Kaya Türkmen
Kaya Türkmen yazdı: Seccadeye ayakkabıyla basmayanlar
Bay Kemal seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Çalmadı, çırpmadı. Yetim hakkı yemedi. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Seccadeye ayakkabılarıyla basmayanlar, eşek etinden sucuk yapıp satmaktan tutuklandı. Bay Kemal eşek etinden sucuk yapıp satmadı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Hükümet üyelerinin ailece rüşvet aldığı ortalığa dökülürken ne kendisi, ne oğlu, ne de herhangi bir aile ferdi kamunun tek bir kuruşuna göz dikmediler. Dikmediler iyi güzel de… Seccadeye ayakkabıyla bastı Bay Kemal.
Yurtdışında bir adaya milyonlarca dolar aktararak devletin vergi kaybına uğramasına yol açmadı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Sözde hayır kurumu marifetiyle örgütlü dolandırıcılık yapmadı. Gurbetçilerden topladığı hayır paralarını kişisel servetine aktarmadı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Birinci derece sit arazisini 3. dereceye çevirttirip bunun karşılığında oradan iki adet villa kapmadı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Kimseye “Kupon arazileri benden habersiz satmayacaksınız” demedi. Ama ayakkabısıyla seccadeye bastı.
İranlı uyuşturucu baronu tahliye edilsin diye hakimlere baskı yapmadı. Ama seccadeye ayakkabısıyla bastı.
Evinden çelik kasalar, para sayma makinaları çıkmadı. Devletten aldığı maaş dışında geliri olmadı. Bir gemicik alacak kadar parayı bile denkleştiremedi. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla. Bastı işte bastı. Resmini gördük.
Ne Akbil, Ali Dibo skandallarına, ne billboard yolsuzluğuna karıştı. Başkenti FETÖ’ye parsel parsel satmadı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
İhaleye fesat karıştırmadı, 5 maaş almadı, rüşvet almadı, haram yemedi. Yemez de zaten. Namusludur Bay Kemal. “Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim” dedi.
10 liralık yolu, köprüyü, tüneli, havaalanını 50 liraya ihale edip zenginleşmeyi eser siyaseti diye millete yutturmayı aklından bile geçirmedi. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Bay Kemal kimseye küfretmedi. Gezi direnişine katılanlara “Sürtük, çürük” demedi. Depremde devletin geç kalmasını eleştirenlere “Be namussuz, be ahlaksız, be adi” de demedi.
Cumhuriyetimizin kurucularına “İki ayyaş” demedi.
“Anamızı ağlattınız” diye isyan eden çiftçiye “Lan artistlik yapma, ananı da al git” demedi.
Siyasi rakipleri hakkında “Haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, namert, kifayetsiz, yüzsüz” gibi ifadeler kullanmadı. “Karaktersiz, cibilliyeti bozuk” da demedi. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Bay Kemal’in ağzından “Geri zekalı, haysiyet fukarası, eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, haysiyet celladı, kan emici…” gibi laflar hiç duyulmadı. Beyefendidir Bay Kemal. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Kadın-erkek eşitliğine hep inandı, saygı gösterdi. “Kadın erkek eşitliği fıtrata ters” demedi. “Kadına şiddet abartılıyor” demedi. “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor” demedi. “Her kürtaj Uludere’dir, sezaryen cinayettir” gibi laflar çıkmadı ağzından. “Örtüsüz kadın perdesiz ev gibidir; ya satılıktır, ya kiralık” da demedi. Dedim ya, beyefendidir Bay Kemal. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Miting kürsülerinde “Biliyorsunuz kendisi Alevidir” diye konuşulurken, o insanları ayrıştırmadı. Ne “Affedersin Ermeni” dedi, ne de kendisine Yahudi denilince “Yahudi” ifadesi “küçük düşürücü, onur ve saygınlığı zedeleyici” iddiasıyla dava açtı. Ama seccadeye bastı ayakkabısıyla.
Seccadeye ayakkabıyla basmayanlar, Erdoğan için “Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir” dediler. “Ümmetin lideri” dediler. “Ona dokunmak bile ibadettir” filan dediler.
Seccadeye ayakkabıyla basmayan bir tanesi hızını alamadı “Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur” dedi. Vallahi de dedi, billahi de dedi. Ardından da “Her Cuma Google’da bir ayet bulup Twitter’da patlatıyorum” dedi. “Bakara, makara” dedi.
Seccadeye ayakkabıyla basmayan bir başkası “Başbakan sözü peygamber sünneti” dedi. Öbürü “Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir lider” diye el yükseltti. O da seccadeye ayakkabıyla tövbe basmamıştı.
Gaza gelen Erdoğan’ın kendisi de 15 Temmuz’u anlatırken “O hainler F-16’larla uçtular. Zannettiler ki Cumhurbaşkanı Tarabya’dadır. Bilmiyorlardı ki o mağaranın önünü örümcek ağları örer, göremezsin ve göremediler” dedi. Peygamberle rekabete girişti. Ama seccadeye ayakkabıyla basmadı. Vallahi.
“Erdoğan’ı görünce salavat getiririz” dedi bir başkası. En güzelini Metin Külünk patlattı: “Peygamberlerin de diploması yoktu” dedi. Seccadeye ayakkabılarıyla basmadı her ikisi de.
“Peygamber hata yaptı, biz yapmadık” dediler. Öyle ya seccadeye ayakkabıyla basmamışlardı.
Haydi şimdi hep beraber: Bay Kemal seccadeye ayakkabısıyla bastı!