Akape yerel seçim kampanyası boyunca CHP’li belediye başkanlarının herhangi bir hizmet yapmadığını, CHP’li belediyelerin çöp, çukur, çamur demek olduğunu filan söyledi durdu.
Hele İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yürüttükleri kampanyada İstanbul’un yarı zamanlı bir belediye başkanını daha fazla kaldıramayacağı, İstanbul’da beş yıllık bir fetret devri yaşandığı, kentin Akape belediyeciliğinin hasretiyle yanıp tutuştuğu gibi laflar ettiler.
Ama toplum ne kör ne nankör. CHP’li belediyelerin hizmetlerini de gördüler, kupon arazi, rant veya beton odaklı değil insan odaklı belediyeciliğini de.
Güvenilir bir kamuoyu yoklaması, halkın Akape’den ümidini kestiğini ortaya koyuyor açıkça. “Akape bozdu ama yine Akape düzeltir” diyen kalmadı artık. Sorunların çözüm adresi olarak CHP’yi gösteriyor millet.
Yandaş yazarlar, Erdoğan’ın bayramda seçim sonucuyla ilgili olarak çok düşünüp taşındığını ve bugün grup toplantısında partinin yeni yol haritasını açıklayacağını yazıp durdular.
Göreceğiz bakalım. Ama bence beyhude çaba.
Büyü bozuldu bir kere.
Muvakkat
MHP’nin yöneticilerinden biri CHP Genel Başkanından söz ederken “muvakkat genel başkan” demiş. Muvakkat. Geçici yani.
İyi de... Demokrasilerde siyasi partilerin genel başkanları geçici olur zaten. Muvakkat olurlar.
Ölene kadar genel başkan diye bir şey yoktur CHP’de.
Beyin ölümü gerçekleştiği halde genel başkanlığa devam edenlerin olduğu siyaset dünyamızda CHP’nin farkı da budur zaten.
Mahcup olmuş mudur?
CHP’nin verdiği kontenjan sayesinde TBMM’ye 15 milletvekili sokan DEVA Partisi’nin 31 Mart yerel seçiminde yurt genelinde aldığı il genel meclisi oy oranı %0,43.
Şöyle demişti Babacan geçen Ağustos’ta: “Özellikle seçim kaybedildikten sonra CHP'yi destekleyen medya, köşe yazarları, yorumcular biz ve diğer partiler için şiddetli bir şekilde 'CHP bunları niye taşıdı, CHP bunlarla niye beraber oldu, niye bu kadar milletvekili verdi?' dediler. Bu sesi çok çıkanlara soruyorum: CHP'nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye'nin tümü için kazanması mümkün mü? Ya siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi?”
Sayın Babacan seçmenin 31 Mart’ta kırmızıya boyadığı haritaya bakınca bu sözlerinden dolayı mahcup olmuş mudur?
Bence olmamıştır, çünkü “Bizim kimseye en ufak bir borcumuz yok… Kazandığımız her şeyi de anamızın ak sütü gibi helalinden kazandık. Bugün seçimi helalinden kazanmış, başı dik, alnı açık 15 milletvekilimiz var” lafları da ona ait.
Istakoz yemenin adabı
Istakozu balıkçıdan alıyorsanız, elinizle tartıp ağırını seçeceksiniz. Ağır olanda daha fazla et olur. En lezzetli yeri kuyruğudur. Yumurtalarını kolay taşıyabilsinler diye dişilerin kuyruğu daha büyük olur. Dişisini seçeceksiniz.
Istakoz ne şekilde yenecek olursa olsun önce diri diri kaynar suya atılarak pişirilir. Suya atmadan önce ölmüş olursa zararlı bir hormon salgılayarak zehirlenmenize yol açabilir zira.
Yarım kiloluk bir ıstakoz 10 dakika haşlanır. İlave her 500 gram için üç dakika haşlama süresi eklenir.
Haşlanan ıstakoz soğuk olarak yenebileceği gibi ızgarası da güzel olur.
Bacaklarını ve kıskaçlarını kırmak için fındıkkırana benzer özel bir alet ve etleri çıkarmak için uzun saplı özel bir çatal kullanılır.
Bir adabı vardır ıstakoz yemenin yani.
Istakozun yanına haşlanmış şeker bezelye, bebek havuç ve bebek kabaktan oluşan bir garnitür ve eritilmiş tereyağı, limon ve sarmısaklı bir sos yakışır.
Yerken etrafa sıçrayabilir. Bu nedenle restoranlarda garson gelip boynunuza kocaman bir peçete bağlar. Islak havlu verir ıstakozun bacaklarının içindeki etleri emerken kirlettiğiniz ellerinizi temizlemeniz için.
Adabı vardır ıstakoz yemenin.
Istakozla Chardonnay üzümden beyaz şarap veya daha da iyi, yine aynı üzümden “Blanc de blancs” şampanya iyi gider. Kırmızı şarap tercih edenlere Pinot noir tavsiye edilir.
Istakozla selfie çekmek veya tabağınızdaki ıstakozun resmini sosyal medyada cümle âleme yaymak görgüsüzlüktür.
Istakoz yemenin bir adabı vardır.
Aslında adap ıstakozla da sınırlı değildir. Mercimek çorbasının da kuru fasülyenin de kabak kalyesinin de fotoğrafı paylaşılmaz.
Her şeyin bir adabı vardır.
