Eda Yılmayan
ANADOLU’NUN HOMEROS’U CEVAT ŞAKİR
Anadolu’nun en büyük tanrıçası Kyble, Olimpos Dağı’nın şehvetli tanrısı Zeus, Hera, Poseidon, Afrodit, Artemis, Athena, Apollon, ateşi insanlığa verdiği için cezalandırılan Prometheus, Zeus’un kendisine verdiği kutuyu açarak insanlığa felaketler, hastalıklar, ölümler saçan Pandora, Hera’nın göğsünden fışkıran sütlerin oluşturduğu Samanyolu…
Mitoloji insanın evrendeki yolculuğunu anlatır. Evreni anlama biçimidir. Amerikalı psikolog James Hillmann “Mitoloji antik zamanların psikolojisi, psikoloji ise modern zamanların mitolojisidir” der. Bugünü anlamak, sözcüklerin kökenini öğrenmek, tıp literatürüne giren ‘Adonis Kompleksi, Aşil Sendromu, Aşil tendomu, Andromeda Sendromu gibi tanımların hikâyesini okumak tarihte bir yolculuk yapmak gibi. Mitoloji okumalarının yanı sıra Mimar Sinan Üniversitesi’nde Mimari Restorasyon Programı’nda mimarlık, sanat tarihi ve mitoloji üzerine dersler veren Doç. Dr. Esma İgüs’ün ‘Homeros’tan Günümüze Mitoloji Yolculuğu’ atölyesine katılıyorum. Hal böyle olunca Anadolu’nun Homeros’u olarak anılan, medeniyetin köklerinin Anadolu’da olduğunu söyleyen Cevat Şakir Kabaağaçlı’yı anmadan olmaz.
EFSANELERİN BEŞİĞİ ANADOLU
Türkiye’de mitoloji denilince akla ilk Cevat Şakir ve Mitoloji Sözlüğü yazarı Azra Erhat gelir. 17 Nisan Mavi Anadolu akımını başlatan Cevat Şakir’in doğum yıldönümüydü. Anadolu’nun Homeros’u olarak anılan Cevat Şakir medeniyetin Anadolu’da başladığını söyler. Ona göre efsanelerin çıkış yeri ne Yunanistan’dır ne İtalya, Anadolu’dur. Batı odaklı hegemonik tarih yazımına karşı çıkar. Cevat Şakir bir Anadolu erenidir. Anadolu Efsaneleri kitabında “Ege bölgesinin bir kısım efsaneleri Yunanistan’a ama çoğu Anadolu’ya aittir” der. Her toprağından tarih fışkıran coğrafyada “Diyar diyar gezeyim, her yerin eski efsanelerinden tutun da günümüze kadar gelmiş tarihsel olayları yazayım dedim. Ne var ki, Anadolu’nun çeşitli ekonomik, toplumsal ve filozofik kargaşalığının içinden çıkabilene aşk olsun!” diyerek serzenişini dile getirir.
Kitapta Anadolu’nun efsanevi halkı, İzmir’in, Efesos’un ve Anadolu kıyısındaki birçok kentin kurucusu Amazonlardan, Zeus’un beyaz bir buzağıya çevirdiği İo’nun geçtiği yerin ‘İnek Geçidi’ olarak anılan İstanbul Boğazı olması ve Boğaziçi’nin anlamının Yunanca Bosphoros’tan gelmesi, Troya Savaşı, Kybele, Pan, Midas ve Dionysos gibi pek çok efsane yer alıyor.
İlyada ve Odissea’yı eşsiz çevirisiyle okuyucuyla buluşturan Azra Erhat, Cevat Şakir’in insan ve doğa sevgisine hayrandır. Mavi Anadolu yolculuğunu Cevat Şakir başlatır. Ona bu yolculukta Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mina Urgan, Azra Erhat, Cengiz Bektaş, Abidin Dino, Necati Cumalı, Erol Güney, Melih Cevdet Anday eşlik eder. Azra Erhat Mavi Anadolu kitabında “Çanakkale’den Antakya’ya, İstanbul’dan Hopa’ya, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına gidelim, Anadolu topraklarını, düzlük, yayla, dağ, ırmak ve göl olsun, karış karış dolaşalım, binlerce yıllık bir tarihin izlerini taşımayan bir karış toprağa rastlamayız. Ne mutlu Anadoluluyum” der.Memleket sevdalısı aydınlar bu kadim toprakların kıymetini bilmiş, eserleriyle medeniyetin Anadolu topraklarındaki izlerini sürmüşlerdir.
HALİKARNAS BALIKÇISIYLA GÜRÜL GÜRÜL MERHABA
Cevat Şakir’in doğaya, kuşa, insana karşılık beklemeksizin söylediği Merhaba’sını Azra Erhat Mavi Anadolu kitabında şöyle anlatır: Balıkçı kendi Merhabası’na kimseden yanıt da beklemezdi. O, Merhaba dedi mi selam vermiş ve alınmış da olurdu. Onun sevgi çığlığı öylesine kapsayıcı idi ki, yankısını da beraberinde getirir, saldığı neşeye dağ, taş, insan ve hayvan, çevrede kim varsa hepsi katılırdı.
Nam-ı değer Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrum sevdası başka bir yazının konusu olsun. Ancak şu sözleri Bodrum’a olan sevgisini çok iyi anlatır: ‘İtalya’yı gör de öl’ derler. Yok a canım; Bodrum’la kıyılarını gör ve yaşa. Deniz aşığı Halikarnas Balıkçısı dünyaya yine kocaman bir Merhaba diyerek veda eder.
Ah ne acı doğa en can alıcı noktada elimi kilitledi
Son söylemek istediklerimi yazamadım
Sanırım ki yolcuyum
Dünyaya bir merhaba deyip gideceğim
Burnuma çiçek kokuları geliyor
Açın açın pencereleri, son defa görmek istiyorum güneşi
Son defa görmek istiyorum özgürlüğü
Merhaba çocuklar, merhaba dünya, merhaba…
HAFTANIN KİTAPLARI
MİTOS
Stephen Fry
Yayınevi: Alfa Yayınları
Olimposlu tanrıları, tanrıçaları ve onların hikâyelerinin bugüne nasıl uzandığını, dağarcığımızı nasıl zenginleştirdiğini okumak isteyenler Alfa Yayınları’ndan çıkan Mitos kitabını inceleyebilir. Stephen Fry’ın Pandora’nın kutusundan Prometheus’un ateşine uzanan kitabında her şey Khaos’la başlıyor. Biçimsiz Khaos’tan iki şey ortaya çıkar: Erebos ve Nyks. Erkek olan Erebos karanlık, kadın olan Nyks geceydi. Onların birlikteliklerinden Hemera yani gündüz ve Aither, ışık doğdu. Khaos iki varlık daha doğurdu. Toprak ana Gaia ve Tartaros yani toprağın altındaki derinlikler ve mağaralar. İlk düzenden, Olimpos tanrılarına, Zeus’un aşklarına ve günümüze kadar uzanan mitleri yazarın mizahi diliyle okuyabilirsiniz.
VEJETARYENLİĞİN YARARLARI
Sâdık Hidayet
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
İran edebiyatının büyük ustası Sâdık Hidayet ‘Vejetaryenliğin Yararları’ kitabında vejetaryenliği bir dünya görüşü olarak ele alıyor. Yazar, Kör Baykuş kitabında bir kasap dükkanını ve orada asılı olan etleri anlatış biçimiyle dünya görüşünü yansıtıyordu. Hidayet, “İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde savaş, acı, yıkım ve toplu kıyım biçecek. İnsanlık ilerlemeyecek, huzur bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur olduğu sürece” der.
İSTANBULLU AMAZONLAR
Şebnem İşigüzel
Yayınevi: İletişim Yayınları
Osmanlı, bir kadın sultanı tahta çıkardı mı? Taht bahtına erişen ilk ve son kadın sultan tarihten nasıl silindi? İmparatorluğun başında kalmasına müsaade edilseydi kadınlığın bu topraklardaki kaderi değişir miydi? Şebnem İşigüzel tarihi tersyüz ediyor, edebiyata farklı bir pencere açıyor.
DEVRİDAİM
Augusto Monterroso
Yayınevi: Vakıfbank Kültür Yayınları
Latin Amerikalı yazar Augusto Monterroso, ilk olarak 1972’de Meksika’da yayınlanan kitabı Devridaim’de yalnızları, mutsuzları, şairleri, âşıkları, sokakları, evleri, dertleri, sevinçleri bir araya topluyor. Yazar kitabında yerelliği ve evrenselliğiyle insana dair olanı her şeyi ele alıyor.
Haftanın çok satanlar listesini D&R, idefix, hepsiburada, Remzi Kitabevi, Penguen Kitapevi ve BKM Kitap listelerinden yola çıkarak derledik.
- Veba Geceleri, Orhan Pamuk
- Var mısın? Doğan Cüceloğlu
- Babaannem Geri Döndü, Şermin Yaşar
- Yakın Tarihin Gerçekleri, İlber Ortaylı
- Efendi ve Uşak, Lev Nikolayeviç Tolstoy
ATATÜRK
ÇOCUKLUK VE OKUL YILLARI
İpek Çalışlar
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
İpek Çalışlar kitabında bir çocuk olarak Atatürk’ü anlatıyor. Mustafa nasıl bir ailede doğdu, nasıl bir çocukluk geçirdi, öğrenim hayatına nasıl başladı, Osmanlı İmparatorluğu o dönem nasıl bir siyasi fotoğraf sergiliyordu? Mustafa’nın aile geçmişi, çocukluğu ve Harp Okulu yıllarına kadar uzanan dönemde bir çocuk olarak ilgi ve meraklarına, vicdani, ahlaki ve düşünsel gelişimine ışık tutuluyor.
YERYÜZÜNDEN BİNBİR EFSANE
Filiz Özdem
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Bakır dağlar, kör kuyular, büyülü kuşlar…Filiz Özdem’in kaleme aldığı ‘Yeryüzünden Binbir Efsane’ İstanbul’la başlayıp İstanbul’da son buluyor. Kitapta İstanbul Boğazı’nın adının nereden geldiği, Olimpos Kralı Zeus’un beyaz bir buzağına çevirdiği İo’nun hikâyesi, Kızkulesi’nde kavuşamayan iki sevgili Hero ve Leandros, okyanusu içen adam, Babil Kulesi, göklere uçan sevgililer, Gılgamış’ın uzun yolculuğu, Kral Midas’ın kulakları ve daha pek çok efsane yer alıyor. Aysu Koçak’ın çizimleriyle efsaneler resimlere, resimler efsanelere karışıyor.
BEN DE ÇOCUKTUM
Aziz Nesim
Yayınevi: Nesin Yayınevi
Küçükler, büyüklerin bir zamanlar çocuk olduğuna inanmakta zorlanır. Büyükler ise bir zamanlar çocuk olduklarını unuttuklarından, küçükleri anlamakta... ‘Ben de Çocuktum’ kitabında Aziz Nesin’in çocukluğuna dönüyoruz. Nesin’in özyaşamöyküsü Böyle Gelmiş Böyle Gitmez'den bir seçki olan kitabı, yüz yıl öncesinde geçen bir çocukluğun masalsı anılarıyla dolu.
SON ADA’NIN ÇOCUKLARI
Zülfü Livaneli
Yayınevi: Doğan Egmont
‘Son Ada’nın Çocukları’ barış ve özgürlük uğruna bir diktatöre karşı verilenmücadelenin hikâyesi. Doğan Egmont’tan çıkan kitap dünyanın en güzel adasında, neşeyle ve barış içinde yaşayan ancak adaya gelen bir yabancıyla hayatları değişen ada halkını anlatıyor.