Kerem Kırçuval
RAKAMLARI AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
Memlekette ne konuşursan konuş, konuyu nereye getirirsen getir tartışma, görüşme ekonomi ile bitiyor. Bulunduğun ortamda televizyon varsa bir şekilde gözler ekranın köşesine kayıyor. Kıt kanaat geçinenler, geçinemeyenler, işsizler bile ekranın köşesinden yansıyan renklerden durumlarını gözden geçiriyor.
Durumları iyi olanların ekranla filan ilgisi yok. Onların yatırım danışmanları var. Şaşı olmuş çoğu ama ne zaman ne yapılır hepsi çok iyi biliyor. Gereğini yapıyor. Banka müdürleri çok yoğun bunlarla görüşmekten. Reklamlara aldanmayın, bankaya derdini anlatmaya bir emekli gitsin de dersini alsın. Banka müdürleri, ahlak değil kâr marjına çok iyi bakıyorlar. Bilirler, onlar işlerini bilirler. Bir tas su uzatmazlar, babaları yaşındaki emekliye, işe yeni girmiş asgari ücretliye.
Bir süredir çevresiyle sadece iktisat konuştuğu için kendini ekonomi uzmanı sayan biz yoksullar ise şaşırmaya doyamıyoruz. Ama atalarımız bunu düşünmüş zamanında söylemişler. Demişler ki, “Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini kaybettir sonra buldurur.” Atalarımız akıllı adamlar imiş.
En az 4 yıl üniversite sıralarında dirsek çürütüp bunun ilmini okuyanlara inat kendini ekonomi uzmanı sananlar var. Öyle bir iki kişi de değil. Gruplar, kitleler halinde. Misal dün memleketin en müstesna illerinde, ahali varyant filan da dinlemedi, ellerinde reis-i cumhurun çerçeveli resimlerini parti binalarından alıp halay çektiler. Malum yağışlı günler var, sarıp sarmaladıkları fotoğrafı öpmeye doyamadılar. Dolar halayına durdular. Atalarımızın da yüzü gülmüştür, “İyi ki zamanında o sözü etmişiz” diye. Yattıkları yer incitmesin.
Dolar halayına duranlar 4 ay öncesini unuttuklarından mendil sallamadılar kura, geleceğe olan umutlarını da beyan ettiler. Anadolu ferasetini görmeyenler bakıp bakıp izlesinler.
Fakat bu güzel adamlar kadar, seçkin isimlerinin önünde, Prof., Doç., Dr. gibi sıfatlar da yazılanlar var. Önlerine kattıkları komplocu gazetecilerle neler ortaya atmadılar? “OHAL ilan edilmeli” diyen de çıktı aralarından, dövize el konulmasını isteyen de. Üniversite görmemiş ekonomi uzmanlarını, o tuzaktan bu tuzağa çektiler. Perişan ahali halayla kendine geldi.
Rakamları ayarlama enstitüsünün gözlere mühür çekmesi mi akıl tutulması mı pek belli olmayan bir sürece gidildi.
Ekonomide “Kurtuluş Savaşı” başlatan ama kime karşı savaştığımızı henüz söylemeyen, bir bildiği var zamanı gelince söyler, Sayın Cumhurbaşkanı faiz konusunda kararlılığını bozmadı. Nassı ve dinin emirlerini vurguladı. “Faiz günah” dedi ve sonuna kadar mücadele edeceğini, bu mücadeleyi hepimiz için yaptığını açık açık söyledi. Esas niyetinin Türkiye’yi faiz, kur sarmalından kurtarmak olduğunu açıktan belli etti.
Şimdi yeni kararları tartışılıyor. “Ucu açık faize geçildi” yorumu yapılıyor. “Erdoğan ters köşe yaptı” manşeti atılıyor. “Erdoğan’ın ekonomide zafer günü” diyenler de var.
Valla ben de elin yalancısıyım. Ama işi bankayla, faizle, dövizle, kurla işi olmayan bir arkadaşım yolumu çevirdi. “Allah için” dedi, “Cumhurbaşkanı din-diyanet adına faizle ilgili haklıydı. Günah. Amma gördük ki dış güçler bizi günaha zorladı. Memleket için hayırlısı. Faizcilerin de parasını öderiz ne yapalım.”
Memleketin hazinesinin yeni bakanının “Yahu ortada dış güç filan yok, bu bizim politikamız” sözlerini hatırlatacaktım, vazgeçtim. Ona demedim ama size diyeyim.
Günahsa da gel hep beraber işleyelim.