Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Böyle giderse elimizdeki fabrikaları koruyamayız!

OSD Başkanı Eroldu, Avrupa’daki atıl kapasitenin büyük sıkıntı yaratacağını söyledi

Avrupa merkezli endişe verici bir döneme girildiğini belirten OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Bizi endişelendiren kısmı oradaki atıl kapasite. Bu hem iç pazardaki yerli payını hem de ihracatımızı vuracak. Buna yönelik politikalar geliştirmezsek, tekstilde olduğu gibi elimizdeki tesisleri koruyamayabiliriz” dedi.

Türkiye’de otomotiv sanayi için tehlike çanları uzun bir süredir artarak çalmaya başladı. Yılın ilk 9 ayında otomotiv sanayinde kapasite kullanım oranı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 3 puan birden düşerek %69’a gerilerken, iç pazarda yerli payı ise tam 6 puan gerileyerek %31’e kadar indi. İthalatın artmasıyla yerli payının eylül ayında %28’e kadar gerilemesi gidişatın her geçen gün kötüleştiğini de ortaya koydu. Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı Cengiz Eroldu’nun geçen hafta yaptığı açıklamalardan sonra aslında bu sonuçların gelmekte olan daha zor günlerin başlangıcı olduğunu anladık. Üstüne basarak küresel otomotiv sektörünün özellikle Avrupa merkezli olarak endişe verici bir dönemden geçtiğini söyleyen Eroldu, “Avrupa’da önümüzdeki 1-2 sene otomotiv sanayi açısından oldukça zorlu geçecek, pazarda daralma yaşanacak. Elektrifikasyona yönelik yapılan ciddi yatırımlar var. Tabi bunların geri dönmüyor olması bu sefer firmaların nakit akışlarında da sorunlara yol açacak. İşin bizi endişelendiren kısmı ise Avrupa’da atıl (boş) kapasite oluşuyor” açıklamasını yaptı.

YATIRIM DEVAMLILIĞI SIKINTIDA

Bu atıl kapasitenin 2 yönden Türk otomotiv sanayini olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Eroldu bunları şöyle açıkladı: “Avrupa’daki potansiyel pazar daralması sebebiyle oluşabilecek araç fazlası Türkiye pazarına kaydırılacak. Bu bizim ürettiğimiz araçların satışı üzerinde baskı yaratacak. Diğer taraftan biz de ürettiğimiz araçları ağırlıklı olarak Avrupa pazarlarına ihraç ettiğimiz için bu da ihracatımızı son derece olumsuz etkileyecek. Şimdi bu iki konuya da baktığımızda bir tanesi geleceği çok ilgilendiriyor. Gelecekteki Türkiye’deki yatırımların devamlılığı, en azından mevcut oyuncular açısından çok önemli. Diğer taraftan kısa ve orta vadede baktığımız zaman da rekabetçiliğin Türkiye pazarında daha fazla artacağını, bunun da hem pazar payları hem de kârlılıklar üzerinde baskı yaratacağını görüyoruz. Ne yapmak lazım? Bir kere Türkiye’nin aşınan bir ihracat rekabetçiliği var. Buna yönelik politikalar mutlaka geliştirilmeli. Yoksa tekstilde olduğu gibi otomotivde de benzer bir akım başlayabilir, yani elimizdeki tesisleri de koruyamayabiliriz.”

9aysonuc.png

YERLİ İÇİN ÖNLEMLER ALINMALI

İhracat pazarlarındaki daralmanın kendileri için çok önemli bir risk olduğunu belirten Eroldu, bu açıdan muhakkak iç pazardaki yerli ürünlerin payının gelişimini sağlayacak önlemler alınması gerektiğini söyledi. “Ekonomiye, sanayiye ve nihai kullanıcıya hizmet edecek bütüncül bir yaklaşımla mevcut parkın gençleştirilmesine yönelik politika geliştirilmesini önemli buluyoruz” diye konuşan Eroldu, “Diğer taraftan da tabii ülke sanayinin gelişmesi açısından bu hem bizlere sorumluluk, hem de yeni yatırım yapacak firmalara sorumluluk getiriyor. Yani katma değeri yüksek yeni otomotiv yatırımlarının ülkemize çekilmesi son derece önemli çünkü bunlar muhakkak sektörü topyekûn daha ileriye taşıyacak. Dolayısıyla bu yeni yatırımlarda hem mevcut oyuncular hem de gelecek oyuncular için mutlaka ülke ekonomisine ve gelişimine sağlanacak bütüncül katkının göz önüne alınmasını, gözetilmesini son derece önemli buluyoruz” dedi.

cengizeroldu-1.jpg
Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı Cengiz Eroldu

ÜRETİM 8 FABRİKAYA EŞDEĞER AZALABİLİR

Cengiz Eroldu, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) Başkanı Luca de Meo’nun Avrupa’da kötüye giden duruma ilişkin demeci olduğunu hatırlatarak, “Artık yaşadıkları zorluklardan net bir şekilde bahsetmeye başladılar. De Meo, Avrupa otomotiv sanayi olarak 2025 hedeflerinde 15 milyar Euro’luk bir ceza potansiyeli olduğunu, elektrikli araçların istendiği kadar satılmadığını, elektrikli araçların kârlılıklarında sorunlar olduğunu, şimdi ya cezayı ödeyeceklerini veya eğer sistem sektörün cezayı ödemezse 8 fabrika eşdeğeri üretim tesisinin kapatılmasının gerekeceği gibi kendi içlerinde bulundukları sorunları net bir şekilde özetledi. Ayriyeten o da hükümetlerin de hedefi koyduktan sonra gereken altyapı desteğini vermediklerinden bahsetti. Yani böyle baktığımız zaman gerçekten Avrupa’da önümüzdeki 1-2 sene otomotiv sanayi açısından oldukça zorlu geçecek

SATICI PİYASASINDAN ALICI PİYASASINA GEÇİŞ

Çinli üreticilerin Avrupa’da yarattığı stresin Türkiye’de de olduğunu kaydeden Cengiz Eroldu, “Bir kere satıcı piyasasından alıcı piyasasına geçtik. Örneğin 2023’te satıcı piyasası hakimdi çünkü araç bulunurluğu konusunda zorluklar vardı. Şimdi alıcı piyasasına geçtik. Tabii alıcı piyasası ve özellikle Avrupa’da yaşanan rekabet, Çinli oyuncuların devreye girmesi bir kere herkese fiyatların üzerinde bir baskıya yol açtı. O yüzden de yalnız yerli üreticiler değil bence Avrupalı üreticiler de aynı problemi yaşıyor. Tabii Avrupa’dan yapılan ithalatın artması yerli üreticilerin rekabet kaybına yol açıyor. Şimdi bugün enflasyonun kurdan daha yüksek olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Ve böyle olunca siz Avrupa’dan ithalat yapıyorsanız Türkiye’de üretene göre daha avantajlı bir konumdasınız. O da yerli üreticilerin üzerinde ayrı bir baskı yaratıyor” diye konuştu.

otofabrika.jpg

AVRUPA’DAKİ DURGUNLUK KAMYON İHRACATINI VURDU

Yüzde 69’a gerileyen kapasite kullanım oranının detayları hakkında da açıklamalar yapan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Burada önemli olan indikatör kamyondaki gerileme. Çünkü kamyondaki asıl gerileme ihracat tarafından geliyor. İhracatta yüzde 44’lük bir gerileme var. Bizim açımızdan kamyon her zaman öncü bir göstergedir. Ticarette, sanayide yavaşlama, durgunluk başladığı zaman bunun ilk belirtisi kamyon tarafından gelir. Türkiye pazarında da yüzde 7’lik bir daralma var ama tabi deprem inşaatları sebebiyle geçen sene normalin de üzerinde bir takım satışlar oldu. Dolayısıyla Türkiye pazarını yorumlamak o bakımdan biraz zor ama ihracattaki yüzde 44’lük düşüş sert Avrupa’daki durgunluğun bir öncüsü. Bu tabi kamyonla başlayıp daha sonra tüm işlerimize yayılabilecek bir risk” yorumunu yaptı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi