Uğur Ergan
Cihat Aral: Resim, protesto alanıdır
Cihat Aral, Türk resim sanatının önemli isimlerinden ve mihenk taşlarından biri. 68 kuşağından olan ve sanata toplumsal tepki açısından bakan Aral, şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA) Resim Bölümü Neşet Günal atölyesinde öğrenim gördükten sonra ilk sergisini 1970 yılında Taksim Sanat Galerisi’nde açmış. 1971-74 yılları arasında Fransa’da Paris Ulusal Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda resim dalında yüksek lisans yapan sanatçı bu dönemde eserlerini daha renkli bir yapıya büründürmesiyle biliniyor. 1974’de Türkiye’ye dönerek İDGSA’da öğretim görevlisi olan Aral, 1976-80 yılları arasında Görsel Sanatçılar Derneği genel sekreterliği ve başkanlığını da yapmış.
DEV RESMİ YASAKLANDI
Aral’ın düzenle çatışmasının ilk örneklerinden biri 1976 yılına rastlıyor. Sanatçının “Analar ve Çocukları” adlı 250 metrekare alan üzerine yaptığı kompozisyonu çalışma tamamlanmadan dönemin Antalya Valiliği tarafından yasaklanıyor. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle birlikte Aral için zorlu yıllar başlıyor. 1983’te tutuklanan sanatçı, o dönem işkenceleriyle gündeme gelen Mamak Askeri Cezaevi’nde 9 ay kadar yatarken, 12 Eylül darbesinin meşhur 1402 sayılı sıkıyönetim yasasıyla da akademideki görevinden uzaklaştırılıyor. 1989’da görevine geri dönme hakkını kazanan Aral, 1994’te doçent, 1999’da profesör oluyor. 2003-2004 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğü yapan sanatçı, İslamcı dini motiflerin dışındaki sanatsal faaliyetlere pek toleranslı yaklaşmayan AKP’nin iktidara gelmesinden 2 yıl sonra görevinden istifa ederek 2004’de emekli oluyor.
RESİM BAŞKALDIRIDIR
80 yaşındaki sanatçı resimlerinde renk lekeleri ve ışık kullanımıyla oluşturduğu çoklu figür kompozisyonlarında insanlık gerçeğini, dramını ve yaşamına ilişkin psiko-patolojik bir nosyonu, kısaca eleştirel bir dille insan trajedisini ele almasıyla biliniyor. Aral, bu trajediyi bireysellikten arındırıp, çokluğu, bütünlüğü, rengin açık-koyu değerleri ile sade bir resim dili kullanarak ifadelendirmeye çalıştığını söylüyor.
İnsanı ve doğa sevgisini tuvale yansıtan Aral, sanat yaşamının başlangıcı olarak nitelendirdiği 60’lı yılların sonunda kent insanlarını, onların çocuklarını ve yaşam biçimlerini gözlemleyerek, figürlerini canlı bir üslupla betimlediğini vurguluyor. Aral, zamana tanıklık ettiği, 2013 Aralık’ta İş-Sanat Kibele Galerisi’nde açılan sergisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunurken, sanatla ilgili görüşünü de “Merkez insan olunca; figürü temel tutan resim anlayışı bütünüyle sosyal hayatın politik, ekonomik, sosyolojik değerlerinin özünü taşır. Resim dipdiri bir başkaldırı, bir protesto alanıdır ve iyi resim unutulmaz” diye tanımlıyor.
Yurtiçi ve yurtdışında özel koleksiyonlar ile müzelerde yapıtları bulunan Cihat Aral’dan bahsetmemizin nedeni, sanatçının Ankara’da sergisinin açılacak olması. Eşi Zehra Aral’ın ardından, oğlu Yiğit Aral’la birlikte Cihat Aral’ın 60 yılı bulan sanat yaşamından kesitler sunan retrospektif tadındaki sergisi 28 Nisan’da Arda Sanat’ta Ankaralı sanatseverlerle buluşacak.