Kerem Kırçuval
Muhalefetin bilinmeyen planı
Komplo teorilerine pek meraklı olanlar heyecanlanmasın çok fazla. Bu bilinmeyen plan, gün gibi ortada aslında. Yüzleşmek istemiyorlar komplocular, kurdukları bin bir tuhaf senaryonun bir türlü hayata geçmemesinden içerlemedikleri gibi her gün yeni yeni formüller ortaya atıyorlar.
Kimileri ayrı ayrı isimlere düşman, kimileri partilere, kimileri bir ya da birkaçının siyaset etme üslubuna. Halbuki tablo açık.
Millet İttifakı’nı yaratan partiler, birlikte Cumhur İttifakı’nı iktidardan etmek ve yeni dönemi paylaşmak istiyorlar. İktidarın iktidarda kalmak istemesi ne kadar doğal ise muhalefetin de iktidarı sandıkta yenerek ülkeyi yönetme arzusu o kadar normal. Üstelik bu normallik çok partili hayata geçilmesinden beri böyle.
Bunu içine sindiremeyenler beyhude yeni kavramlar üretiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aynı masada yemek yemesi bile neredeyse imkânsız isimleri bir ittifakın içinde toplamayı başardı. Millet İttifakı’nın fikir babası dolayısıyla Kılıçdaroğlu oldu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de ittifakın güçlü ikinci ismi konumunda. Bu ikinciliği, hem milletin şu ana kadar kullandığı reyleri belirledi hem de partisinin seçime girmesiyle ilgili Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin sergilediği özveri.
Zira Akşener de Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları yaşanırken, “Ben yeni dönemin başbakanı olmak istiyorum” diyerek bu durumun siyaset resmini ortaya koydu.
Peki diğer partiler? Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Memleket Partisi, Türkiye Değişim Partisi ilk akla gelenler.
İktidara destek vermek için parti kurulmaz sayın komplo teorisyenleri. İktidara destek, iktidara katılarak verilir. Tekrar ediyorum, iktidara destek vermek için parti kurulmaz, kurulsa bile kurucuları, gönül verenleri lideriyle hareket etmez. Parti kurmak itirazı olanların işidir. Kendi partisine de itiraz edebilir, iktidara da. Ama iktidara destek vermek istiyorsa iktidara katılır.
Saadet Partisi ve Demokrat Parti dışındakiler itiraz ettikleri için kuruldular. İtiraz da iktidara yapılır. Hoş, aralarından muhalefete itiraz edenler de çıkıyor ama onlar da kimlerden rey istediklerini yahut isteyeceklerini bilmiyor.
Saadet Partisi içinden AK Parti’yi çıkarmış bir hareket. Necmettin Erbakan’ın güçlü muhalefetini yaşamış, çizgisini hep AK Parti’nin karşısında konumlandırmış durumda. Tabanları birbirine çok yakın olsa da muhalefet cephesinde olmayı içine sindirmiş bir siyasi söylem içinde. En azından şu ana kadar öyle.
Demokrat Parti de İYİ Parti ittifakıyla Meclis’e girmiş AK Parti ile hiç yan yana durmamış, bunu da not edelim.
Babacan’ın DEVA’sı ve Davutoğlu’nun Gelecek Partisi de doğrudan AK Parti ve Erdoğan uygulamalarına karşı duruştan ortaya çıkmış partiler. Dolayısıyla Millet İttifakı içinde olmaları olağan.
Memleket ve Türkiye Değişim partilerini de buradan sayalım. “Pazarlık” paylarını da unutmadan.
Komplolarını “duyum” diye yutturanlar, Millet İttifakı’nın parçalanacağını, yeni ittifak ya da ittifakların doğacağını anlatarak morali bozuk Cumhur İttifakı’na yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Çünkü kamuoyunda paylaşılan anketler, Cumhur İttifakı açısından işlerin iyi gitmediğini gösteriyor. Millet İttifakı bölünüp parçalanmadan seçime gitmesi halinde iktidar için başarısız bir seçim olacağının işaretleri artıyor. Sadece ekonomideki durum bunun için bile yeterli görünüyor.
Peki işi karıştıracak ne kaldı?
HDP.
HDP hiçbir ittifak içinde yer almayacağını açıkça deklare etmesine rağmen, komplocular yerel seçimlerindeki tavrından da kuvvet alarak HDP’nin Millet İttifakı içinde olduğunu ama bunun saklandığını vurguluyor. Millet İttifakı’ndaki partiler “Bizim aramızda yok inanmıyorsan gel de bak” deseler de bu arkadaşlar, “Madem yoklar seçimde size oy vermesinler de görelim” tadında geri adım atmıyorlar. HDP’nin kapatılmasını isteyenler var. Sesleri yüksek çıkmasa da seçimler esnasında HDP seçmeninin yanlışlıkla Millet İttifakı’nın adayına rey vermesini engellemek için tatile gönderilmesini isteyen de.
HDP’nin seçimlerde izleyeceği taktik, iki ittifak için de çok önemli. Ama en az HDP kadar seçimlerde ilk kez rey kullanacak yeni seçmen de seçimin kaderini tayin edecek. Kuşaklarına isim takmayayım ama komplo teorisyenleri, ki bunlar kolay yetişmez, diplomaları yoktur ama bitmeyen hesapları vardır, bu genç seçmenleri yok saydığına çok yanar.
Eli seçim pusulasında 6 oka gitmeyen partiler sayıca ittifak içinde çoğunlukta ama ittifakı kuran Kemal Kılıçdaroğlu’nu yalnız bırakmıyorlar. Özellikle de Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu.
Cumhur İttifakı’nda da AK Parti ve MHP kaya gibi ama sanki Büyük Birlik Partisi’nin kalbi yüzde 7’ye indirilmesi planlanan seçim barajı nedeniyle kırık. Aşılmayacak mesele mi? Çok çabuk aşılır.
Tablo bu kadar açıkken, gerçek gündemi konuşmak yerine ahalinin aklını karıştırmanın anlamı yok.
Ayrıca ahali ittifakta kim var, kim yok bakmıyor sayın teorisyenler. Cebine bakıyor, alışverişine, faturasına, kirasına, mutfağına. Baktığı yerde de ateşi görüyor. İnanmayan sokağa çıksın, pazara, markete gitsin.
Kim kazanırsa kazansın, siyaset artık uzlaşmaları, asgari müşterekleri zorunlu kılıyor. Ve asgari müşterek de ekonomiden ve ilk kez rey kullanacak seçmenden geçiyor.