Hüseyin Tapınç
Turgutreis…
Turgutreis, Bodrum yarımadasının en uç noktasında yer alan ve merkeze 19 kilometre uzaklıkta bulunan bir yerleşim merkezi.
1972’ye kadar Karatoprak olarak adlandırılan bölge, sonrasında Karabağ’da doğan Turgut Reis’in adını üstlendi.
1968 – 2014 tarihleri arasında belediye statüsünde bulunan Turgutreis, büyükşehirlerle ilgili yapılan yasal düzenlemeler sonrasında artık mahalle statüsünde yer alıyor. Bölge, Bodrum’un merkezinden sonra ilçenin en kalabalık nüfusuna sahip yerleşim alanı.
Turgutreis, kendisine bağlı mahallelerle birlikte 28 bin 705 kişilik bir nüfusa sahip ancak Akyarlar, Gümüşlük, Peksimet ve Dereköy gibi geçmişte sınırları içinde yer alan köyleri ve mahalleri bir araya getirdiğinizde bölgenin nüfusu 50 bine yaklaşıyor. Bodrum’un toplam nüfusu 198 bin 335. Bu rakamlar bize Turgutreis’in nüfus yoğunluğunu açıkça gösteriyor.
Geçmişinde merkez sağ partilere oy verme eğilimde olan Turgutreis, son seçimlerde CHP’yi tercih etti. 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde Kılıçdaroğlu bölgeden yüzde 85’e yakın oy alırken, Milletvekili Seçimleri’nde CHP yüzde 57, İYİ Parti yüzde 13, AKP yüzde 11 ve TİP de yüzde 9 oy aldı. Bu yıl yapılan Yerel Seçimler’de CHP yüzde 70’in üzerinde oy alarak ezici bir üstünlük sağladı.
Bölge sadece siyasi açıdan değil, sosyo-ekonomik yapısıyla da Türkiye demografisinden farklılaşıyor ve Bodrum yarımadasının Türkbükü, Gündoğan ve Yalıkavak hattı ile Gümbet, Bitez, Yahşi ve Akyarlar hattı arasında bir denge unsuru olarak ortaya çıkıyor.
Bölgenin merkez nüfusunda ağırlıklı olarak kadınlar var (yüzde 53). Nüfusun yüzde 20’si çocuklar ve gençlerden, yüzde 47’si orta yaşlılardan ve geri kalan yüzde 33’ü de orta yaş üzeri kişilerden oluşuyor. Bölgedeki merkez nüfus içinde üniversite mezunlarının oranı yüzde 33’lere yükselirken, yerleşik nüfusun dörtte üçü orta-üst ve üst sosyo-ekonomik sınıf mensubu.
1970’li yılların ortalarında Soytaş’ın Akyarlar yolu üzerinde hayata geçirdiği ilk devremülk projesi ve özellikle yazlık ev anlayışının hızlı bir şekilde yaygınlaşması ile birlikte Turgutreis büyük bir dönüşüm geçirdi. Bölge, ülkemizdeki devre mülk ve yazlık ev anlayışına öncülük etti.
Turgutreis bugün Bodrum’un en önemli turizm noktalarından biri. Turgutreis sahilleri, farklı yıldız kategorilerindeki onlarca otele, restorana, bar ve kafeye ev sahipliği yapıyor. Beldede son derece lüks siteler ardı ardına inşa ediliyor.
Turgutreis bugünlerde bambaşka bir konuyla gündeme çıkıyor.
İlk kez 2019 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan onay alarak kamuoyu gündemine giren ve Turgutreis’in merkezine yapılması planlanan Sahil Güvenlik Limanı’nın inşasına bu hafta başında başlandı. Başta Turgutreis ve Bodrum kamuoyu olmak üzere; Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi, Kent Konseyi, TMMOB, BODER ve Muğla Barosu sahil güvenlik limanının yapılmasına karşı. Projenin gündeme geldiği ilk yılda Turgutreisliler zaten 5 bin 765 imzalı bir dilekçeyle projeye karşı çıkmışlardı ve Bodrum Belediyesi de konuyu hızla mahkemeye taşımıştı. Dava halen Danıştay’da temyiz aşamasında ama sonuç beklenmeden limanın inşaatına başlandı.
Halihazırda Turgutreis balıkçı barınağında sahil güvenlik gemileri ve botlarının yanaşabileceği bir alan mevcut. Yeni limanının yapısına dair çok az bilgi mevcut. Bildiğimiz kadarıyla, liman 141 dönümlük bir alan üzerinde inşa edilecek. 740 metre ana mendirek ve 330 metre tali mendirekten oluşacak ve 20 dönümlük kara alanı yapılaşması ile ilk etap tamamlanacak. Deniz üzerinde kurulacak bu tesis içinde yer alacak binalar belli olsa da niteliği hakkında kimsenin bilgisi bulunmuyor. Zira liman için hazırlanmış ÇED raporu yok. Milli güvenlik ve üstün kamu yararı söz konusu olduğunda projeler için ÇED raporu gerekmiyor. Sadece iki bakanlığın görüş bildirmesi yeterli oluyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren sahil güvenlik birimi için yapılacak bu tesis hakkında kamuoyuna ayrıntılı bir bilgi verilmemiş olsa da tesisin neden olacağı zararlar şimdiden net bir şekilde öngörülüyor.
Zararın ilk ve en önemli boyutu doğa ve çevre üzerine: Avrupa’daki en büyük deniz ormanı olan 140 milyon yıllık posidonia çayırları, başta ahtapotlar, Akdeniz fokları olmak üzere çok sayıda canlıya ve balık türüne ev sahipliği yapan deniz alanı talan edilmiş olacak.
Bu inşaat, limana yakın yerlerde bulunan turizm tesislerine ve konutlara; her sene binlerce insanın yararlandığı uzun ve doğal bir plaja, yürüyüş ve bisiklet yoluna da ev sahipliği yapan sahile geri dönülmez bir şekilde zarar verecek.
Bu inşaat, anayasayla güvence altına alınan çeşitli hakları ihlal ediyor ve başta Barcelona Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeye de aykırı.
Bu projenin gerçekleştirilmesiyle birlikte, Turgutreis bildiğimiz Turgutreis olmaktan çıkacaktır. Bodrumlular ve Turgutreisliler, yaşadıkları kentlerine, denizlerine ve denizdeki tüm canlılara sahip çıkıyor ve bu tesisin burada inşa edilmesini istemiyor.