Kaya Türkmen
Centilmence yarış
Anayasa’nın 101. maddesi “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor. Açık ve net. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir tur daha cumhurbaşkanlığı yapamaz.
Millet İttifakı liderleri de ülkenin önde gelen hukukçuları da hatta okuma yazma bilen her dürüst vatandaş da Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını savunuyor. Erdoğan ise Millet İttifakı’nı “Pensilvanya ve Kandil’den beslenen çete” sözleriyle hedef alarak, “Aklen de hukuken de fiilen de 2018’de kronometre sıfırlandı ve seçilen cumhurbaşkanı, sistemin ilk kez seçilmiş cumhurbaşkanıdır” diyor.
Bir de “Siyasi ayak oyunlarından medet ummak yerine, 14 Mayıs’ta bizimle sandıkta centilmence yarışacak birini bulmaları kendileri için daha hayırlı olacaktır”
diyor…
Millet İttifakı adayını bulmasına bulur da karşı tarafın sicili yarışın centilmence olacağı hususunda pek ümit vermiyor doğrusu.
Meğerki cumhurbaşkanının bu sözleri yarışın centilmence olacağı hususunda bir taahhüt olsun.
Eğer öyleyse, artık bir tarafın devletin bütün imkânlarını fütursuzca kullanmayacağını anlamak gerek herhalde.
• Valilerin, kaymakamların, emniyet teşkilatının iktidarın kampanyasına bilfiil katılmayacaklarını…
• Diyanet’in 130 bin kişilik kadrosuyla Akape güzellemeleri yapmayacağını…
• TRT ve Anadolu Ajansı’nın iktidarın ve sadece iktidarın megafonu olmayacağını…
• RTÜK’e, Basın İlan Kurumu’na, İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan ve A Haber’den devşirme bir pelikanın koordinatör olarak hizmet verdiği dezenformasyonla mücadele merkezine muhalefetin sesini kısma görevi verilmeyeceğini de içerir herhalde cumhurbaşkanının centilmenlik çağrısı.
Cumhurbaşkanı centilmence yarıştan söz ettiğine göre,
• olası rakipler sudan sebeplerle mahkemelerde süründürülmeyecek,
• siyasi yasaklara maruz bırakılmayacak,
• rakip siyasi partiler iktidarın emrindeki yargı tarafından kapatılma tehdidi altında siyaset yapmak zorunda bırakılmayacak.
Bunu mu anlamalıyız?
• Sonuç beğenilmeyince seçim yenilenmeyecek.
• Rakip kazanınca Yüksek Seçim Kurulu’na iptal ettirilmeyecek.
• Aynı zarfın içinden çıkan oyların üçüne itiraz etmezken biri geçersiz sayılıp seçim tekrarlattırılmayacak.
• “Mühürsüz oy pusulaları da geçerlidir” denilmeyecek oylama devam ederken.
• Hile iddiası ispat edilemeyince “Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şey oldu ama fark edemedik” tarzı inciler duyulmayacak iktidar cenahından.
• Trafolara kedi kaçmayacak.
• Hayali seçmenlere oy kullandırılmayacak.
• Üsküdar’ı geçen atlara binilmeyecek rakipler çiğnenerek.
• İktidar, alet kutusundaki en önemli kampanya aracını, yani iftirayı bugüne kadar olduğu gibi utanmadan, sıkılmadan, tepe tepe ve tepine tepine kullanmayacak.
• “O kazanırsa su faturalarını DHKP-C’liler getirecek” demeyecekler artık.
• “Zillet ittifakı kazanırsa sosyal yardımlarınız kesilecek” demeyecekler.
• “Bunların alayı terörist” demeyecekler artık. “Bunları hepsi FETÖ’cü” yalanı duyulmayacak.
• “Biliyorsunuz alevi” hatırlatmalarına da tenezzül edilmeyecek.
Centilmence yarış çağrısı bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından döküldüğüne göre, hiçbir hileye, aldatmacaya, entrikaya, el çabukluğuna, yalana, dolana, oyuna, dolaba, numaraya, dalavereye, mızıkçılığa, oyunbozanlığa, desiseye, mandepsiye, katakulliye, arsızlığa, alicengiz oyununa, tuzağa, düzene, komploya, madrabazlığa, maskaralığa, utanmazlığa, yüzsüzlüğe, rezilliğe, kepazeliğe müsaade edilmeyecek besbelli.
Ben öyle anlıyorum.
Koskoca Cumhurbaşkanı centilmence yarış çağrısında bulundu çünkü.
Yalnız unutmayalım: Erdoğan üçüncü bir kez cumhurbaşkanı adayı olamaz.
Anayasa’ya da aykırıdır. Centilmenliğe de...