Kaya Türkmen
Uğurlar olsun Sayın Genel Başkan
Siyaset dünyamızda “Devlet adamı” nitelemesini en çok hak eden kişiydi Kemal Kılıçdaroğlu. Siyasi nezaketi, zarafeti, hukuku önceleyen duruşu, sakinliği, kurallar ve kurumların korunması konusundaki titizliği, dürüstlüğü, sade yaşamı onu tanımlayan meziyetler oldu hep.
Hiçbir zaman parayla, zenginleşmeyle, ihaleyle, rantla, kupon araziyle anılmadı.
Her türlü iftiraya, hakarete, saldırıya uğradı. Soğukkanlılığını kaybetmedi.
Hiçbir zaman terbiyesini bozmadı. Bayağılaşmadı. Seviyeyi düşürmedi. Hakaret etmedi, küfretmedi başkaları gibi.
Doğru şeyler yaptı. Adalet yürüyüşü hafızalarımızdan hiç silinmeyecek ve her zaman takdirle, hayranlıkla anılmasına neden olacak.
“Ülkemizin iyileşmeye, helalleşmeye ihtiyacı var... Helalleşmek geçmişi değiştirmez ama geleceğimizi kurtarır” diyerek başlattığı helalleşme hamlesi de doğru işti.
Ama yanlışlar da yaptı Kemal Kılıçdaroğlu.
2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy kullandırdı partisine. “Anayasaya aykırı ama olumlu oy vereceğiz” dedi. Hukuka saygısı olan bir siyasetçinin diline yakışmayan bir açıklamaydı bu. Basireti bağlanmıştı. Büyük hataydı.
İktidarın yarattığı baskıcı atmosferden etkilendi. İktidarın çizdiği sınırlara sıkıştı, eleştirilerinden korktu. “Aman ne derler?” korkusunu yenemedi.
O iktidar ki günün koşul ve gereklerine göre soğancıyı, biberciyi, marketçiyi, kebapçıyı, yurt bulamadığı için gösteri yapan öğrenciyi, kayyum rektörü protesto eden Boğaziçiliyi, parasını dolara çevireni, Anayasaya hayır diyeni, kredi derecelendirme kuruluşlarını, Millet İttifakını, CHP’yi, CHP’li belediyeleri, İyi Parti’yi, Meral Akşener’i, Şebnem Korur Fincancı’yı, Osman Kavala’yı, Mücella Yapıcı’yı, Canan Kaftancıoğlu’nu, Orhan Pamuk’u, Selahattin Demirtaş’ı, Can Dündar’ı, Gezi direnişçilerini, baroları, gazetecileri, akademisyenleri, Kürt sorunundan bahsedenleri, AKP’yi sevmeyenleri hain veya terörist ilan etti durdu. Hâlâ da ediyor.
Bay Kemal dediler hakaret kastıyla, “Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim” dedi Kılıçdaroğlu. “Sen kim, Bay Kemal kim” dedi. Haklıydı. Sen kim, Bay Kemal kim?
Muhalefeti sokağa dökmekten hep çekindi. En çok da bu nedenle kızıldı kendisine. Muhalefeti atalete, eylemsizliğe mahkûm etmekle suçlandı.
Girdiği her seçimi kaybettiği söyleniyordu. Büyük bir psikolojik baskı oluşturuyordu bu. 2023 seçimlerini mutlaka kazanmak gerekiyordu. 2019 yerel seçimlerinde kurulan ittifak olumlu bir deneyim olmuştu. İstanbul’u çekip almışlardı Akape’nin elinden. Ankara’yı kazanmışlardı. Adana, Antalya... Bir sürü büyükşehiri kazanmışlardı ittifak sayesinde.
2023 seçimlerine mümkün olabilecek en büyük ittifakla girmek istedi. Çok didindi, çok uğraştı, ittifakı kurdu. Şaka değil, %48 oy aldı. Ama yetmedi. %50+1 gerekiyordu. Olmadı.
28 Mayıs 2023 akşamı “Benden bu kadar” deyip ayrılsaydı seçmeninin de seçmeyeninin de gönlünde taht kurardı. O yolu tercih etmedi.
Seçimlerin iki turu arasında yaptığı yanlışlar ortaya döküldü sonradan. Değil ittifak ortaklarına, partideki yoldaşlarına dahi bilgi vermeden Zafer Partisi’yle İçişleri Bakanlığını, MİT’i filan verme taahhüdü içeren bir protokol imzaladığı ortaya çıktı. Yapmamalıydı. Affedilmez bir hataydı bu da.
Son olarak kurultaydaki davranışı çok eleştirildi. Parti yönetimiyle ilgili birçok vaatte bulundu. 13 yıldır o partinin genel başkanı değilmiş de ilk kez bu makama aday oluyormuş gibi vaatler sıraladı. %50 kadın kotasından söz etti. Milletvekilliğini üç dönemle sınırlamaktan. Her katmanda ön seçimden... “Bugüne kadar neden yapmadın ki?” diye sordu dinleyenler.
CHP genel başkanlığı boyunca olduğu gibi, kurultay sürecinde de yaptıkları nedeniyle değil, yapmadıkları nedeniyle tepki çekti. İlk oylamanın ardından çekilmesi şık olurdu. Öyle yapmadı.
İkinci turun ve mağlubiyetin ardından kazananı kucaklamalı, elini havaya kaldırmalı, başarılar dilemeli, “Emrinizdeyim” demeliydi. Onu da yapmadı.
Lider oydu. Etrafındaki bir avuç insan onu yanlış yönlendirdiler, dolduruşa getirdiler. Gelmemeliydi.
Bunlar artık geride kaldı.
Yeni genel başkanın kendisini en ağır şekilde eleştirirken dahi kullandığı dikkatli ve özenli dili sonuna kadar hak ediyor Kılıçdaroğlu. Her zaman saygıyla anılmayı da.
Yeni Genel Başkan Özgür Özel’i kutluyor, partinin yeni yönetimine başarılar diliyorum. Başarılı olmasını CHP için istiyorum, fakat asıl ve en çok ülkem için istiyorum.
Memleketin sorunları ortada. 22 yıllık Akape iktidarının neden olduğu yıkım ülkemizi yaşanılmaz hale getirdi. Hukuk, eğitim, tarım, ekonomi, ahlak anlayışı, toplumsal barış, dış ilişkiler büyük tahribat gördü. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti raydan çıktı.
Yüz yıl önce Cumhuriyeti kuran partiye bugün o Cumhuriyeti koruma görevi düşüyor.
Ve bu görevi başarmak zorunda.