Necdet Saraç
Masadaki hesap sandıkta tutar mı?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni solda yüzde 30, sağda yüzde 70 bandına oturan iki parti olarak kurgulayan Erdoğan’ın bu hesabı Kılıçdaroğlu’nun geliştirdiği Millet İttifak’ı politikasıyla tuzla buz oldu, Erdoğan’ın ezberi bozuldu! Aynı kaldırımda birbirlerini gördüklerinde bile kaldırım değiştirecek olan CHP, İYİ Parti, SP, DP gibi siyasi partiler, seçim barajı fiili olarak “sıfıra” da düşünce önce 2018’de, sonra da 2019’da sandıkta “aynı partiye ve adaya” oy atacak noktaya kadar geldiler, 2019’da seçim kazandılar!
AKP ve MHP’nin gündeme getirdikleri yeni seçim yasasının en önemli nedeni bu. Ezberi bozulan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun yarattığı ve giderek büyüyen bu ittifakı etkisiz hale getirmek için ittifaklardaki küçük partilerin oylarını önemsizleştirmeyi hedefliyor! Çünkü çaresizliği artan iktidarın hedefi tek: Ne olursa olsun önümüzdeki seçimi kazanmak! Masaya sürdükleri “yeni” seçim yasa teklifinde yer alan “temsilde adaleti sağlamak” ya da “seçmen tercihlerinin meclise daha fazla yansıtmak” gibi süslü cümleler kulağa hoş gelse de gerçeği yansıtmıyor…
Seçim yasası değişikliği önerisi, bir yanıyla adına Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi dedikleri sistemin ya da daha doğru bir ifadeyle sistemsizliğin yalnızca dört yılda çöktüğünü gösteriyor, diğer yanıyla da kaybedeceğini gören AKP-MHP blokunun çaresizliğini işaret ediyor. Bir aralar ilçe sınırlarını değiştirerek yerel seçimleri kazanmak bir AKP klasiğiydi, şimdi seçilecek vekil sayıları ve oranları üzerinde oynanmak istenmesi de belli ki bu “alışkanlığın” bir yansıması!
İktidarı kaybedeceğini hisseden her iktidarın yaptığı gibi AKP iktidarı da 2015’de, 2017’de deneyip başardığı “mühendislik hesabını” bir kez daha deneyerek kazanmayı hesap ediyor. AKP ülkeyi bombalı bir döneme terk ederek 2015 Haziran’da kaybettiği seçimi 1 Kasım’da kazanmış, 2017 referandumunda İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde kaybettiği referandumu, 2,5 milyon mühürsüz zarfların maharetiyle “son dakikada” kazanmış ve “atı alan Üsküdar’ı geçmişti”! Aynı “akıl” 2019’da da kaybettiği İstanbul seçimini iptal ettirmiş ama bu kez seçmen AKP’nin “mühendislik hesabını” bozmuş AKP adayını olağanüstü bir farkla sandığa gömmüştü!
Kabul etmek gerekir ki, ne Türkiye 2017’nin, 2018’in hatta 2019’un Türkiye’si ne de AKP ve MHP eski güçlerinde! AKP ve MHP seçimi kazanma ihtimallerinin her gün biraz daha azaldığını yaşayarak görüyorlar. Bunun için araştırma sonuçlarına dönüp bakmaya bile gerek yok, zamlara ve gelir adaletsizliğine karşı sokaktan yansıyanlar bir turnusol görevi görüyor…
Hal böyle olunca yüzde 7 seçim barajının da, partilerin seçime katılma şartları da, ittifaklara katılan küçük partilerinin “özgül ağırlığını” ortadan kaldıracak düzenlemenin de, sandık kurullarının oluşumları ilgili değişiklikler de, yapılan simülasyonlar ne olursa olsun iktidarın makus talihini değiştiremez!
AKP-MHP bloğu Millet İttifakını bozmak için her yolu ve yöntemi denedi, muhalefetle bazen terör bağlantısı kurdu, bazen her türlü muhalefeti terörist eylem olarak gösterdi, dini ve milliyetçiliği kullandı, tutmayınca Akşener örneğinde olduğu gibi “yuvaya” davet etti, Saadet Partisi’ni bölmek için epeyce manevra yaptı ama olmadı…
Eğer muhalefet 2019 Haziran’ındaki gibi doğru refleks gösterirse, iktidarın evdeki hesabı çarşıda tutmaz, masadaki hesap sandıkta şaşar! Bu yasa teklifinin tıpkı diğer örneklerde olduğu gibi meclisten “onay alacağı kesin” olduğuna göre, muhalefet kuvvetler ayrılığı, temsilde adalet, Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı gibi haklı hukuki eleştirilerine takılıp kalmak yerine siyasi olarak daha cüretkar davranmalı, meydan okuyana meydan okumalı. Bunun ilk iki şartı da sandık güvenliği sağlamak ve demokrasi isteğini büyütmektir!
Meclise sunulan yasa değişikliğine yansıdığı biçimiyle İl ve ilçe Seçim Kurulları’nda yapılmak istenen değişiklikle kıdemli hâkimlerin atanması yerini “kurayla atanmaya” bıraktığı için sandık güvenliği çok önemli bir gerçeğe dönüşüyor. “Ne yaparsak yapalım AKP kazanır” ezberinin sandık güvenliğinin de iyi yapıldığı 2019 yerel seçimlerinde gerçekçi olmadığını görmüştük. 2019’da başarılan bu gerçek 2023 seçimlerinde de tekrarlanmasın? Bunun için “Cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak” isteyen bütün siyasi partilerin birlikte davranması şart!
Bilmekte yarar var ki; seçimin kaderini, iktidarın ne dediği, hangi yasayı çıkardığı değil, muhalefetin ne dediği ve ne yaptığı belirleyecek!