Kerem Kırçuval
PARDON FUTBOL MU DEDİNİZ?
Bursaspor-Amedspor maçında sadece futbol katledilmedi. Milletin bir ve beraber duruşuna suikast düzenlendi.
Uyuşuk federasyon, güvenliği sağlayamayan il yönetimi, delirmiş kalabalık cinayet ya da cinayetlerin olmasını bekledi adeta. Elindeki düdüğün anlamını bilmeyen hakem maçı tatil edemedi.
Sahaya mermi atıldı, bıçak savruldu.
Maç öncesinde ve sonrasında yaşananlar birlik ve beraberliğimize atılan birer el bombasıydı. Emeği geçenler umarım not edilmiştir defter tutanlar tarafından.
Oysa depremin ardından Bursaspor takım ve taraftarlarının topladıkları yardım Diyarbakır’a ulaştığında duygulanmıştım. ‘Çok şükür’ demiştim, bir kavga sona erdi. Meğer katillerin, seri katillerin, beyaz torosların fotoğrafını basacak adamlar, bunu stada sokacak emniyet varmış memlekette. Stada Azerbaycan bayrağı sokmayan, Atatürk’ün sözlerinin yazıldığı pankarta izin vermeyen emniyet sizi de yürekten kutlarım.
Bu olay, öylesine hamasetle geçiştirilecek mesele değildir. Ne isteniyor? Türk-Kürt kavgası tribünlerde mi yapılsın? Cinayetler mi işlensin? Analar mı ağlasın? Ne isteniyor? Oynanan futbol? Derdiniz ne sizin?
Statta bir Diyarbakırlı toplu lince uğradı. Küçücük bir çocuk, zavallı korkak bir grup tarafından kıstırıldı eline Bursaspor atkısı verildi. Korkudan titreyen çocuğa slogan attırıldı. Hepinizin evladı var. Hiç mi utanmadınız?
Faşizmin azı-çoğu yoktur. Faşizm faşizmdir. Utançtır, rezilliktir, insanlık onurunu çiğner. Deprem unuttuğumuz dayanışmayı, birlikte hareket etme gücümüzü hatırlattı sanıyorduk.
Buna ruhlarından temizleyemedikleri faşistlikle dinamit koymaya çalışanlar mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır. Sayın savcılar, bu mesele “Hükümet istifa” diye bağırmaktan daha mühimdir.
Vatanın ve milletin bütünlüğüne kasttır, devleti yıkma, ahaliyi birbirine düşürmedir ve üstelik taammüdendir. Başta olayları seyirciden öte ellerinde fındık fıstık izleyen kamu görevlilerinden başlayarak en sonunda da düdüğü taşıyana karşı herkes Cumhuriyet savcılarının konusu olmalıdır.
Ligin tadı kaçtı. Sadece ligin mi? Memleketin tadı bozuldu. Tribünlerde, ellerinde telefon Spor Şube’nin polisleri “Hükümet istifa” diyecek taraftar kaydı derdinde, oturulmuş, pozisyon penaltı mıydı, VAR’a gidilse miydi diye tartışılıyor?
Siyasette var olma sebebi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçtirmemek için takla atan bir siyasi. Kimle ya da kimlerle ne görüştü? Ne verildi? Acayip acayip işler.
Tribün bunu konuşuyor. Bilin istedim. Maçla filan kimsenin alakası yok. O yüzden Beşiktaş şöyle dizilişle sahaya çıktı, Ankaragücü çok faul yaptı gibi meseleler yazıda olamıyor, yazı işlerimiz de kusura kalmasın.
Milletin umudunu kıran, karşı karşıya kaldığı sayısız pozisyonu kalesinde devleşen Ankaragücü kalecisi Gökhan Akkan’a bırakan Cenk’e mi kızalım, seçime sayılı gün kala “A ben aday olacağını bilmiyordum” diyene mi?
Aboubakar’ın golle tanışmasına mı sevinelim, milletin ferasetine, siyasi intiharları hoş karşılamamasına mı?
Gedson Fernandes’in doğru mevkide daha verimli oluşunun görülmesine mi umutlanalım, “Kalan sağlar bizimdir” diyenlere mi?
Tribünler, hükümeti istifaya çağırmadı ama çubuklu formayı anımsattı dakikalarca, yağmurlu bir günü. İktidarı ya da muhalefeti göreve davet etmedi, velakin yönetimin mührü bırakmasını istedi.
Maç ne mi oldu dersiniz?
Beşiktaş müsabakadan 2-1 galip ayrıldı.