Kaya Türkmen
Bunlarla olmayacak besbelli
6 Şubat günü arka arkaya yaşadığımız iki depremin neden olduğu yıkım yakın tarihimizin en büyük doğal felaketi diye öğrendiğimiz ve 33 bin insanımızı kaybettiğimiz 1939 Erzincan depremininkini geçti.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası “6 Şubat 2023 Depremleri Ön İnceleme Raporu” başlıklı bir rapor yayınladı.
Raporda oda yönetim kurulundan bir heyetin deprem bölgesine giderek madencilerin oluşturduğu kurtarma ekiplerinin performansıyla ilgili olarak yaptığı incelemelerde varılan sonuçlar yer alıyor.
Raporun birinci maddesinde AFAD’ın yani kamunun geç harekete geçmiş olması nedeniyle arama kurtarma çalışmalarında son derece önemli olan ilk bir buçuk günün kaybedilmiş olması vurgulanıyor.
Diğer yandan, afet konusunda tek resmi yetkili olan AFAD’ın gerek kapasite gerek zamanında ve etkin kararlar alma konusunda yetersiz kaldığı gibi, sivil toplumun çalışmalara katılımını engellediğine değiniliyor. Başka eleştiriler de var raporda AFAD’a yönelik.
Bir zamanlar bu milletin gözbebeği olan ama bugün Akapenin arpalığı ve “vergiden kaçınma” aracına dönüştürülen Kızılay’ın hali de ortada.
Akape iktidarı başta ekonomi olmak üzere her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdığı gibi depreme hazırlık ve afet yönetimi konusunda da iş bilmezliği nedeniyle sınıfta kaldı.
Bugün ülkeyi yönetenlerin acilen bütün akıl ve enerjilerini 6 Şubat depremlerinin vurduğu insanlarımızı ve yaşadıkları kentleri ayağa kaldırmaya ve giderek yaklaşan İstanbul depremine hazırlıklı olmaya seferber etmeleri gerekiyor. Bunu bugünkü iktidardan beklemek beyhudedir.
Sekiz kez imar affı ilan etti Akape iktidarları. Dokuzuncusu mecliste bekliyor. Onu da çıkarır bunlar bir gece ansızın…
Bu imar aflarını meydanlarda “İmar barışıyla 144 bin 556 Maraşlı vatandaşımızın sorununu çözdük”, “Toplam 205 bin Hataylı vatandaşımızın sorununu çözdük” diye gerine gerine anlatan siyasetçilerle olmayacak bu iş besbelli.
İmam hatip ve ilahiyat eğitimi görmüş ve kayınpederi olan zata methiye olarak “Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi” adlı bir kitabı yazmaktan başka bir becerisine şahit olunmamış, üstelik depremin ilk gününden bu yana araziye gideceğine arazi olmuş bir adama AFAD’ın Afetlere Müdahale Genel Müdürlüğünü emanet etme basiretsizliğini gösteren bu iktidarla olmaz bu iş.
Önümüzdeki seçimlerde milletin güvenini hepten kaybetmiş bu hükümetin elinden kurtarmak ve Cumhuriyetin 100. yılında memleketi adaletle, liyakatle, akılla, bilimle yönetmeyi vadeden siyasi kadrolara emanet etmek büsbütün acil hale geldi.
Öyleyse Millet İttifakının depremden bir hafta önce açıkladığı ve bir hükümet programı niteliği taşıyan Ortak Politikalar Mutabakat Metninde depreme hazırlık ve afet yönetimi konularına ne şekilde yer verilmiş olduğuna bir göz atalım:
Programın “Kentleşme” başlıklı bölümünde,
Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kurulacağı,
Şehirlerimizin kısa vadeli kişisel rant ve menfaat odaklı değil, uzun vadeli planlanacağı,
Tüm yapıların süratle gözden geçirilerek, deprem ve sel açısından en riskli bölgelerden başlamak üzere bir kentsel dönüşüm programının derhal uygulamaya konulacağı,
Kentsel dönüşümün rant değil çevre ve insan odaklı, afet risklerine karşı dayanıklığı artıran bir anlayışla yürütüleceği,
Afet yönetimini etkisizleştiren imar afları çıkarılmasına son verileceği vurgulanıyor.
OPMM’de ayrıca “Afet Yönetimi” başlıklı bir bölüm yer alıyor. Orada kırka yakın madde yer alıyor. Birkaçı şöyle:
“Afet Çerçeve Kanunu çıkartılarak afetler ile ilgili mevzuat tüm yönleriyle yeniden düzenlenecek,
AFAD’a kuruluş statüsü ve itibarı yeniden kazandırılacak, İçişleri Bakanlığı bünyesinden çıkarılacak, kural koyucu, yönlendirici, koordine edici, destekleyici ve denetleyici olarak yeniden yapılandırılacak,
Toplanan afet vergilerinin, afetin zararlarını azaltacak tedbirler ile afet sonrası normale dönüş ve rehabilitasyon çalışmaları için harcanması sağlanacak,
İstanbul depremine karşı, risk azaltmayı hedefleyen Hayat İstanbul Projesi başlatılacak,
Deprem ve doğal afet riskinin yüksek olduğu tüm kentlerde güçlendirme ve yeniden inşa projeleri yapılacak,
Deprem riski taşıyan yapılarda, okul, hastane, sosyal hizmet binaları başta olmak üzere depreme karşı güçlendirme çalışmaları hızlandırılacak,
Deprem tehdidi altındaki bölgelerde, ivedilikle yeterli deprem toplanma alanları tesis edilecek ve bu alanların imara açılmaması güvence altına alınacak,
Kamusal müşterek alanlar, afet durumlarında kullanılabilecek mekânlar haline getirilecek,
Afetlere sebebiyet veren suçlarda caydırıcı ve etkin ceza ve infaz sistemi getirilecek,
Afet ve Acil Durum hallerinde medyanın doğru, sürekli ve güvenilir bilgiye ulaşarak halkımızı ve ilgili kurumları doğru bilgilendirmesi sağlanacak”.
Sizi bilmem ama, benim oyumu alır bu program…