Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

AKP İKTİDARI’NIN REKORLARI

Yükselen AÇIZ feryatlarının, “Vicdansızlık yapma, aç kalan falan yok!” diye azarlandığı 2022 Haziran Türkiye’sinde gündemdeki hiçbir konu, toplumda oluşan kopuştan, yabancılaşmadan ve kamplaşmadan daha önemli ve korkutucu olamaz.

Sefalet ve safahat/saltanat, aynı şehirde, aynı sokakta birlikte yaşanıyor. Ateşle barut misali bir toplumsal patlamanın hatta çatışmanın habercisi olarak bu kutuplaşmanın üzerinde durmamız gerekiyor. Bir sosyal felaket bizi beklemektedir.

Siyasi iktidarın sahipleri, yöneticileri, yakınları ve parası olan zenginler, devlet garantisinde tefeci faizi ile çok para kazanıyor ve hoyratça harcıyorlar; tüm lüks lokantalar dolu, caddelerde son model arabalar, milyonlarca liraya satılan binlerce konut; bir saltanattır gidiyor. Bunlar için açlık veya yoksulluk söz konusu değil.

Diğer tarafta 10 milyon emekli, 10 milyon asgari ücretli, milyonlarca sabit ve dar gelirli memurlar, işçiler, işsizler, tarlasını ekemeyen milyonlarca çiftçi, sattığını sattığı fiyattan alamayan esnaf, mutfaktaki kadınlar, evladına, eşine mahcup olan babalar, gelecekten ve ülkesinden ümidini kesen gençler; durumları her geçen gün daha da kötüye giderken bugün değilse de yarın AÇ kalacakları korkusuyla öfke biriktiriyorlar.

Ekonomik göstergeler, rakamlar, siyasi beyanatlar hatta tarafların söyledikleri kendi içinde tutarlı olabilir. Ancak gerçek şudur. 2021 Eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanı’nın “nass var nass” efelenmesiyle “faiz sebep enflasyon sonuç” yönlendirmesi yaptığı TC Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi sonucunda döviz fiyatları kısa sürede iki katına çıktı. Türk Lirası’nın alım gücü nerdeyse sıfırlandı. Akabinde, iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlerde fiyatlar uçtu; zamlar yağmur oldu yağdı.

Sonuçta, her şeyin, herkesin psikolojisi bozuldu, artık hiçbir tedbir enflasyonu durduramıyor. Bir belirsizlik içinde kıyameti yaşıyoruz. Daha da kötü olacak endişesiyle insanımız, hızla borçlanarak tüketmeye yöneldi. Ve sonuçta, bugün hayat pahalılığı altında ezilen toplumun çok büyük bir kısmı AÇIZ diye feryat etmeye başladı.

Buna karşılık, bu sonucun sorumluları, yaşananları yok sayarak veya durumu önemsizleştirerek 20 yılın sonunda hala topluma sabır, kanaatkâr ve fedakâr olunmasını öğütlüyor, feryadında çok ileri gidenleri de azarlıyorlar, sonuçtan dış güçleri, hatta muhalefet partilerini veya Gezi olaylarını sorumlu tutuyorlar.

Daha da ileri gidiyor sonuçlardan övünüyor; alacaklı çıkıyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Uyguladığımız ekonomi programı tutarlıdır, dünya gerçeklerine uygundur”; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Ekonomide Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdık. Bunu, Türkiye Ekonomi Modelimizle başarıyoruz”: Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Mayıs ayında ihracat rekoru kırıldı” diye beyanatlarda bulunuyorlar.

AKP İktidarının rekorlarını hatırlatalım;

Mayıs ayında dış ticaret açığı, 10 milyar 679 milyon dolarla tüm zamanların rekorunu kırmış. Cari işlemler açığı, ekonomistlerin 2022 sonuna ilişkin beklentisi 38 milyar 279 milyon dolarla tüm zamanların rekorunu kıracak. 2021’in son çeyreğinde Türkiye’nin brüt dış borç stoku 441 milyar dolar, GSYH’ye oranı ise yüzde 54,9 olarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, en son borçlandığı 2 milyar dolarlık borç için yıllık 172,5 milyon dolar faiz ödeyecek, 5,5 yılda toplam faiz ödemesi 948,7 milyon dolar olacak. Borçlanma faiz oranı yüzde 8,625’la rekor kırdı. Bu bir tefeci faizi… CDS oranımız 714, bu bir dünya rekoru…

TÜİK verilerine göre, mayıs ayı enflasyonu tüketici fiyatlarında yüzde 73.50, üretici fiyatlarında yüzde 132,16 oldu. Sokağın enflasyonu bu rakamların iki katı, bu da bir rekor…

2022 yılı Ocak ayında kayıtlı sigortalı 13 milyon 536 bin 984 kişinin yüzde 69’u asgari ücretle çalışıyor. Yani 4 bin 253,4 TL karşılığında bir ay çalışıyor. Türk-İş’e göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı 6 bin 17 TL. Böylece açlık sınırı asgari ücretten 1770 lira fazla. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 19 bin 602 TL. İki çocuğu olan bir ailede ebeveynlerin asgari ücretle çalışması halinde haneye giren gelir ancak yoksulluk sınırının yarısı kadar olabiliyor. Bu da bir rekor; 20 yılın sonunda insanlar AÇIZ demekte haksızlar mı?

Ya işsizler, onlar taş yesin…

Buna karşılık yüzde 17 faiz artı kur farkı ile korunan ve 848,9 milyar TL’ye ulaşan Kur Korumalı hesap sahipleri; tuzu kuruların saltanatları devam ediyor.

BENCE
Biri yer birileri bakar kıyamet ondan çıkar demiş atalarımız!

Ancak, kıyamet herkese gelecek ve herkesi yakacaktır, kaçmaya fırsat bulamayacaksınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi