir, çok çeşitli amaçlar için de kullanabilirsiniz. Ben bu süreci daha çok tasarım, kurgu ve sözü sembole dönüştürmek amaçlı bir laboratuvar çalışması olarak düşünüyorum.”
Sanatın gelişebilmesi için farklı araştırma ve çalışmaların yapılmasının bir gereklilik olduğunu belirten Herischi, “Çağdaş sanat” ve “Geleceğin sanatı” ile ilgili de özetle şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Çağdaş sanatlar inanılmaz bir iddiadır. Geleneksel sanat anlayışında olduğu gibi sanatçı kimlik olarak dışarıda değil tam da işin ortasındadır. İfade şekli kadar sanatsal varlığı da çok önemlidir. Kişisel yapısı o kadar renkli ve özeldir ki, onun yaptığı her şey sanat eseridir. Sanatçının yaşam felsefesinin, süreç içerisinde ürettiği esere çok büyük katkısı vardır. Sanatta yeni arayışlar marjinallik adına değildir. Belki öze inmek, bilinenin ötesine çıkabilmek, kendini en doğru şekilde ifade etmek adınadır. Geleceğin sanatı, hayatın içinde daha fazla olacak. Geleceğin sanatı sosyal sanattır. Bence gelecekte sanat, birey tarafından kendi varoluşunu, yaşam tarzını ifade edecektir. Bugünkü bakış açımızdan çok daha farklı bir sanat karşımıza çıkacaktır.”
Sanatın toplumun öncüsü, aydınlatıcı gücü ve aynası olduğuna da dikkat çeken Herischi, sanatın vazgeçilmezliğini de şöyle ifade ediyor:
“Sanatı toplumun içinden çıkarmaya kalktığınızda eksikliği hissedilmelidir. Sanat hayatın tamamlayıcı unsuru olmalıdır. Kültürlerde yer alan heykeller, yapıtlar, süslemeler ortadan kaldırılırsa manevi ve görsel kültürde büyük boşluklar oluşur. Çünkü onlar var oluşun ve yaşamın içindeler.”