Alaaddin Dinçer
Teknolojinin varlığına dayanan EBA’nın adaleti!
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 19 Haziran 2020 saat 16:19’da, “Kovid-19 salgını nedeniyle ilkokul,ortaokul ve lise öğrencilerini kapsayan uzaktan eğitim süreci boyunca 7 milyon 383 bin 213 öğrenci, 1 milyon 30 bin 516 öğretmen EBA’yı aktif kullandı. EBA, 18 milyon öğrenci için 7 gün 24 saat kullanılabilir alt yapıya da kavuştu” açıklaması yapıldı. MEB’in 18 milyon öğrenci için 7 gün 24 saat erişim sağlama alt yapısına sahip olduğunu söylediği EBA’yı aktif olarak 7 milyon 383 bin 213 öğrenci kullandıysa,ilkokul,ortaokul ve lisede açıköğretim dahil okuyan 16 milyon 544 bin 47 öğrenciden 9 milyon 160 bin 834’nün (%55,37) EBA’yı aktif olarak kullanmadığını anlıyoruz.İlkokulları dışarda bıraktığımızda bile 3 milyon 893 bin 456 (%34,56) ortaokul ve lise öğrencisinin EBA’yı aktif kullanmadığı sonucuna ulaşıyoruz.MEB’in okulöncesi eğitim ile ilgili herhangi bir veri açıklamamış olmasını da bir kenara kayderek şu soruyu sormak gerekiyor.İstatistiklerde okulöncesi eğitimde görülen ve sayısı 1 milyon 500 bini bulan çocuklar EBA’nın neresinde?
2018-19 MEB İstatistiklerinde Öğrenci Sayıları
İlkokullar 5 milyon 267 bin 378
Ortaokullar 5 milyon 627 bin 75
Liseler 5 milyon 649 bin 594
LGS ve YKS’ye 4 Milyon 200 Bin Öğrenci Hazırlık Yaptı
Milli Eğitim Bakanlığı açıklamasının bir bölümünde sınavlara hazırlanan öğrencilerin EBA’yı sevdiğini söylemekte ve şöyle devam etmaktadir “Ayrıca 8. ve 12. sınıf öğrencileri için YKS ve LGS’de sorumlu oldukları konuları kapsayan programlar hazırlandı. Üniversiteye hazırlık sürecindeki sınıfların kullanımı için bir süre önce hizmete alınan ve yapay zekayla güçlendirilen EBA Akademik Destek Modülü uzaktan eğitimde öğrenciler tarafından yoğun talep gördü. EBA Akademik Destek, 1 milyon 170 bin 168 öğrenci, 189 bin 477 öğretmen de EBA Akademik Destek’i aktif olarak kullandı.” Bu verilerde bize, milyonlarca öğrencinin sınavlara hazırlık amaçlı olarak düzenlenmiş olan akademik destek programlarına katılım sağlamadığını göstermektedir.
Her iki veriyi birlikte ele aldığımızda, ders içeriklerinin ve akademik destek programlarının bu kadar kısa zaman aralığında hazırlanarak öğrencilerin hizmetine sunulmuş olması olumlanması gereken bir çabadır.Bu çabanın yanı sıra hizmetin öğrencilere erişim süreçlerinde yer alan bütün eğitim emekçilerini de ayruca kutlamak gerekmektedir. Ancak, bunun bir başarı hikayesi olup olmadığı tartışmalıdır.Çünkü bu süreçlere katılmayan ya da çeşitli nedenlerle katılamayan milyonlarca öğrencinin varlığı üzerinde düşünülmesi ve değerlendirme yapılarak nedenlerinin araştırılması gereken bir tabloyu karşımıza çıkarmaktadır.
Korona Sürecinde Hayat Boyu Öğrenme (me)ye Dönüştü
Temel eğitim,ortaöğretim ve hayat boyu öğrenme Milli Eğitimin eğitim öğretim yapılan üç temel sutununu oluşturmaktadır. O nedenle örgün ve yaygın eğitim bu üç temel sutun üzerinden planlanıp programlanmaktadır.MEB’in 19 Haziran 2019 tarihinde yaptığı açıklamanın hiçbir yerinde korona sürecinde yaygın eğitim kurumlarına devam eden yurttaşların EBA’dan yararlanma durumu ile ilgili herhangi bir bilgilendirme bulunmamaktadır.Bu bağlamda hayat boyu öğrenmenin;mesleki eğitim,halk eğitim,bilim ve sanat,rehberlik araştırma merjkezleri ile kız teknik olgunlaşma enstitüleri ve çeşitli meslek kurslarına devam eden 8 milyon 244 bin 635 yurttaşın EBA’yı aktif olarak kullanıp kullanmadıkları da bilinmemektedir.
EBA ve TC Vatandaşı Olmayan Çocuklar
Türkiye’de yaşayan ve sayıları yaklaşık 750 bini bulan TC vatandaşı olmayan çocuk kamu okullarında eğitim almaktadır.Salgın süreci ile birlikte bu çocukların eğitimlerinin akıbeti de belirsizliğe girmiş oldu. EBA’yı aktif olarak takip edip etmedikleri daha doğrusu barınma mekanlarında uzaktan eğitimi olanaklı kılacak teknolojik alt yapının bulunup bulunmadığı,bilişim araçlarına sahip olup olmadıkları bir muamma.TC vatandaşı çocukların eğitim derdine derman olmaya çalışan MEB TC vatandaşı olmayan çocukları unutmuş gibi görünmektedir.Oysa yüz yüze ya da uzaktan, eğitim bu ülkede yaşayan bütün çocukların hakkı.
Sonuç olaerak,iletişim ve bilişim teknolojileri kullanılarak eğitime erişip yararlanma noktasında fırsat eşitliğini ve adaleti sağlamanın iddia edildiği gibi çokta kolay olmadığını deneyimleyerek yaşamış olduk. Deneyimleyerek yaşadığımız bu olgunun yanında, EBA’ya aktif katılım sağlamayan ve dolayısıyla ikinci dönem eğitimlerinden yoksun kalan milyonlarca öğrenci için geriye dönük tekrar veya telafilerin yarar sağlayıp sağlammayacağı da ayrı bir tartışma konusudur. An itibarıyla salgınla ilgili oluşan göstergeler tehdit ve tehlikenin hem küresel hem de ulusal ölçekte sürmekte olduğunu göstermektedir.Böyle devam ettiği sürece okulları açmak ve yüz yüze eğitim yapmak olanaklı olmayacak gibi görünmektedir.Dolayısıyla yaz dönemi taraf olan bütün muhatapların katılacağı uzaktan eğitimin yanında teknolojik destek, kapsayıcılık,yeni içerikler ve programlara devamı takip edecek farklı alteratif yöntemlerin arayışını içerecek araştırma ve tartışmaların yapılacağı bir dönem olarak değerlendirilmelidir.