Sümerliler bizi kıskanıyor

Bazı şeyler var anlamakta çok zorlanıyorum. Kafamda rasyonalize edemediğim için de, böyle fikirler uçuş uçuş oluveriyor. Biri kanatlanıyor, gidiyor. Biri, yerinden kalkamıyor. Ne yapacağımı şaşırıyorum.

Mesela biri bir öneri ile geliyor. Akıl alır gibi değil ama. Dünyada herhangi bir örneği de yok hatta. Ama o birinin önerdiğine, belli ki başka biri “Aaa ne güzel fikir” diyor. Sonra başka biri, bu tutar diyor, bir başkası, çok iyi iş yapar bu diyor. Öbürü hadi uygulayalım diyor.

İnanılmaz!

Bu işlerin normal yürüdüğü ülkelerde böyle olmuyor tabii. Bir modelleme yapılıyor onlarda, ne bileyim bir simülasyon hazırlanıyor. Tartışılıyor. Tartışılıyor ama uzmanlarıyla. Öyle at fikri ortaya kasabından manavına inşaatçısından doktoruna, her kesim ayrı ayrı fikir beyan etsin denmiyor.

Bizde ise işler anladığım kadarıyla, çoğunlukla şöyle yürüyor. Önce olmaz bir fikir ortaya atılıyor. Örnekleri çok. (Son örneğimiz şu meşhur kredi kartı limiti yüz bin TL ve üzerinde olanlardan alınacak artık kimilerine göre “vergi” kimilerine göre hizmet bedeli”- neyin hizmet bedeli ise artık. ) sonra bu fikir kamuoyu tarafından, eğer fazla eleştiriliyor, yok artık bu kadarı da olmaz canım derecesinde, hep bir ağızdan tartışılıyorsa, yok canım öyle bir şey; biz acaba olur mu olmaz mı diye öyle kendi aramızda şeeetttik kıvamında unutturuluyor. Bizde de malum hafıza “sazan” kadar. Neyse dillendirme tekrar akla gelmesin diye ağzımızı bile açamıyoruz.

Tarihte parayı Lidyalılar’ın, elde gedilen elirden gelirden vergiyi de Sümerliler’in bulduğu kabul ediliyor. Ama öyle yöntemler geliştiriyoruz ki; Sümerliler bizi kıskanıyor.

Normal bir ülkede, normal bir yönetimde ve yine normal anlayışta politikaların üretildiği bir ortamda olmaz arkadaş böyle şeyler.

Kredi kartı nedir? Kredi kartı bir ödeme aracıdır. Henüz ödeme için kullanmadığın bir şeyin hangi hizmetinin bedelini almaya niyetleniliyor anlaşılır gibi değil. Ayrıca hizmeti banka veriyor, biz parayı niye devlete veriyoruz? Yeni bir ayrıca da; bir kişinin kredi kartı limiti en fazla ne kadar olabilir? Mevzuat, ilk defa kredi kartı sahibi olacak kişiler için kullanılmaya başlanılan ilk yıl, kredi kartları toplam limiti aylık net belgeli gelirin en fazla 2 katı, takip eden yıllarda ve daha önce kredi kartı sahibi olan kişiler için ise, aylık net belgeli gelirlerinin en fazla 4 katı olabiliyor diyor.

Ha bu arada başka bir garabet ortaya çıkıyor. Bir kere devletin kendi koyduğu kuralın kendi işlemediğini gösteriyor bu tartışma bile. Sizin de çevrenizde çok vardır. Aylık geliri asgari ücretin bile altında olan emekli vatandaşların ceplerindeki kredi kartlarında 250.000 TL limitli kredi kartları var.

Hadi hesap kitaba. Asgari ücretli bir kişinin geliri 17.002 TL.

17.002 X 4 = 68.008TL. Asgari ücretlinin bile bu eşiğe ne kadar yaklaştığı ortada.

Bazıları diyor ya; zenginler ödeyecek, fakir fukara ödemeyecek işte vergide adalet vs. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu ülkede 25 bin TL geliri olana zengin diyorsan ya matematiğin sorunlu ya bakış açın.

Uygulanan yanlış politikalar sonucunda enflasyon öyle bir yükseldi ki. İnsanlara zaten var olan, o bol sıfırlı kredi kartlarının limitleri bile yetmiyor. Yoksulluk sınırının 62.653 Lira olduğu yerde Allah aşkına 100.000 TL ile ne yapabilirsiniz de üzerinden vergi /hizmet bedeli neyse işte onu ödeyesiniz.

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi aylık bülten verilerine göre, Ağustos 2024’te toplam kartlar içinde, 100 bin TL üzerindeki limitli kartların yaklaşık oranı yüzde 49,2.

Buna göre yaklaşık olarak 100 bin TL ve üzerindeki kredi kartlarının sayısı 62 milyon.

Şu halde, kredi kartı limitini kimsenin 99.999 TL yapmayı akıl edemediği varsayımıyla elde edilebilecek para yaklaşık 46,5 milyar TL.

Benim çevremde kimse savunma sanayii güçlenmesin demiyor, deniyor ki; ben vatandaş olarak devlete vergimi ödüyorum. Devletin görevi de benden aldığı vergiyi en doğru biçimde kullanmak. Devlet benim paramı har vurup harman savurmasın, tasarruf yapsın ve bu parayı da başta savunma sanayi olmak üzere, kritik öneme sahip sektörlere aktarsın. Hatta artık bana değil de biraz da vergi ödemeyene mi gitse acaba devlet diyorlar. Ha ben onların yalancısıyım.

NOT: Yazıyı yazdım, tam Gazete Pencere’ye göndermek üzere iken bu meşhur 750 TL konusunun ocak ayına kaldığına ilişkin haberler dolanmaya başladı ortalıkta. Bu da yeni moda galiba. Yokla, baktın olmuyor, tepki geliyor erteliyoruz de. İhtiyaç varsa niye erteliyorsun, ihtiyaç yoksa niye parayı benden almaya çalışıyorsun.

İstersen bugün ister Ocak’ta konu ile ilgili görüşlerim budur. Arz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mine Uzun Arşivi