Mine Uzun
NATO Zirvesi
Bu haftaya damga vuran/vuracak birkaç önemli gelişme var. Bunlardan ilki 14 Haziran Pazartesi günü NATO Zirvesi idi.
Zirvenin Türkiye için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasında yapılan görüşmeye dönüşmüş olmasını bir yana koyarsak; Fransa İngiltere ve Yunanistan ile yapılan görüşmeler yumuşak geçti.
İkinci gündem maddesi Amerika Merkez Bankası’nın bugün (Çarşamba) yapacağı toplantısı olacak. Enflasyonun kalıcılığı, ortalığa saçılan serseri paraların nasıl ve ne zaman yeniden toplanacağı, faiz artırımına ne zaman geçileceği ve elbette ekonomik aktiviteye dair verilecek mesajlar…
Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında piyasalarda bir iyimserlik havası hakim oldu. CDS primi geriledi, dolar kuru bir anda 8,30 seviyesinin altına kaydı, faizlerde düşüş, borsada yükseliş yaşandı. Genel olarak dünyada gelişmekte olan ülkelere bir fon girişinin olduğunu söylemek mümkün ama bizdeki ana senaryo NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile yapacağı görüşmenin iyi geçeceği ve buradan da piyasalara verilecek olumlu mesaj beklentisiydi.
Heybelerde ne vardı?
Haydi sayalım:
Sizlere gına gelmiş olabilir ama nur topu gibi S-400 meselemiz duruyor.
Ayrıca Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkelerle bunların konuşulmasını zul saymakla birlikte mavi vatan savunmamız kimilerinde elbette rahatsızlık yaratacaktı.
Bir başka konu Afganistan’a asker gönderme ve oradaki Havalimanının güvenliğini sağlamak ve işletmek. Afganistan’la dostluğumuz baki ama Afganistan’ın gelen herkesi işgalci sayacağını belirttiğini de unutmayalım.
Erdoğan’ın sözde Ermeni Soykırımı’na, Biden’ın “soykırım” demesinin kabul edilemez olduğunu söylemesi ve mutlaka masaya konacağının altını çizmesine rağmen “hamdolsun konu gündeme gelmedi” demesi. (Bu elbette kendini daha çok iç siyasette hissettirecektir.)
ABD ve Türkiye’nin dostluğunu tartıştığı iki önemli konu, ikisi de “terör” kaynaklı. Biri başımıza oldum olası bela olan Fettulah Gülen’in iadesi. Diğeri ise PKK/PYD ‘ye verilen destek. Dolayısıyla Suriye ve sınırımızdaki güvenlik.
Ve nihayet Halkbank.
Hangileri çözüme ulaştı. Hiçbiri.
Hangilerinin çözüme ulaşmasını bekliyorduk? Hiçbirinin.
Bu tarz görüşmelere fazla önem atfetmek, beklentileri abartılı biçimde yukarı taşımak doğru değildir zaten. Öncelikle kabul etmemiz gerekir ki; Türkiye ile ABD arasında çok ciddi sorunlar var ve bu sorunlar ortalama bir saat sürecek bir toplantıda çözülemez. Diğer taraftan NATO Zirvesi’nde iki müttefik ülke liderinin toplantı sonrası vereceği mesajlarda diplomatik çerçevede sınırlı kalacaktır. Öyle de oldu. İki taraftan da iyi mesajlar verilse de özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın S-400 konusundaki sözleri iyimser beklentilerini her gün biraz daha yukarı taşıyanlar için hayal kırıklığı oldu. Zira zirve öncesinde ortaya atılan senaryolar dolar kurunu 8,28’e kadar gevşetti ise de toplantı sonrasında kuru tekrar 8,50’nin üzerinde gördük.
Türkiye uzun süredir dış siyasetinde ABD ile Rusya arasında sıkışmış durumda. Süreç Türkiye’yi tarafını netleştirmeye zorluyor. Biri NATO üyesi, biri değil. Biri Akdeniz’e inmek istiyor, diğeri Karadeniz’e çıkmak. İkisi de Suriye’yi kontrol etmek istiyor. İkisi de komşumuz. İkisi de dünyanın önemli güçleri. Aralarında önemli bir fark var ama. Birisi yemeğini soğuk yiyor.
Bakalım Türkiye burada tercihini hangisinden yana koyacak.
Ha bu arada; “Bu haftanın en önemli gündem maddelerinden biri Perşembe günü yapılacak TCMB Para Politikası Toplantısı. O da heyecanla bekleniyor” demek isterdim ama kimsenin içinde heyecan falan yok. Kimsenin Merkezi beklediği de yok.