Hüseyin Tapınç
İyimserlik
Adettendir, yılın son günlerinde herkesin içini bir yeni yıl heyecanı sarar, yeni yıla dair özel bir kutlama yapsak da yapmasak da içimizi mutluluk ve iyimserlik kaplar. Geleceğe umutla bakarız. Yılı gösteren rakamlardaki bir iki değişikliğin birçok soruna mucizevi bir şekilde dokunacağına ve bizi sorunsuzluğa taşıyacağına naifçe inanırız. Gelecek çekicidir, gelecek gizemlidir, gelecek iyi ve güzel olanın tohumlarını taşır.
Kuşkusuz ki, hepimiz yeni yılı özel kutlamalarla karşılamıyoruz, yılbaşı kutlaması hepimizin önemsediği ve gerçekleştirdiği kutlamalar arasında yer almıyor. Kimilerimiz ekonomik nedenlerle, kimilerimiz de dini gerekçelerle yeni yıl kutlaması yapmıyoruz. Kutlama yapanların çoğunluğu da yeni yılı evlerinde aileleri ile birlikte karşılıyor. Bu sene pandeminin de etkisiyle yılbaşı kutlamaları tamamen iptal edildi ve evlerimizle sınırlandı. Ancak, evlerimizde bile özel bir kutlama yapmaya çok fazla isteğimiz ve hevesimiz yok.
Yeni yılın gelişini kutlasak da kutlamasak da her şeye karşın özünde hepimiz yeni bir yılın daha güzel ve iyi olanı getirdiğine inanıyoruz. Ancak, bu sefer yeni yıl bir başka türlü geliyor.
Yeni bir yıla dair iyimserlik bu kez yerini derin bir karamsarlığa bıraktı. Son yaşadığımız ekonomik kriz süresince bile, üç büyük ilde yaşayanlar arasında yeni yıl öncesinde geleceğe iyimser bakan yetişkinlerin oranı 2018 ve 2019 sonlarında yüzde 30’lar mertebesinde iken, bugün bu oran sadece yüzde 18. Üstelik bu oran yılbaşından bağımsız olarak son iki senenin de en düşük oranı. Yeni bir yılın başlayacak olması bile iyimserlik aşılamıyor, önümüzdeki on iki aya karamsar bir ruh hali içinde giriyoruz. Kadınlar ve gençler 2021’de hiçbir şeyin değişmeyeceğine ve her şeyin 2020 gibi olacağına inanırken, erkekler daha da karamsar bir tablo çiziyor (1).
Önümüzdeki on iki ay ile ilgili olarak karamsar düşünceye sahip olanlar sadece tüketiciler değil. Mikro, küçük ve orta boy işletme sahipleri de önümüzdeki on iki aya karamsar gözlerle bakıyorlar (2). Bu işletme sahiplerinin yüzde 45’i, 2021 yılında Türkiye ekonomisinin bugünden daha kötü olacağına inanıyor, iyimser işletme sahiplerinin oranı sadece yüzde 29. İşletmelerin ölçeği büyükçe iyimserlerin sayısının arttığını da gözlemliyoruz.
Peki, büyük işletmelerin 2021 yılına bakışı nasıl? Türkiye’deki büyük işletmelerin 2021 yılı ülke ekonomisine bakışı daha küçük ölçekli işletmelerin bakışından çok da farklı değil. Bu işletmelerin yüzde 40’ı önümüzdeki on iki ayın 2020’den daha kötü olacağına inanırken, yüzde 27’si daha iyi olacağına inanıyor. İşin ilginç yanı büyük işletmelerin kendi sektörleri ve şirketleri için çok daha iyimser bir bakış açısına sahip olmaları. Bu şirketlerin yüzde 37’si kendi firmalarının 2021 yılında büyüyeceğine ve 2020’den daha iyi bir sene geçireceklerine inanıyor.
İnsanların, şirketlerin ve kurumların geleceğe yönelik beklentileri önemlidir. Bu beklentiler olayları nasıl algıladığımızı derinden etkiler, bakış açımızı şekillendirir. Özgüvenimize ayar çeker. Günlük hayattaki planlarımıza yön verir.
Yeni bir başlangıcı iyimser bir ruh halinde yapmak son derece değerlidir. İyimserliğin çözüm odaklı olmakla, risk almakla, daha pozitif bir iletişim kurmayla, işbirliğine açık olmayla ve daha birçok değerli özellikle yakın bir bağı olduğu hepimizin malumudur.
2021’in kaybettiğimiz bu iyimserliği bize geri getirmesi dileğiyle; yeni yılınız kutlu olsun.
Kaynaklar
(1) Sia Insight (Aralık 2020) Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il 18-65 yaş grubu temsili 420 tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.
(2) Sia Insight (Aralık 2020) Koronavirüs Salgını Sürecinde Mikro, Küçük ve Orta Boy İşletmeleri Anlama Araştırması, Türkiye temsili 400 işletme ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.
(3) Sia Insight (Aralık 2020) Marketing Türkiye - İş Dünyası Ekonomik Gündem Araştırması, Türkiye temsili 117 C Düzey Yönetici ile online bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.