
Mutlu Hesapçı
Umudu kovalamayı bırakmıyor insan…
Yalnızlığı öğrenince,
Umudu kovalamayı bırakıyor insan.
Olanaklı bir gelecekten, değiştirilemez bir geçmişe sıkışıyor.
Eksiksiz dostlar değil de,
Kusursuz düşmanlara yatkınız bu yüzden.
Yanılmayı ne kadar çok istesem de,
Küstahlığın azizleriyle oturdum masaya,
Sen yine de göğünü karartma!
Tahripçiler, ahlak polisleri, cehennem zebanileri, üniformalı şeytanlar…
Ve yedek vicdan sahipleri,
Tehlikeli erdem müptelaları
Pratik bir tiranlık tarifidir burada yazan,
Eğer varsa okuduğunu anlayan…
Ali Deniz Uslu’nun, ‘Pratik Tiranlık Tarifi’ ismini verdiği bu şiir, tam da içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor. Şairi yeni keşfettim, halbuki çok da ortak arkadaşımız varmış, denk gelememişiz.
Ali Deniz Uslu’nun ‘Filin Düşüşü’ isimli şiir kitabını okuyorum bu aralar, yeni bir şairin şiirlerinde kaybolmayalı çok uzun zaman olmuş.
Ben hep eski bildik şairlerim eşliğinde soluk alırken, yeni bir soluk alma şiirleri eklendi bu kitapla hayatıma. Şiir okumanın tam da zamanı dediğim dönemler çünkü şiir gibi yaşamak denilen bir mesele var istediğimiz ama yaşayamadığımız.
Malum ülke gündeminde boğulduğumuz mutsuz bir süreçten geçiyoruz, yorgunuz, uykusuzuz ve kırgınız.
Oysa bahar kapıda ama o bile bu yıl erken gelemedi, olsun gelecek bahar ve şiirler, şarkılar, danslar eşliğinde kutlayacağız yine.
Ali Deniz Uslu, rahmetli Oruç Aruoba tadında şiirler yazıyor, bana öyle bir duygu geçti kitabını okurken. Kendisinin çok sayıda kitabı var, benim elimdeki ‘Filin Düşüşü’ en son yayımlanan kitabı ve İnkilap Yayınları’ndan çıkmış.
Herkesin okumasını istediğim şiirler var içinde ve anlatılan duygular çok bizden, çok anlamlı. Şiir iyileştiriyor insanı, size de tavsiye ederim.
Belki bir şiirle nasır tutmuş duygularımız şifalanır kim bilir? Çünkü umudu kovalamayı bırakmıyor insan!
Bu akşam Ankara’da olmak vardı!
Hep flamenko dansını öğrenmek istemişimdir, yapacaklarım listesinde elbette var ama bugüne kadar hayata geçiremedim.
Dans etmek güzel, türü ne olursa olsun. Dans etmek, hayatla dans etme gücünü de veriyor aslında insana. Dans gösterileriyle de dans etmiş gibi oluyor insan ve her etkinlik sonrası dansa başlama kararı alıyor, kesin bilgi :)))
Çok sevdiğim bir dansçı geliyor Türkiye’ye, bu akşam yepyeni gösterisi ile Ankara’da. Ahh orada olmayı ve bu eşsiz gösteriyi izlemeyi o kadar çok isterdim ki! Ankara’da olanlar kaçırmasın derim. Çünkü Los Vivancos’un efsane dansçısı Aaron Vivancos’un yepyeni gösterisi “Woman” 39.Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında bu akşam MEB Şura Salonu’nda!
Kadınların tarihsel gücünün ana motif olarak kullanıldığı, bir sembol ve kültürel bir öge olarak “kadınlık” ikonografisinden yola çıkan WOMAN, dans ile birlikte teatral, görsel-işitsel bir ifadenin hayat bulduğu ve disiplinlerarası bir yaklaşımla aktarıldığı eşsiz bir gösteri.
Aarón Vivancos'un kardeşi ve Los Vivancos üyelerinden Elías Vivancos ile birlikte yarattığı cesur koreografi dansın ve özellikle avangard flamenkonun eşsiz bir birleşimi olarak tanımlanıyor. Besteci ve aranjör olarak Gonzalo G. Santos’un yer aldığı WOMAN’ın müziklerini Budapeşte Senfoni Orkestrası seslendiriyor.
“WOMAN” dünyanın dört bir yanında kapalı gişe sergilenen gösteride kadınların yaşadıkları gerçek durumlarının yansımasını sunuyor.
Hadi bahar gel artık tez vakitte, çimlerin üzerinde şiirler okuyup, şarkılar söyleyerek dans edelim. Dönüşü vardır zor günlerin de elbet o günler de gelecek. Yaşıyorsak umut var öyle değil mi?