Özlem Özdemir

Özlem Özdemir

Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanları

Bundan 105 yıl önce, Mustafa Kemal ve 18 arkadaşının İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıkışıyla başladı her şey. İlk adım o yüzden o kadar değerliydi, kutsal diye bir şey varsa işte tam olarak bu adıma denebilirdi. Ardından Anadolu’nun cefakâr halkı birleşti, kadınlı erkekli mücadeleleri sayesinde bağımsız oldu bu topraklar, insan oldu kul sayılanlar…Bu yazıda Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarını anacağım, çünkü hepsine ne kadar teşekkür etsek az!

milli-mucadele-detay.jpg

1918, Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşı’nda yenik düşerek Mondros Mütarekesi'ni imzaladığı yıldı. 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması ile de Anadolu işgal edilmiş; padişah düşman işgallerine itiraz etmezken, Anadolu’da halk isyan etmeye başlamışsa da bölgesel olan bu isyanlarla düşmanı yurttan kovmanın olanağı olmadığı ortadaydı. İzmir’in Yunanlılarca işgali, halkta bardağı taşıran son damla olmuş, bu dağınık halk hareketlerini gören ve onları tek çatı altına birleştirerek zaferin mümkün olduğuna inanan Mustafa Kemal, artık harekete geçmeye karar vermişti.

Padişah Vahdettin tarafından işgal kuvvetlerinin baskısıyla hem Samsun civarındaki ayaklanmaları önlemek hem de Mustafa Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmak amacıyla 9. Ordu Müfettişi olarak atanan Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile yola çıktı. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığında Anadolu’nun yazgısı da değişecekti…

KADINLAR HANGİ GÖREVLERİ ÜSTLENDİ?

a) Mitingler ve Protestolar Düzenlemek

Kadınların tepkisi açısından ilk dikkat çeken olay, 19 Mart 1919’da “İnas Darülfünunu” ve “Asri Kadınlar Cemiyeti” üyelerinin Fatih türbesindeki protestolarıydı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaliyle protestolar artmış, mayıs ayı boyunca Anadolu’nun her yerinde düzenlenen mitinglere kadınlar da katılmıştı. 19 Mayıs’ta, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı günde, İstanbul Fatih’teki belediye binası önünde yapılan büyük bir mitingde Halide Edip Adıvar ile Meliha Hanım konuşmacılar arasındaydı.

kufe-nihal-hanim.jpg
Şükûfe Nihal Hanım

22 Mayıs’ta Kadıköy’deki mitingde Halide Edip, “Kendilerinin olmayan toprakları âleme terk etmek isteyenler, halkın sedâsı önünde eğileceklerdir” diyordu. 23 ve 30 Mayıs tarihlerinde Sultanahmet Meydanı’nda iki büyük miting yapıldı. 30 Mayıs’ta Şükûfe Nihal Hanım şöyle diyordu; "Biz bu belalara, felaketlere niçin düştük biliyor musunuz? Sustuk da ondan, haksızlıklara zulme karşı isyan etmedik, sükut ettik. Tecavüzlere sesimizi çıkarmadık. Eğer biz seçme şansına sahip olsaydık ve milletin sinesinden doğacak milli bir Meclisimiz ve bu itimadı kazanmış bir kabinemiz olsaydı biz bu günleri görmezdik."

b) Anadolu’da Örgütlenen Kadınlar

Direnişi Anadolu’da yaymak amacıyla kadınların örgütlenme çalışmaları başlamış ve Kasım 1919’da Sivas’ta Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım tarafından “Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti” kurulmuştu. Bu cemiyetin hızla memleketin çeşitli yerlerinde de şubeleri açıldı. Bir taraftan da “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi” ile yazışmalar yapılıyordu. Bir örnek verelim:

Sivas, Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyetine

Ankara, 9 Mart 1920

Muhterem Hemşirelerimiz yeni bir muaveneti vatanperveranelerinden bahis 12 Şubat 1336 (1920) tarihli ve 66 numaralı tahriratı, kemali ihtiram ile aldık. Anadolu Kadınlarının hidematı vataniyeye devamı iştiraklerini görmekle pek ziyade mütehassis olduk. Takdirat ve teşekküratı mahsusamızı arzeder ve mesai kıymetderanelerin de muvaffak olmanıza dualar ederek hürmetlerimizi takdim eyleriz efendim.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Heyeti Temsiliyesi Reisi
M. Kemal”

Anadolu sayıları hızla artan bu cemiyetler tarafından okul bahçelerinde sadece kadınlara hitap eden konuşmalar yapılıyordu. Hatta kadınlar düzenledikleri mitinglerin ardından İngiltere, İtalya kraliçeleri ile Amerika, Fransa Cumhurbaşkanlarının eşlerine de işgali protesto ettiklerini bildiren telgraflar yollamışlardı.

Örneğin; 15 Ocak 1920’de Kastamonu’da “Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyeti”nin düzenlediği mitingden sonra Amerika Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson’un karısına gönderilen telgrafta şunlar yazıyordu:

...Sayın Madam; milleti adına oniki maddelik ilkesi ile tarih ve bütün dünya huzurunda milliyet ve dinlerin hukukunu ilan eden sayın eşinizin taahhüdleri ne oldu? Hakkın sesi hırsın gürültüleriyle boğuldu mu?.. Sevgili Anadolu’yu yeni bir kan deryasına boyamadan, binlerce saçı bitmedik yavruyu yetim bırakmadan insaniyet ve milliyet hakkımızın sağlanmasına yardımcı ve destekçi olmanız dileklerimize, muztarib ve kederli saygılarımızı ekleyerek sunuyoruz, Sayın Madam.

c) Cephede Çarpışan Kadınlar

Aydın kadınlarımız cemiyetlerle, düzenledikleri protesto eylemleriyle, kadınları örgütlemekle uğraşırlarken savaş artık cephelerden aile ocaklarına girmişti. Bu istilaya karşı kimi kadınlar cephaneyi arabasında, sırtında taşıyordu. Kimi askeri giydirecek eşyaları hazırlıyor, kimi ordunun yiyeceğini yetiştirirken, kimi cephede tüfeğiyle savaşıyordu… Anadolu’da erkeklerle beraber omuz omuza cephede savaşan köylü kadınlarımızdan da örnekler verelim:

Erzurumlu Kara Fatma (Seher): Yunan işgaline karşı 480 kişilik çetesiyle mücadele vermişti. Kara Fatma’nın kendi kurduğu müfrezesinde 40’a yakın kadın, 700 de erkek olduğu söylenenler arasında... Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmişti. Kara Fatma, eşini ve iki oğlunu savaşlarda kaybetti. Zaferden sonra kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını, yokluk içinde yaşamasına rağmen, “Ben bütün mücadeleleri vatanım ve milletim için yaptım, bir beklentim yok,” diyerek Kızılay’a bağışlamıştı…

erzurumlu-kara-fatma.jpg
Erzurumlu Kara Fatma

Kastamonulu Halime Çavuş (Kocabıyık): Daha 12-14 yaşlarındayken Millî Mücadele’ye katılmıştı. Saçlarını kazıtmış, erkek gibi tıraş olmuş ve erkek gibi kıyafetler giyerek askerlerin arasına karışmıştı. Uzun süre Halim Çavuş olarak bilindi, bir bacağı bu mücadelede düşman bombardımanı sonucu sakatlandı. Bir gün İnegöl’den Sakarya Cephesi’ne cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa ile karşılaştı. Paşa kafa kağıdını görmek istemiş ve gördüğü karşısında hayretle “Sen kız mısın?” diye sormuş, evet cevabı üzerine onun bilgilerini kaydettirmişti. Savaş sonrası Mustafa Kemal Paşa tarafından Ankara’ya çağrılan Halime Çavuş, cephede karşılaştığının Mustafa Kemal olduğunu bilmediğinden, kapıdaki yavere “Paşa hangisi bilmiyorum…” demişti. Mustafa Kemal Paşa, “Seni yollamıyorum, gel bizim kızımız ol,” deyince Halime’nin, “Annem, babam beni bekler!” cevabı Paşa’nın çok hoşuna gitmişti. Evlenmeyen ve her gün traş olmaya devam ederek yaşayan Halime Çavuş, üniformasını ölene kadar üzerinden çıkarmadı…

Kastamonulu Şerife Bacı; İnebolu-Kastamonu hattında sırtında çocuğu, kağnısında cephane taşırken cephaneler ıslanmasın diye üzerlerine battaniyesini örtmüş, çocuğu donmasın diye de ona sarılmış, ancak şiddetli soğuk yüzünden donarak şehit olmuştu.

Hafız Selman İzbeli: Kurtuluş Savaşı’nda Kastamonu’daki bütün kadınları toplayarak asker için çorap, kazak ve fanila ördürmüş; Kastamonu’ya gelen askerlerin karınlarını doyurmuştu.

emir-ayse-aydin.jpg

Emir Ayşe Aydın: Eşi Çanakkale’de şehit olmuş, 1919’da Yunanlılar Aydın’ı işgal ederek İmamköy’ü de ele geçirdiklerinde çocuklarını komşusuna emanet ederek silahlanmıştı. Eşinden kalan elmas küpelerini (bir diğer iddiaya göre de düğünde takılan altınını) bozdurmuş, cephane ve silah almış, dağa çıkarak Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Atatürk tarafından 1933’te İstiklal Madalyası ile ödüllendirmişti. İlk kez efe elbisesi giyen ve “Efe” unvanını alan mücahit bir kadın olarak tarihe geçecekti.

gordesli-makbule.jpg
Gördesli Makbule

Bunlardan başka; Gördesli Makbule; Nezahat Onbaşı; Selanikli Binbaşı Ayşe; Osmaniyeli Tayyar Rahmiye; Kılavuz Hatice; Nafize Kadın; Adanalı Sultan Hanım; Ayşe Çavuş; Aydınlı Şerife Ali Kübra; Süreyya Sülün Hanım; Tayyibe (Ayşe) Hatun; Gaziantepli Yirik Fatma; Maraşlı Senem Ayşe Kadın; Konyalı Şehime Korucuoğlu; Toroslar’da Sultan Ana; Tozkoparan Müfrezesi’ne mensup Ulaşlı Hanım; Gamacı Fatma; Milis çetelerle birlikte görev yapan Zeynep Hanım; Vanlı Güllü Bacı; Mersin mücahitlerinden Safiye Nine ve de isimlerini bilmediğimiz nice kahraman kadın var… Prof. Dr. Afet İnan’ın deyimiyle, o dönemin sosyal hayatına bakıldığında bunlar devrim sayılacak olaylardır. Kadınların hemen hiçbir hakkının olmadığının da altını çizelim! Yukarıda kısaca aktardığım örnekler Kurtuluş Savaşı’na katılan kadınlardan yalnızca birkaçının öyküsüydü. Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun her yerinde aynı manzaralar yaşanıyordu. Çünkü Anadolu kadınları için bunlar olması gerekenlerdi, vatanı onun eviydi, kadın gerektiğinde evini erkeğiyle korurdu.

Biz, Kurtuluş Savaşı’nda erkeğinin yanında savaşmış o kadınların torunlarıyız!

Biz, kendilerini biz dahil her şeyin sahibi sanan erkeklere emanet değiliz, onlarla eşitiz!

Biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün kızları, çağdaş Cumhuriyet kadınlarıyız!

Biz, yerlerde sürüklenmeye değil el üstünde tutulmaya layığız!

Biz, gerektiğinde Erzurumlu Kara Fatma, Kastamonulu Halime Çavuş, Nene Hatunuz!..

Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden bütün kadınların aziz hatırasına saygıyla, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun…

Kaynakça:

Prof. Dr. Afet İnan, Kurtuluş Savaşında Türk Kadını, Türk Tarih Kurumu, 1985

Prof. Dr. Bekir Sıtkı Baykal, Milli Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, 1986.

Dr. Döndü Çavdar, Millî Mücadele’de Kahraman Türk Kadınları, Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi.

Doç. Dr. Ebru Demircioğlu, Milli Mücadele’nin Efsane Kadınları, Global Savunma Dergisi, 30 Ağustos 2020.

Özlem Özdemir, Afet: Atatürk’ün Manevi Kızı Prof. Dr. Afet İnan’ın Yaşamöyküsü, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2021.

Şefika Kurnaz, Milli Mücadelede Türk Kadını, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1996.

Atatürk ve Türk Kadını, Prof. Dr. Tülin İçli, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Kasım 1992.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Özdemir Arşivi