Erken Veda
Masuaku’yu sol açık yaptı Giovanni Van Bronckhorst. Gecikmiş bir karardı bence, bu kadar dar kadrosu olan takım adına daha önce denenmeliydi. Emirhan onun yerine sol bek olarak çıktı İnönü’ye.
Ligin ilk sırasındaki takımın 13 puan gerisine düştü daha 13. haftada Kara Kartal. “Bu sezon da gitti” diyenler artmaya başladı. Milli Takım arası, lig arası toplarlar mı takımı, merak edenler çoğunlukta.
Gedson Fernandes’e 100. maçı öncesi verilen plaket anlamlıydı. Nice 100’lere diyelim Beşiktaş’ın yeni Atiba’sına.
Beşiktaş’ın Rafa’sı var. Yanında da Semih’i. Rafa, etkili Göztepe atağından kaptığı topu öyle güzel taşıdı ve sağda onun hızına yetişmeye çalışan Rashica’ya o da Svensson’a aktardı. Harika ortaya Semih’in volesi bu sezon Beşiktaş’ın ağları sarstığı ilk vuruş olarak kayda geçtiğinde dakikalar henüz üçü göstermiyordu.
Dakikalar 9’u gösterdiğinde Beşiktaş, ikinci golü Göztepe kalecisinin ayağından buldu. Kaleci Lis, ceza sahasına gelen topu uzaklaştırmak isterken şutladığı meşin yuvarlak Bokele’ye çarptı ve ağlara gitti. Kartal iki farklı öne geçti ama Göztepe pes edecek gibi değildi.
Nitekim vücudu gole neden olan Bokele, Heliton’un ortasında kafayla farkı bire indirdi.
12 dakikada üç gol izleyince canım İnönü stadında keyifler yerine geldi, taraftarların ki İzmir’den gelenler de vardı iştahı açıldı. “Premier Lig’den bir maç mı acaba, Jose Mourinho izliyor mudur?” diyenler oldu ama aldırmadım. ‘Beşiktaş, Beşiktaş gibi oynarsa böyle olur’ diye içimden geçirdim. Sonra gösterdiler, gelmiş maça, sinsi sinsi izliyor. “Lig TV faturasını yatırmamış mı acaba?” diyen de oldu vallahi Mourinho için.
Masuaku yeni yerinde sırıtmadı. Hatta 23’te yolladığı füzeyi kaleci Lis aynı güzellikte bloke etti. Gol olsa güzel olurdu.
Nitekim Göztepe ilk çeyrekte beraberliği yakaladı. Taha Altıkardeş maçı yeniden başlattı.
Son derece tempolu başlayan, iki takımın da hızlı oynamaya çalıştığı karşılaşmada, Göztepe pes etmeyince 2-0’dan dönmeyi başardı. Takımlar ilk yarı soyunma odasına beraberlikle gitti.
İkinci yarı takıma yeni bir düzen getirdi Giovanni Van Bronckhorst. Masuaku yerine geçti, Musrati kenara geldi, Emirhan çıktı, Immobile yeşil sahalara yeniden döndü.
Beşiktaş’tan daha çok Göztepe istiyordu maçı ikinci yarı. Nitekim çok etkili ataklarıyla sonuç alamadılar ancak maçın 75. dakikasında Beşiktaş iki yüzde yüzlük pozisyonu gole çeviremedi.
Ve beklenen oldu, ‘atamayana atarlar’ kuralı devreye girdi. Göztepe yeniden oyuna ağırlığını koydu ve sonucunu 83’te aldı. Beşiktaş karşısında 2-0 geriye düştükten sonra maçı 3-2’ye getirmek büyük oyundur. Beşiktaş bu oyuna yine geldi.
Farka koşacağı oyunu elleriyle hediye etti.
Masuaku yuhalanmaya, teknik adam istifaya davet edildi.
Göztepe bununla da yetinmedi. Şuursuzca saldıran Beşiktaş öyle rahat açıklar verdi ki, 4. golü de kalesinde gördü. Bu Göztepe’nin lig tarihinde Beşiktaş’a karşı ilk kez 4 gol bulduğu maç olarak kayıtlara geçti.
Beşiktaş sezonu erken kapattı.
Yakıştı mı? Hiç yakışmadı. Bir teknik adama yakışmadı, sahadaki topçulara yakışmadı, siyah beyazlı Kartal’a, Beşiktaş’a yakışmadı. Beşiktaş sürprizleriyle şaşırtmaz ama tam toparlanma sürecindeki bu takımın böyle çabuk pes etmesi yakışmadı. Bu takım tam 59 sene sonra 2-0 öne geçtiği bir müsabakayı 4-2 kaybetti.
Paulista, takımın en iyilerinden biri misal sezon başından beri. Ne diyor, “Utanç verici…” İyi de kardeş, biz yeniden mi sahalara dönelim?