Kaya Türkmen
Beslenme çantası
Pazartesi okullar açılıyordu ya, önce Hürriyet, ardından Yeni Şafak çocukların beslenme çantalarında neler olması gerektiğini anlatan yazılar yayımladılar hafta sonunda.
Hürriyet’teki yazıda beslenme çantalarında yumurta, peynir, bol yeşillik, avokado, zeytin, ceviz ve tam tahıllı ekmek olması öneriliyor, konsantrasyonu artıran besinler olarak da çiğ kuruyemişler, kırmızı-mor meyveler ve bitter çikolatadan söz ediliyordu.
Yeni Şafak’ın “Beslenme çantası obez yapmasın” başlıklı yazısı da benzer önerilerde bulunuyordu.
Manda yoğurdu, Medine hurması, kestane balı da diyorlar mı diye baktım. Onları atlamışlar.
“Abur cubur değil de sağlıklı, dengeli besinler koyun çocuğun beslenme çantasına” diyen beslenme uzmanlarının söylediklerine bir diyeceğimiz olamaz tabii. Ama gazetelerin beslenme çantalarına avokado, bitter çikolata filan konulmasını önermeleri veya obezlikten söz etmeleri gerçeklikten ne denli uzaklaştıklarını gösteriyor.
Bilmez mi bu gazeteler ekonominin kitabını yazanlar tarafından yönetilen Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılında çocuklarımızın okula aç gittiğini? Ailelerin çocuklarının beslenme çantasına bir elmayı, portakalı veya muzu bile koyamadıklarını? Bazılarının evlatlarını kuru ekmek, bilemedin poğaça veya boş sigara böreği ile okula göndermek zorunda kaldıklarını? Çoğunda onun da olmadığını?
Cumhurbaşkanının G-20 zirve toplantısı için gittiği Hindistan’da makam arabasındaki televizyonda A Haber izlediğini görüntüleyen fotoğraflar çıktı basında. Hani şu Türkiye’yi İsviçre gibi gösteren A Haber.
Hindistan’da bile A Haberi kaçırmamaya özen gösteren Cumhurbaşkanının memleketin hal-i pür melâli hakkında fikir sahibi olmasını bekleyemeyiz tabiatıyla.
Ama bir ulusal gazetenin hangi düzeyde eğitim görmekte olursa olsun öğrencilerin açlık sorununun ülke gündeminin en üst sıralarından birini işgal ettiğinin farkında olması gerekir.
Demek Hürriyet ve Yeni Şafak da gündemi A Haber’den izliyorlar.
Bilmiyorlar ki TÜİK’in “İstatistiklerle Çocuk 2021” raporuna göre “ciddi maddi yoksunluk içinde olan” çocukların oranı yüzde 34. Dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Yine dört çocuktan biri düşük kilolu, dört çocuktan üçü ise kansızlık problemi yaşıyor.
Ama iktidara vız geliyor anlaşılan.
Geçtiğimiz yıl üç muhalefet partisinin çocuklara okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmesine ilişkin ayrı ayrı verdikleri teklifler Akape ve yancı ortağının oylarıyla reddedildi.
Vız geliyor iktidara öğrencilerin aç açına ders dinlemeleri.
Cumhurbaşkanı Hindistan’a kaç kişilik bir heyetle gitmiştir bilmem. Üç haneli bir rakam olduğundan şüphem yok. Onlarca da danışman yer almıştır heyette şüphesiz. Ve biliyorum ki o danışman ordusu içinden tek bir Allah’ın kulu bile “Sayın Cumhurbaşkanım, hazır Hindistan’a geldik, şu A Haber’i kapatın da ben size Hindistan hakkında bir bilgi vereyim” dememiştir.
Anlatmamıştır ki Hindistan okullarda öğrencilere ücretsiz yemek çıkarmayı anayasal zorunluluk haline getiren bir ülke. Uygulama gerçek bir başarı öyküsü. 2001 yılından bu yana, devlete ait tüm ilköğretim okullarında yaklaşık 130 milyon çocuğa her gün ücretsiz yemek veriliyor.
Hindistan Anayasa mahkemesinin Anayasa’da yer alan yaşam hakkının “gıdaya erişim hakkını” içerdiğine hükmederek devlet okullarındaki bütün çocuklara sıcak öğle yemeği verilmesini bir yükümlülük haline getirdiğini söylememişlerdir cumhurbaşkanına. Ne danışmanlar ne uçağına aldığı gazeteci görünümlü saray müstahdemi.
G-20 zirvesi gelecek yıl Brezilya’da toplanacak. Orası da okullarda çocuklara yemek çıkarmak konusunda diğer bir başarı örneği. Danışmanlar bu sefer hazırlıklı olurlar umarım.
Ülkemizi yönetenler ekonominin kitabını yazdılar ama her gün daha fazla insanımız yoksul kitlelere katılıyor.
Ülkemizi yönetenler ekonominin kitabını yazdılar ama bütün dünyada gıda fiyatları düşerken bizde sürekli artıyor. Bu da ailelerin çocuklarını yeterli düzeyde beslemelerini zorlaştırıyor.
Gelecekteki meslekler bugünkünden çok daha fazla nitelik ve uzmanlık, yani sağlam bir eğitim gerektirecek. Yoksulluk ve yoksulluğun yol açtığı beslenme yetersizliği nedeniyle eğitimin ikinci plana düşmesi gelecek nesillerimizi küresel rekabetin dışına itecek ister istemez.
Yani durum ciddi.
Bakmayın siz yandaş basının böylesine can alıcı bir konudaki aymazlığına. Bıkmadan, yorulmadan alarma basan duyarlı basın ve yazarlarımız da var.
“Pazartesi, çocuklar derslerine aç mı girecek?” diye soruyor mesela Menekşe Tokyay gazetemizde geçen pazar.
“Onların okulda açlıktan bayılmamaları, öğrenme güçlüğü çekmemeleri, derslerine konsantre olmaları, evdeki yoksulluğu okuldaki yoksunluğa taşımamaları için karar alıcılar olarak siz ne yapacaksınız?” diye soruyor iktidara. Muhalefete de soruları var.
Gazete Duvar’da ise öğrenme güçlüğü ve okul terk etme gibi öğretmenlerin beyaz önlük giymesinden daha acil sorunlarımız olduğunu söylüyor çığlık çığlığa ve bildiğimiz duyarlılığıyla.
Boş verin ‘beslenme çantaları obez yapmasın’ muhabbetini.
Menekşe Tokyay’ı dinleyin siz.
Ve çığlığına katılın. Katılın ki “Duymadık” diyemesin kimse.