Kerem Kırçuval
Neler olmuş neler?
Fatih Altaylı’nın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile yaptığı söyleşi, Millet İttifakı masasında neler yaşandığını en azından Akşener zaviyesinden gösterdi bize. Çok hayırlı bir söyleşi.
Birbiri ardına yapılan masa toplantılarından elbette çok fazla kulis sızıyordu. Kimisi gerçek kimisi yönlendirme amaçlı. Kimi en üst düzeyde doğrulanıyordu kimi de elbette yalanlanıyordu.
Fatih Altaylı’nın net sorularına aynı açıklıkla Meral Hanım’ın verdiği yanıtlar süreç boyunca birçok kulisi doğruladığı gibi yapılan kimi tezviratları da bozdu.
Bozulan bir tezvirat ile başlayalım. Masadan hışımla kalkan İYİ Parti liderinin, “Kazanacak aday” yerine “Kazanacak formül” dedikleri iki büyükşehir belediye başkanının kabineye cumhurbaşkanı yardımcısı sıfatıyla alınmasını önermediği ortaya çıktı.
Meğer bu formül, Akşener’in masaya dönmesini isteyen CHP kanadından gelmiş. Hatta formülü, izlediği rotaya baktığımızda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değil de iki belediye başkanı kafa kafaya vererek bulmuş.
Olacak şey mi?
Ki ‘Kazanacak formül’den ittifak ortakları, Meral Akşener’in masaya dönüşü ile haberdar olmuş. O toplantıda buna itirazların yükseldiğini işitmiştik. Şimdi öğreniyoruz ki, “Onlarla aynı statü olmaz, biz genel başkanız onlar belediye başkanı” sesleri masada yükselmiş.
Birbiri ardına yapılan toplantılar 10’larca ikili görüşme, genel merkezler arasında yapılan turlarda ne yapıldı peki?
Türkiye’nin temel meseleleriyle ilgili binlerce maddelik çözüm önerisi ortaya kondu. Kapsamlı anayasa değişikliği doğdu. Bunlar iyi güzel de adaylık meselesi bu kadar kısır mı ele alındı?
Meral Akşener’in söyleşisini önce okudum, sonra izledim. Öfkesi geçmiş değil. Öfkeyle, hınçla konuşuyor. Anlattığı mahremiyetler, karşısındakilerin canını yakmaya dönük.
Üstelik bu röportaj öncesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın Soçi dönüşünde söylediği “Akşener ittifak konusunda el yükseltmeye çalışıyor” sözleri bile onu kesmiyor.
Yine ilginç olan, gerek 26 Ağustos konuşmasında gerekse bu söyleşide hem İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hem de Ankara Büyükşehir Belediye Mansur Yavaş’a da kızgın olduğunu gizlemiyor.
İki başkanın, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Altaylı soruyor. “Partileri göstermedikleri sürece nasıl kabul edeceklerdi?
Yanıt çarpıcı:
“Biz de gösterebilirdik. Birinden biri ‘Adayım’ dese oradan çıkarlardı. Kararlılık başka bir şey. Arkadaşlarımız milletin sesini değerlendirmediler.”
Söyleşinin manşetinin çıktığı bölüm daha da ilginç. Meral Akşener, 81 ilde kendi adaylarını çıkaracaklarını, ittifak siyasetine karşı olduğunu duyuruyor. Altaylı da soruyor:
“İstanbul ve Ankara’nın eski ortağınızın partisi tarafından kaybedileceğini göze alıyor musunuz?”
Meral Akşener içinde bulunduğu durumu anlatan yanıtı bu soruyla veriyor:
“Hepsini alıyoruz. (Hepsini göze alıyoruz) Belki bizimki seçilecek. Öyle adaylar çıkaracağız ki…”
Meral Akşener 2019 seçimlerinde, “Bizim sayemizde seçildiler” dediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kaybetmesi için çalışacaklarını ilan etmiyor mu? Yanıta dikkat. Hem Ankara hem İstanbul’da aldıkları oy oranlarını unutmadığına göre “Belki bizimki seçilecek” diyebiliyor.
İnsan gerçekten hayret ediyor.
Seçim kampanyasında partisinin kadrosunda kimseler yokmuş gibi Genel Başkan olarak yanına İmamoğlu ve Yavaş’ı koyan Akşener, belediye başkanlı videolarıyla rey isteyen Meral Hanım’ın geldiği nokta ibret verici.
Partililerini de pek iyi tanımıyor. Açıklamalarından bu çıkmıyor mu? Meral Hanım masadan kalkıyor. Partisine dönüyor. Kurmayları diyor ki “Efendim masaya dönmeyin, siz aday olun.” Meral Hanım bu saatten sonra aday olmasının münasip olmayacağını söyleyince, ortaya hukukçu Ersan Şen ismi atılıyor ve aynı kurmaylar “Biz konuştuk Ersan Şen’i ikna ettik” diyorlar.
Bunlar kanarya sevenler derneğinde yaşansa kavga çıkmaz mı?
Önce Ersan Şen’i ikna edip, hanımefendinin yüzüne “Sizin aday olmanız en doğrusu” demeyi birisi izah eder herhalde.
Fatih Altaylı’yı tekrar kutlamak gerek. Meral Hanım her şeyi açıklıkla anlatmış. Ama yerel seçimlere geri sayım sürerken Akşener’e bunları söyletenler arasında bir olayı da geçemeyeceğim. Daha önce kendisi ve partisi tarafından cumhurbaşkanı yapılmak istenen İmamoğlu ve Yavaş’ın ne için harcandığının görülmesi açısından. Kendi sözleriyle bitireyim:
“Bursa’daydım geçen gün. Biz teşkilatlarımıza çok para gönderemedik. Biraz zorluk çekmişler. Nilüfer Belediyesi ile ortaklaşmaya çalışmışlar kumanya için. Üç gün kala ‘Biz kumanya veremeyiz’ demişler. İkinci turdan bahsediyorum. Bu tür çok hoyrat, sert tavırlar…”
Ah bir kumanyaya kurban gidenler ah!…