Erhan Erkut
Öğretmen açığı var!
25 Haziran’da Hatay’da bir açılışa katılan Sayın Cumhurbaşkanı, öğretmen adaylarından öğretmen açığı üzerine gelen bir soru üzerine "Hiç açık yok, tam aksine fazlalık var" dedi. Bu yorum oldukça tartışıldı. 1 Temmuz’da Habertürk’te katıldığım “Nedir, Ne Değildir?” programında Cumhurbaşkanının cevabı bana sorulduğunda “Bal gibi öğretmen açığı var!” cevabını verdim.
Sayıştay Raporu’na Göre Hem Açık Var
Hem Fazla
2019 Sayıştay Raporuna göre 138.000 öğretmen açığı ve 40.000 öğretmen fazlası vardı. Hem açık hem fazla nasıl mı olur? Örneğin Bitlis’e tayin edilen bir Türkçe öğretmeni belirli bir süre sonra eşinin yanına Ankara’ya nakledilirse ve Ankara’da Türkçe öğretmeni ihtiyacı yok ise, bu öğretmen “norm kadro fazlası” olarak nitelendirilir. Derse girmez ama maaşını almaya devam eder. “Fazla” öğretmenlerin büyük çoğunluğu eş durumundan yapılan nakillerden kaynaklı.
2020’de 40.000, 2021’de İSE
20.000 Atama
Sayıştay raporundan sonra, 2020 yılında 40.000, 2021 yılında ise 20.000 öğretmen atandı. 2019 yılından bu yana öğretmen talebinin aynı kaldığını varsayarsak, şu anda hala 78.000 öğretmen açığı var. Uzunca bir süredir her yıl 40.000 atama yapılırken, bu yıl 20.000 atama yapılmış olması öğretmen adaylarını üzdü. Sonuç olarak Cumhurbaşkanının söyleminin sadece yarısı doğru—fazlalık var, fakat açık da var (hem de fazlalığın iki misline yakın).
KPSS’ye girenler
2020 yılında KPSS sınavına 439.000 öğretmen adayı girdi. Bu sınava girenlerden bugüne dek 60.000 atama yapıldı. Bu hesaba göre en az 379.000 atanamayan öğretmen adayı var. Ümidini kestiği için KPSS’ye girmeyen veya başka bir işe başlamış olanları da düşünürsek, atanamayan öğretmen sayısının epey daha yüksek olduğu sonucuna varırız. Nitekim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, atanamayan öğretmen sayısının 700.000 olabileceğini belirtti. MEB Maliye’den 2021 yılı için 55.000 atama talep etti, fakat maalesef görünen o ki, 40.000 atama bile yapılmayacak ve 2021 atama sayısı 20.000’de kalacak.
Ücretli Öğretmenler
Öğretmen açığının bir başka kanıtı da ülkemizde hizmet veren 70.000 ücretli öğretmen. Bu ücretli öğretmenlerin yerine neden sözleşmeli veya kadrolu öğretmen atanmıyor sorusunun cevabı ekonomide. Kadrolu öğretmenin maaşı 4.600 TL’den başlarken, ücretli öğretmenler 1.580 TL alıyorlar. Evet, yanlış okumadınız. Ücretli öğretmen devlete üç misli daha ucuza geliyor ve asgari ücretin altında para kazanıyor (ve tatillerde de maaş almıyor). Tüm ücretli öğretmenleri kadrolu öğretmenler ile değiştirmenin yıllık maliyeti 5 milyarın üzerinde. Devlet bir yandan özel okulculuğu teşvik ederek, öte yandan çok sayıda ücretli öğretmen kullanarak eğitim maliyetlerini kısmaya çalışıyor. Bu da öğretmen adaylarını mağdur ediyor.
Eğitim Fakülteleri
En az 400.000 civarında atanamayan öğretmen olmasına karşılık, eğitim fakültelerinin yıllık toplam kontenjanı hala 40.000’in üzerinde. Her yıl 40.000 öğretmen atayabilirsek, atanma bekleyen öğretmen sayısı azalmayacak ve bu sorun kronikleşecek. Ülkenin demografik yapısı düşünüldüğünde, çocuk sayısındaki azalma nedeniyle 50 yıl içinde öğretmen talebinin %30 civarında azalacağını da unutmamak gerek.
Ne yapılmalı?
Atama sayıları artırılarak ücretli öğretmen sayısı azaltılmalı. Atanamayan öğretmenlere yerel yönetimlerin ve STK’ların başını çekeceği bir eğitim seferberliğinde istihdam yaratılmalı. Eğitim fakültelerinin kontenjanları ciddi biçimde azaltılmalı. En acil önlem olarak da bu yıl en az 20.000, mümkünse 40.000 öğretmen ataması daha yapılmalı. Pandemi sürecindeki kayıpların üstesinden gelebilmek için öğrencilerimizi genç, enerjik, idealist ve teknoloji okuryazarı olan öğretmenler ile buluşturmamız gerekli.