Dünya diken üstünde. Yeni değil, epeydir böyle. Salgındı, yoğun bakımdı, ölümlerdi. Her gün bir uçak düşüyormuş gibi insan kaybediliyor. Ekonomi daralıyor, esnafın canı burnunda. Ahali sadece faturaları konuşuyor.
Üretmekten, büyümekten söz eden yok. Başarı, ayakta kalabilmekte.
Yetmedi bir de savaş çıktı. Güneydeki komşumuz Rusya kuzeyde de icat çıkardı. Ukrayna meselesi tüm dünyayı ayağı kaldırdı. Tarihlerinde hiç birbirlerine kurşun atmamış ABD ile Rusya karşı karşıya.
Bütün dünya bir ateş çemberine dönebilir. Çıkış aranıyor. NATO ayrı toplanıyor, AB ayrı toplanıyor. Gerçi ne kadar çok toplantı o kadar sonuçsuzluk, belirsizlik ve kaos oluyor ama öyle ya da böyle bir çare aranıyor.
Bir kıvılcımın, yanlış ateşlenen bir silahın, iyi planlanmış bir suikastın dünyayı toptan bir savaşa soktuğunu tecrübe etti büyük insanlık. Ama bu büyük insanlık, tarihi; menkıbelerden dinlemeye, ansiklopedilerden fotoğraflarına bakmaya, belgesellerden izlemeye bayılır. Ders çıkarmaz, endişem de bu yüzden.
Hamdolsun bizim hariciyemiz de olayları pürdikkat takip ediyor. Uluslararası yükümlülüklerine, jeopolitik durumuna uygun adımlar atmaya çalışıyor ama yetmiyor. Ciddi anlayış değişikliğine ihtiyaç var. Yeni anlayışa, bütün kuralları yerle bir edebilecek, güçlü, kararlı bir isme.
Aslında bu isim İstanbul’da yaşıyor. Şaşırmayın. Oda başkanı. Son zamanlarda hele son 13 ayda mutlaka ana haber bültenlerinde, gazetelerin birinci sayfasında görüyorsunuz. Valla şimdiye kadar yok saydınız ama artık sayamazsınız. Saymamalısınız.
Bu çok saygın, akıl küpü, çözüm odaklı, kimsenin düşünmediğini düşünen ve çözümsüz gibi görünen meseleyi bir anda çözen zat-ı muhterem İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Sayın Eyüp Aksu.
Kararlı, dinamik, esaslı, masaya yumruğunu vuran, hakkın, halkın, haklının yanında. Ben daha önce keşfetmiştim… Kıskançlığımdan olmalı sizinle paylaşmadım ama son toplantı kıymetini alma konusunda nasipsiz bu adamı anlatmaya mecbur kıldı.
Her işte bir hayır var, öyle deme. Memleket zararın neresinden dönerse kârdır.
Bu cevher, İstanbul’da yaşanan taksi sorunu ile gündeme geldi. 16 bin rey ile kaybettikten sonra yenilgiyi kabul etmeyip 850 bin fark yiyen iktidarın büyükşehir belediyesine hıncı geçmedi, hırsını bir türlü alamadı.
Bu mümtaz şahsiyet de bu çatışmayı fırsat saydı. Arkasına hükümeti aldı, taksi sayısını artırmak isteyen belediyenin karşısına geçti. Eski düzende belediyelerin bu işi halletmesi kolaydı. Ama iş yaptırmamak için Ulaştırma Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) yapısını güncellediler. Belediyenin reyleri azınlıkta kaldı.
Niye?
İstanbul’un ulaşımıyla ilgili kararlara, Çevre, Aile, Milli Eğitim bakanlıklarının temsilcileri gibi ilgili ilgisiz kişileri dahil ettiler. Bizim cevher, zaten doğal üyeydi. Onlarla da ittifak etti. Dün 5 bin yeni taksi ile 500’ü engellilere tahsil edilmesi arzusu 13. kez reddedildi. Karar sürpriz değil. İstanbul Belediyesi, halkın gözü görsün, kulağı duysun diye her ay teklifini yineliyor. Gözlerini kapatıp kulaklarını bu meseleye tıkayanlar da otomatik “Hayır” diyor.
İstanbullu ise taksi çilesini yaşamaya devam ediyor.
Tablo bu. Ama bu kriz Taksiciler Odası Başkanı’nın sorun çözme noktasındaki yeteneğini dün ortaya çıkardı. Kurnaz, “Zam yapın taksi ücretlerine sorun kalmaz” dedi ve ekledi: “Hak ettiğimiz ücretlendirme yapılırsa, taksi yolcusunda azalma olur, taksi ihtiyacı varmış gibi hissedilmez.”
Bu kadar berrak, bu kadar kararlı, bu kadar zihin açıcı bir öneri konusunda yazımı tamamlıyor ve önünde saygıyla eğiliyorum.
Dünyanın bir yerinde kriz mi var? Gönderin bu akıllıyı çözüp gelsin. Daha ne diyeyim…
