Kaya Türkmen
107 bin silah nerede?
Anayasanın 5. maddesine göre T.C. Devletinin temel amaç ve görevleri arasında “…kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini… sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya… çalışmak” da var.
Devletin bu amaç ve görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek iddiası ile seçilen iktidar ise, bu iddiasını gerçekleştirebilmesi için devlet gücünün ve mekanizmasının halk tarafından kendisine geçici bir süre için emanet edildiği siyasi heyet.
Peki AKP iktidarı refah, huzur ve mutluluğumuzu sağlıyor mu? Temel hak ve özgürlüklerimizin önündeki engelleri ortadan kaldırabiliyor mu?
Refahtan başlayalım: AKP’nin iktidarda bulunduğu son 19 yılda ülkemizin milli geliri arttı elbet. Ama aynı dönemde başka ülkelerin refahı çok daha fazla arttı. Dünya Bankası verilerine göre, Ecevit hükümetinin 2002 yılında AKP’ye devrettiği Türkiye’de kişi başına milli gelir 3660 dolarken, Rusya’nın 2378 dolar, Çin’in 1149 dolardı. 2019’da Rusya 11585, Çin 10262 dolar seviyesine ulaştı. Türkiye ise 9042 dolarla ikisinin de gerisine düştü. Rusya, Çin ve daha birçoğu ilerlemeye devam ediyor ve fark açılıyor.
Refah bahsinde asıl facia gelir dağılımında yaşanan korkunç adaletsizlik. Hiçbir söylediğine güven duyamadığımız TÜİK’e göre bile, toplumun en düşük gelire sahip %20’lik kesimi toplam gelirin %5,9’unu, tepedeki %20’lik kesimi ise %47,5’ini alıyor. Ve uçurum her yıl daha da derinleşiyor.
Üretimi boşlayan, ranta ve rantın paylaşımına odaklanmış bir yolsuzluk, hırsızlık, talan ve israf ekonomisi yürüten, 128 milyar dolarımızı çarçur ederken vatandaşa porsiyon küçültme telkininde bulunan AKP iktidarının refah konusunda övüneceği bir başarı yok.
Temel hak ve hürriyetler konusu? Demokrasinin rafa kaldırıldığı, adaletin yok edildiği, düşünce özgürlüğünün alabildiğine kısıtlandığı, medyanın binbir türlü baskı altında olduğu, gösteri yapan kadınların yerlerde sürüklendiği, ormanını, deresini, börtü böceğini korumak için iş makinelerinin önüne dikilen köylüye biber gazı sıkıldığı, İstiklal caddesinde anadilinde şarkı söyleyen müzisyenlerin çalgı aletlerine el konulduğu, dayatılan kayyum rektörü protesto eden öğrencilerin terörist muamelesi gördüğü, gazete haberi paylaşan milletvekilinin hapse tıkıldığı, Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının “bizi ırgalamadığı”, yurttaşların mahkemelere güvenmez olduğu, kadınların dişleriyle tırnaklarıyla savaşarak hayat verdikleri ve TBMM’nin bir kanunla, üstelik oybirliğiyle kabul ettiği uluslararası sözleşmeden “şahsımın” imzasıyla çıkıverildiği bir ülkede iktidarın kendisi temel hak ve özgürlüklerimiz önündeki en büyük engel.
Gelelim huzur ve mutluluğa. Mutsuz olmamız için bin türlü neden var. Ülkeyi terk etmek isteyen gençlere sorun söylesinler. İktidarın yurttaşların huzur ve mutluluğunu sağlama konusundaki sicilinde birer kara lekedir o nedenler.
Ama şimdi bu nedenlerin bir yenisi ve en vahimi, kayıp olduğu söylenen 107 bin silahın yurttaşlarda yarattığı huzursuzluk ve güvenlik endişesi. İçişleri Bakanlığı 2014’te 14 bin olan kayıp silah sayısının bugün 107 bin olduğunu söylüyor.
“Organize suç örgütü liderinin” 15 Temmuz ertesinde AKP gençlik kollarına silah dağıtıldığı yönündeki iddiasını hepimiz duyduk. Bu iddiayı, yandaş bir yazarın televizyonlarda “15 Temmuz kursağımızda kaldı. Listem hazır, bizim aile 50 kişi götürür” laflarıyla, cübbeli Ahmet olarak bilinen TV şaklabanının “2000’e yakın selefi derneğin silahlandığı” ifşaatıyla, besleme basın tetikçilerinin “bir daha sokağa çıkarsak kimleri nereden toplayacağımıza ilişkin listelerden, zulalardan, yaşanacaklardan haberiniz var mı sizin?” sorularıyla birleştirdiğimizde yurttaşlarımızın huzur ve mutluluk içinde yaşayabilecekleri bir ortamın mevcut olduğu öne sürülebilir mi?
Hele en yüksek makamdan ve parti grubunun yoğun alkışları altında “bu daha iyi günlerin, daha neler olacak neler” diye seslenildiği bir ortamda huzurdan mutluluktan bahsetmek mümkün olabilir mi?
107 bin silah nerede? Bir vatandaş olarak bilmek istiyorum. Bu silahları kim, kime, neden dağıttı bilmek istiyorum. Ortada büyük bir suç var. O suçun faillerinin cezalandırılmasını istiyorum. Huzur ve mutluluğum buna bağlı.
107 bin silah nerede?