Kerem Kırçuval
Metro sorunu ne güzel çözüldü
Milletin kafası karışıyordu. Trafikten inim inim inlerken kendini metroya atanlar Ulaştırma Bakanlığı’nın aldığı kararla kendine geldiler. Artık bindikleri treni kim satın almış, yeraltına kim indirmiş, rayları bir güzel kim döşemiş biliyorlar.
Halkın haklı direnişi sonuç verdi. Neden saklanıyordu yıllardır bu bilgi zaten.
Metroyu belediye mi yaptı, bakanlık mı yaptı ortaya çıktı. Oh be.
Ulusumuzun kafa karışlığını bu kadar dert içindeyken, yoğun gündemine rağmen gideren ve bir zihin açıklığı getiren bakanlığın değerli bürokratlarını kutlarım. Ülkemizin ileri memleketlerden geri olmadığını gösterdiler. Bizi kıskanmalarına bir sebep daha yarattılar, ne mutlu aziz milletimize.
Cumhuriyet kurulduğundan beri (Metro sonradan geldi ama tek parti engel oldu. Tutturdular kara tren diye ondan yani) merak edilen bu soruya sadece bir sabah getirdikleri çözümle çare oldular. Bu meseleyi görev edinenlerin meslekte, devlette daha ileri noktalara gelmesi, getirilmesi en büyük temennim. Yazı işleri kızmasa daha da uzatacağım ama yerim dar. Keşke daha önce çözselerdi ama buna da şükür.
ENFLASYON DA BÖYLE ÇÖZÜLEMEZ Mİ?
Niye çözülmesin, çözülür. Mesele iletişimden geçiyor hiç anlamadın mı?
Enflasyonun hesap edildiği bir sepet var ya. Olmaz olsun. Şimdi sepete hep pahalı ürünleri almışlar. Ekonomi bürokrasisi de fark etmiş bunu. Olur mu böyle?
Ülkelerinde (0), yazıyla yazayım da yanlışlıkla “ooo” demeyin, sıfır enflasyonla yaşayanların sepetiyle bizim sepet bir mi? Bir olur mu? Onlar iletişim meselesini daha önce çözmüşler. Yıllardır fiyatı artmayanları sepete koyuyorlar bize de ‘memlekette enflasyon yok’ diye yutturuyorlar. Ne çektik bu istatistik biliminden yahu.
Neyse yine parlak bir bürokrat ortaya çıktı da çok şükür bu tartışmalardan kurtuluyoruz. Nasıl mı olacak? Tek parti dönemi uygulamalarından birinin daha sonu geldi hamdolsun. Sepetten dış güçlerin sürekli zam yaptırdığı ürünleri çıkaracağız. Fiyatı azalan, bulunursa tabii benim bürokratım onu da bulacaktır, ürünlerle enflasyonu hesaplayacağız. Nasıl? Bu kadar basit işte! Muhalefet bağırsın, çağırsın. Gönder onlara da bir hediye sepeti şaşırıp kalsınlar.
Tabii ahalinin, bakkala, markete, pazara gittiği, bu formülde hesaba katılmamış. Ama “Bu yerler belediye denetimindedir” diye bir tabela bu işi çok güzel çözer. Belediye reisleri düşünsün. Onu da ben söylemeyeyim.
ASLINDA DÜNYA KUPASI’NI KUZEY KORE KAZANMIŞTI
2014 senesinde oynanan Dünya Kupası’nda Kuzey Kore Milli Takımı’nın finalde Ronaldo’lu Portekiz ile karşılaştığına dair haberler yapılmıştı.
Dünyanın ve memleketimizin saygın yayın organlarında yer bulan bu ilgi çeken habere göre, Kuzey Kore, Japonya’yı 7-0, ABD’yi 4-0 ve Çin’i 2-0 mağlup ederek finale yükselmişti.
Gerçekteyse Kuzey Kore, Dünya Kupası grup aşamasında elenmiş, 2014 finali de Almanya ile Arjantin arasında oynanmıştı. Görüntülü bu haberde Devlet Başkanı Kim Jong ahalisini selamlıyor ve Kore’nin millilerini kutluyordu.
Çok sonradan, Kuzey Kore’yi kıskanan Güney Kore’nin muzip yurttaşlarının böyle bir haber yapıp, montajladığı ve dünya medyasını kandırdığı ortaya çıktı. Amaç Kuzey Kore’nin hevesini kırmak, moralini bozmak, benim de dahasını bilemediğim çeşitli zararlar vermekti. Ama Kuzey Kore halkı bunun altından kalktı, Güney Kore’ye ‘eyvallah’ etmedi.
Çalışmalarını büyük bir takdirle izlediğim “parlak” bürokratlara ilham vermekti, bu hikâyeyi anlatma amacım. Daha büyük düşünmeleri lazım, çok daha büyük.