Mine Uzun
Ortada Kuyu Var Yandan Geç
Uzun süredir ekonomi yönetiminin her kademesinden sıkı para politikasına devam mesajları geliyor. ABD’de düzenlenen IMF-Dünya Bankası Bahar toplantılarında hem yabancı yatırımcılara hem biz “Lokallere” verilen mesajda da TCMB’nin son Para Politikası Kurulu toplantısının karar metninde de aynı mesaj, şahin duruş vurgusu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 92. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Başkan Fatih Karahan koridor uygulamasının, faizin geldiği yüksek seviye dikkate alınarak yapılan teknik bir düzenleme olduğunu söylüyor.
Konu teknik ama basitçe anlatmaya çalışayım. Merkez Bankası 21 Mart 2024 tarihinde yaptığı PPK toplantısında politika faizini yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseltti. Herkes bunu konuşurken arkada yapılan bir teknik düzenleme o günlerde biraz gözden kaçtı. Politika faizinin 150 baz puan altında ve üstünde oluşan koridor için bu marj 300 baz puana yükseltildi.
Özetle; Merkez Bankası kağıt üstünde faizi artırmayıp yüzde 50’de tutarken, piyasayı yüzde 53 ile fonlama yetkisini cebine koydu. Aşağıdaki tabloda da faizin yüzde 50 değil yüzde 52,50 seviyelerinde olduğunu, yani yaklaşık 250 baz puanlık bir örtülü faiz artışının yaşandığı görülüyor.
Peki niye böyle bir şey yapıldı? Merkez Bankası dedi ki; “Faizi yükseltemeyeceğimiz durumlarda yine yan yollardan ihtiyaç olan sıkılaştırmayı gerçekleştireceğiz.”
Başkan Karahan’ın aynı konuşmasından enflasyon risklerine karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruyoruz ifadelerinden, enflasyonda meydana gelecek düşüşün baz etkisi kaynaklı olacağının farkındayız. Dolayısı ile gevşemek için acele etmeyeceğiz sonucunu çıkarıyorum.
Ama bir cümle var ki; diğerlerinden daha ön plana çıkıyor. O da “Enflasyon görünümde kalıcı bozulma görülmesi halinde duruşumuzu sıkılaştırırız” cümlesi. Sayın Fatih Karahan, Sayın Gaye Erkan’ın görevden alınmasının ardından Resmi Gazete ile ataması yapıldığında dahi bu “sigorta primini” kullanmamıştı.
Diğer yandan 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçimlerin ardından çokça üzerinde durduğumuz konulardan biri para politikasındaki sıkı duruşun devam edip etmeyeceği ve uygulayıcılarda bir değişiklik olup olmayacağı idi.
Her fırsatta sıkılaşmanın devam edeceğini ifade eden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sıranın maliye politikasındaki sıkılaşmaya geldiğini söylemesi durumun ciddiyetinin farkında olunduğunun önemli bir mesajıydı.
Önceki gün Hazine ve Maliye Bakanının kendi X hesabından mart ayı dış ticaret verilerini değerlendirirken, "Programımız çalışıyor” dedi. Yıllık dış ticaret açığındaki iyileşme eğiliminin sekiz aydır kesintisiz devam ettiğine dikkat çekti. O konuda şunu da göz ardı etmemek lazım. İthalatın azalmasının bir etkisi de ekonomik aktivitenin yavaşlaması demek.
Sayın Şimşek’in “Çalışan Programı”nın enflasyon üzerindeki etkilerini henüz görebilmiş değiliz.
Aşağıdaki tablo son bir yılda politika faizinin yüzde 8,50’den yüzde 50’ye geldiğini ancak enflasyondaki yükselişin sürmekte olduğu net biçimde görülüyor. Nisan enflasyonu açıklandığında yıllık bazda yüzde 70’in de üzerine çıktığını göreceğiz. Para politikasında atılan adımların belli bir süre sonra etkilerinin görüldüğü doğrudur. Ama önümüzdeki aylarda baz etkisi ile düşecek olan enflasyonu programın başarısı olarak görmek ya da göstermeye çalışmak doğru değildir.
AOFM* | Enflasyon | Alt Bant | Politika Faizi | Üst Bant | |
Oca.23 | 9,00 | 57,68 | 7,5 | 9,00 | 10,50 |
Şub.23 | 8,59 | 55,18 | 7 | 8,50 | 10 |
Mar.23 | 8,56 | 50,51 | 7 | 8,50 | 10 |
Nis.23 | 8,70 | 43,68 | 7 | 8,50 | 10 |
May.23 | 9,09 | 39,59 | 7 | 8,50 | 10 |
Haz.23 | 11,47 | 38,21 | 13,5 | 15,00 | 16,5 |
Tem.23 | 17,50 | 47,83 | 16 | 17,50 | 19,00 |
Ağu.23 | 24,92 | 58,94 | 23,50 | 25,00 | 26,50 |
Eyl.23 | 30,03 | 61,53 | 28,50 | 30,00 | 31,50 |
Eki.23 | 35,00 | 61,36 | 33,50 | 35,00 | 36,50 |
Kas.23 | 40,79 | 61,98 | 38,50 | 40,00 | 41,50 |
Ara.23 | 42,50 | 64,77 | 41,00 | 42,50 | 44,00 |
Oca.24 | 45,00 | 64,86 | 43,50 | 45,00 | 46,50 |
Şub.24 | 45,00 | 67,07 | 43,50 | 45,00 | 46,50 |
Mar.24 | 50,00 | 68,5 | 47,00 | 50,00 | 53,00 |
Nis.24 | 52,46 | Açıklanmadı | 47,00 | 50,00 | 53,00 |
* AOFM: Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti
Bu arada bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı...
1856 yılında işçilerin fazla çalışma saatleri dolayısıyla gündem olmuş, Avustralya’dan doğan Amerika topraklarına ulaşıp, 30 yıl içinde dünyayı kasıp kavuran işçilerin hak arayışlarının “Bayram” olarak kutlanmasının 135. yılındayız.
Osmanlı dönemindeki ilk kutlamalara 1911 yılında Selanik’te, ardından da 1 Mayıs 1912 yılında İstanbul’da rastlanıyor.
Cumhuriyet döneminde ise 1 Mayıs 1922'de Ankara'da İşçi Bayramı olarak kutlandı. Resmi olarak kutlamalar ise ilk kez 1 Mayıs 1923 yılında yapıldı.
1977’deki o hiç de hatırlamak istemediğimiz olaylarla bayramı kana bulayanlar, 2009 yılına kadar emeğin gücünü arkasına alarak dayanışmanın, gerçek bir bayram olarak kutlanmasını elimizden aldılar.
2009 yılında büyük bir yanlıştan dönüldü ama şimdi sorarsanız “Emek ve Dayanışma Günü” sizin ülkenizde de kutlanıyor mu diye. Vereceğim cevap “Evet.”
Ama sorarsanız ki bayram coşkusu ile kutlanıyor mu bu bayram diye… Nerdeeeeee…
Bir gün yine kardeşçe, sarılarak, halaylarla, balonlarla, şarkılarla, türkülerle, omuz omuza, kaygıdan, güvenlik endişe ve tartışmalarından uzak bayram gibi bayramımızın geleceği günlere hasretle tüm emekçilerin bayramını kutlarım.