FRANSIZ İHTİLALİ
İlk iki maçını kaybeden, en çok gol yiyen, UEFA Avrupa liginin sonuncusu Beşiktaş, güçlü rakibi karşısında umutlu çıkmıştı sahaya.
Giovanni van Bronckhrost maç öncesi, “Rakibin gücünü biliyoruz ama biz de iyi takımız, kötü başladık ama devam etmek için önümüzde bir fırsat var” diyordu.
Mert’in sakatlığı, Paulista’nın olmayışı önemli eksiklikti elbette Beşiktaş için. Semih’i yine ilk 11’de tercih etmedi Hollandalı Hoca. Ama bu kez Mustafa Hekimoğlu’nu da yanına almıştı. Takımı sahaya 4-2-3-1 şeklinde dizdi. Immobile forvette yalnızdı.
Lyon takımının Beşiktaş’a eşlik ederek son terör saldırısında kaybettiğimiz şehitlerimiz için siyan bant takmaları nota değer. Bir de örgüte silah vermeyi, örgütün emellerine hizmet etmeyi durdursa devletleri… Neyse spor sayfasında olduğumu unutmamalıyım.
İki takımda hızlı başladı. Ama maçın başında Ersin korkutan bir sakatlık yaşasa da oyunda kalacağını işaret edip hemen ardından yüzde yüzlük gole izin vermemesi önemliydi.
Beşiktaş’ın sağ kanadı aksıyordu. Lyon ilk 15 dakika o koridoru iyi kullandı, tüm tehlikeleri buradan yarattı. Beşiktaş özellikle çıkarken çok kolay top kaybetmeye başladı. Kayıpların esas adamı da beklenmedik şekilde Muçi olurken, Immobile’nin defansa katkısı önemliydi.
Dakikalar 20’yi gösterdiğinde Lyon maça tümüyle ağırlığını koymuş görünüyordu. Bu satırları yazdıktan sonra yani dakikalar 24’ü gösterdiğinde Lacazette topu ağlarla buluşturdu. Ancak bu ligdeki VAR hakemlerinin insafı, izanı olmalı ki santimetrelik ofsaytı çaldılar. Ve fakat daha bir dakika geçmeden Emirhan’ın dengesiz müdahalesi penaltıyı çaldırdı. Bu da VAR’a gitti. Penaltı iptal edildi. Beşiktaş ikinci kez VAR’dan döndü. Bu cümleyi sayın futbol federasyonumuz duysun diye kurdum.
İkinci yarı aksayan yönlere müdahale etmeden başladı Beşiktaş. Ersin daha 60’a gelmeden kalesinde adeta devleşti. Lyon’un bir topu direkte patladı. Ender geliştirdiği ataklarda şut sayısı arttırmakla kalıyordu sadece Kartallar… Muçi de Joao Mario da aksıyordu.
Hele yeteneklerine çok güvendiğim Muçi’nin oyunda kalması akıllara zarardı. O kadar çok top kaybetti ki. Üstelik nefis yakaladığımız bir pozisyonda topu ağlar yerine tribünlere gönderince Giovanni van Bronckhrost kararını verdi. Muçi çıktı yerine Semih girdi. İlk 11’de olması gerekenden biri eksikti ama bu da önemli bir değişiklik idi.
Rafa Silva’nın yanlış yerde olması da Beşiktaş’ın ataklarını etkiliyordu kuşkusuz. Beşiktaş en gol pozisyonuna 68. dakikada ulaşabildi ama bu kez futbolun tanrıları Lyon’un yanındaydı. Harika bir atakta Immobile’nin Rafa Silva’dan aldığı topu direğe nişanlaması, ardından o topun yine Rafa Silva’nın önünde kalması ama meşin yuvarlağın boş kale yerine auta girmesi büyük şansızlıktı.
Çıkmaz denen topları Ersin çıkarmaya devam ediyordu.
Bu kadar üstün oyununa rağmen 71’de Lyon kötü avlandı. Hocaları Pierre Sage “Onları çok şaşırtacağız, ileride sürekli değişen kanat ve forvet oyuncularımız var” diye böbürleniyordu. Şaşıran o oldu. Zira Rafa Silva’nın muhteşem pasıyla buluşan Immobile değil Gedson Fernandes’ti. Gereğini yaptı. Harika vuruşu Lyon ağlarını havalandırdı.
Beşiktaş’ın öne geçmesinden sonra Lyon baskıyı daha arttırdı. Ama yine Rafa Silva yine hızlı bir atakta kaleci ile karşıya kaldı, paslarında bu kadar ince ayarı olan Silva topu ağlarla buluşturup fişi çekemedi. Ardından uzatmaların hemen başında Gedson yarattığı pozisyonu Rafa Silva ardından da Al-Musrati değerlendiremedi.
Uzatmaların sonu geldi, Lyon Ersin’i de geçen topunu çizgiden çıkan günün adamı Gedson Fernandes ve Ersin’den sonra Uduokai oldu. İnanılmazdı.
Beşiktaş Lyon deplasmanında ihtilalini yaptı.
Siz buna Kara Kartal’ın Fransız ihtilali diyebilirsiniz.
Tebrikler Beşiktaş.