Kerem Kırçuval
Sergen Yalçın tarih yazıyor
Dünya Kupası’nda, Şampiyonlar Ligi’nde şahane maçlar yöneten Cüneyt Çakır’a memleketin havası mı suyu mu yaramıyor anlamıyorum.
Yeteneklerini dünya futbol ileri gelenlerinin kabul ettiği bu ismin, Türkiye’deki maçlarında üflediği düdüğüne bir şeyler oluyor.
Takdir haklarını tümüyle Galatasaray’dan yana kullanan Cüneyt Çakır ilk yarınının skoruna en az Larin kadar müdahale etti.
Marcao hatalı pasıyla Larin’i kaleci ile karşı karşıya bıraktı. Larin koca kale yerine topu tribüne atma başarısı gösterince gol göremedik ilk 45’te.
Kolay değil 97 yıllık rekabet. Beşiktaş maça çok istekli çıktı. Hatta ilk 10 dakika neredeyse Galatasaray’ı sahasından çıkarmadı.
Galatasaray ise istekten ziyade kontrollüydü. Etebo’ya hiç çalışmamış Beşiktaş orta sahası, onun ayağından çıkan toplarla tehlikeli anlar yaşadı. Galatasaray’da Etebo öne çıktı ama Oğuzhan öne çıkamadı.
Kar tutmasın diye ısıtılan saha, her geçen dakika ister istemez ağırlaştı.
Faul sayısı arttı. Arda Turan’ı atmaya kıyamayan Cüneyt Çakır kadar 30 santim önündeki pozisyonu okuyamayan Tarık Ongun’u anmayalım mı?
İkinci yarı da Cüneyt Çakır gerçeği ile başladı. Pozisyona en yakın isim olan Çakır, gole koşan Larin’in düşürülmesini normal saydı.
Bozuk saat de günde iki kez doğruyu gösterir. Diagne’nin Montero’ya yaptığı net kırmızılık hareketi görmeyi başardı. Diagne, kafa ile müdahale etmesi gereken pozisyona tabanla çıkıp kırmızı kartı görünce derbinin havası değişti.
Beşiktaş ikinci yarıya istekli değil telaşlı başlamıştı. Aslında bu Galatasaray için fırsattı.
Fatih Terim risk almaya başlarken, Sergen Yalçın sahadaki dağınıklığı düzeltme adımları attı. Mensah ve N’Koudou, Oğuzhan ve Ghezzai’den formayı alırken, Arda ve Belhanda ise Donk ve Babel’e görevlerini devretti.
Değişiklikler Beşiktaş açısından daha doğru oldu. Aslında Emre Akbaba ve Emre Kılınç daha önce oyuna girmeliydi. Babel’in hazır olmadığı, hele 10 kişi oynayan takıma bu gücüyle katkı sağlayamayacağı birkaç dakika içinde belli oldu.
Beşiktaş’ta genç yetenek Rıdvan Yılmaz’ın ilk asistini gole çeviren Josef de Souza sahanın en iyi ismiydi. Atiba ve Larin’i de onun yanına eklemezsek haksızlık olur.
Nitekim Larin bir dakika önce kaçmayacak golü kaçıran N’Koudou’ya “Al da at” pasını uzattı ve sonucu belirledi.
Sergen Yalçın, Süper Lig kariyerinde Fatih Terim’i hiç yenememişti. Bu cümle yanlış anlaşılmasın, üç beraberliği bir mağlubiyeti vardı. Sergen Yalçın kendi tarihine galibiyeti yazdırırken, lider Beşiktaş yürüyüşüne devam etti.
Son 9 maçın 8’ini alan 1’inde berabere kalan Beşiktaş, Sergen Yalçın ile kararlılığını sürdürüyor.
Sezonun ara verilmeyecek ilk yarısında tüm derbileri kazanan Sergen Yalçın’ın mevcut kramponlardan bir aile oluşturduğu görülüyor.
Bu Beşiktaş’a saygı duyulur.
Unutmadan ekleyeyim, gündüz bu yıl ligin en güçlü kadrosuna sahip Fenerbahçe’yi deplasmanda yenen Beşiktaş basketbol takımını da ayrıca kutlayalım.