Emre Özpeynirci
2030’da şirketlerin yarısı kalmayabilir!
TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, 2020’de otomotiv tedarik sanayinin teknolojilere yatırım yapması gerekirken, pandemi nedeniyle 3 milyar dolarlık kayıp yaşadığını söyledi. Yazıcı, “Yeni teknolojiler ve elektrikli araçlarda bir çok ülkenen 5-10 yıl gerisindeyiz. 2030’a kadar bu alanlara yatırım yapmayanlar ayakta kalamaz. Bu da şirket sayılarının yarı yarıya azalması demek” dedi.
TAŞIT Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, 2020 yılında otomotiv tedarik sanayinin ihracatının yüzde 11,4 daralarak 9,4 milyar dolara indiğini hatırlatarak, “Bu dönemde sektörün ciro kaybı 22 milyar TL’yi buldu. Yani otomotiv tedarik sanayicilerinin kasasından geçen sene yaklaşık 3 milyar dolar eksildi. Tedarikçilerin yeni teknolojilere yatırım yapması gereken bir dönemde bunu yaşaması sektör için önemli bir kayıp oldu” dedi. Elektrikli ve hibrit araç teknolojilerinin dünyaya beklenenden daha çabuk yayıldığının altını çizen Kemal Yazıcı şunları söyledi:
ÖNGÖRÜMÜZDEN HIZLI
“Yeni teknolojiler, otomotiv sektöründe hayatta kalmak istiyorsak mutlaka adapte olmamız ve üzerine çalışmamız gereken bir konu. Elektrikli araçlara gereken teknolojilerin geliştirilmesi için Türkiye’de uygun ortamın yaratılmasına, üye firmaların bu teknolojileri geliştirebilmesi adına gerekli bilgi seviyesi ve altyapıya ulaşmasına destek olmak istiyoruz. 2020 yılı başında içten yanmalı motorlu araçların oranını yüzde 85 olarak öngörmüştük yani elektrikli ve hibrid araç oranı en fazla yüzde 15 olur diyorduk. Avrupa’da 2020 yılının ilk 9 ayında elektrikli ve hibrit araçların payı yüzde 20’ye kadar çıktı. Yani öngörümüzden daha hızlı bir değişim var. Elektrikli araçların artışına paralel, tedarik sanayi olarak yeni parçaları üretebilir hale hızla gelmeliyiz. 2030 yılına gelindiğinde konvansiyonel araçların parçaları yüzde 50 oranında düşecek. Yani, bundan 10 yıl sonra eğer elektrikli araçlara özgü yeni parçaların üretimine geçemezsek, tedarik sanayinin cirosu yarı yarıya düşecek ve belki firmaların yarısı olmayacak.”
5-10 YIL GERİDEYİZ
Elektrikli olacak yerli otolmobilin Türk tedarik sanayi açısından büyük bir şans olduğunu da dile getiren Kemal Yazıcı, “Ama bu işin zaman alacağını da biliyoruz. Yeni teknolojiler üzerinde çalışan firmalarımız var, sayı olarak yeterli mi? yeterli değil, sayıyı artırmamız gerekiyor, bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını nakit teşviklerle desteklememiz gerekiyor. Nakit teşvik derken; karşılıksız para transferi anlamında konuşmuyoruz, bunu bakanlıklarla olan toplantıda da söyledik, risk sermayesi gibi bir yapı gerekiyor. Çin, Japonya, Amerika veya Almanya gibi değiliz, onların kaynakları bizde yok, onların şu anda geldiği noktaya gelmemiz için 5-10 yıllık bir süre gerekir. Akıllı ve planlı olursak rakip ülkeleri yakalayabiliriz” diye konuştu.
Yollardaki araçların %17’si SİGORTASIZ
2020 yılında Türkiye’de trafiğe kayıtlı resmi araç parkı 1 milyon adet artmasına rağmen, ‘Zorunlu Trafik Sigortası’ 886 bin adet, kasko ise 598 bin adet arttı. EBS Danışmanlık’ın Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerinden yararlanarak hazırladığı analize göre 2020’de Türkiye’de trafikteki tüm araçların yüzde 17’ye yakını sigortasız, yüzde 73’ü ise kaskosuz. Bu sonuçlara göre Türkiye’de otomobil araç parkının sadece 3’te 1’i kaskolu iken, toplam araç parkında ise bu oran yaklaşık 4’te 1 seviyesinde.
SINIFLARA GÖRE SİGORTA
Araç sınıflarına göre sigortasızlık oranları ise şöyle değişiyor:
• Otomobil %2,25
• Minibüs %18,82
• Otobüs %28,93
• Kamyon %24,39
• Motosiklet %66,13
Araçların sınıflarına göre kaskosuzluk oranları ise şöyle;
• Otomobil %63,65
• Minibüs %79,06
• Otobüs %70,22
• Kamyon %66,61
• Motosiklet %99,44.
FİYATLAR NE KADAR ARTTI
2020 yılında otomobil için ortalama kasko bedeli yüzde 2,26 artışla 1.606 TL’ye çıkarken, Zorunlu Trafik Sigortasi ise yüzde 3,16 artışla 790 TL’ye yükseldi. Türkiye’de ne yazık ki sigortasızlık oranının bu kadar yüksek olması 2020’ye özel bir durum değil. En azından son 10 yılda durum hemen hemen aynı. Ancak ekonomide gerileme, alım gücünün düşmesi ister istemez durumu daha da vahim hale getiriyor. Diğer taraftan kredi ödemeleri bittiği an kasko yaptıran oranı da düşüyor. Asıl fena olan, bir aracın sigortası yoksa muayenesinin de olmama gerçeği.