İktidarın İsrail Çelişkisi

TBMM’de bugün “İsrail’in Türkiye’yi de hedef alacağı” iddiaları nedeniyle kapalı oturum yapılacak. Bu iddiayı ortaya atan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. AKP’nin koalisyon ortağı MHP de aynı görüşte. Erdoğan’ın son günlerde söyledikleri özetle şöyle:

“İsrail’in hedefi Türkiye. Bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak bir plan kuruldu. Tarih bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes meselenin Kudüs ile bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. 33 kilometre ötede adeta Türkiye'ye meydan okunuyor. İsrail paylaştığı her harita ile niyetini ortaya koyuyor."

Erdoğan böyle şeyler söyleyince, ana muhalefetteki CHP’nin de “Meclis’te anlat elinde ne gibi bilgiler var, detaylı şekilde öğrenelim” demesi gayet doğal. Benim ise aklıma, İsrail’in Gazze’yi acımasızca hedef alması sonrası, Erdoğan ve Bahçeli’nin İsrail’e haddini bildirmesi için Türk askerini Ortadoğu’nun ateş çemberine göndermeyi ima eden sözleri geldi. Bahçeli 21 Ekim 2023’de sosyal medya hesabından şöyle bir çağrı yapmıştı:

“MHP olarak çağrımız şudur; eğer bugünden itibaren 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, milletimle açık açık paylaşıyorum ki Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır. Gazze'yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Gazze'yi yüzü gülen çocukların şehri, kardeşlerimizin huzur ve güven içinde yaşayacağı bir İslam beldesi yapmaya hazırdır, buna da and olsun, hamd olsun muktedirdir.”

Cumhurbaşkanı’nın bu yılın 28 Temmuz’unda AKP Rize İl Teşkilatı'nın bir otelde düzenlenen toplantısında yaptığı konuşmasındaki sözlerini de, (cümle bozuklukları Erdoğan’a ait olmak üzere) Anadolu Ajansı’ndan aktarayım:

"Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da (İsrail’i kastediyor) yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok. Sadece biz güçlü olmalıyız ki bu adımları da ne yapalım? Atalım. Eğer biz bugün İsrail'e karşı önümüze gelen evelallah lafları yapıyorsak, onlarla bütün ticareti kestiysek, ilişkilerimizi kestiysek.”

Burada hemen bir parantez açayım. Erdoğan’ın Karabağ’la ilgili sözlerine Bakü yönetimi, Azerbaycan Milli Meclisi tarafından yayınlanan “Azerbaycan” gazetesinin 1 Ağustos 2024 tarihli nüshasında yayınlanan bir başmakale ile çok sert tepki göstermişti. Yazıda Karabağ’ı geri alanın Türkiye değil, Azerbaycan olduğu vurgulanmıştı. Aslında Erdoğan’ın sözleri, Türkiye’yi dünya kamuoyunda zor durumda bırakacak şekilde diplomasiden ne kadar uzak olduğunun kanıtıydı.

Dönelim İsrail tehdidine. Şimdi ister istemez düşünmez misiniz, MHP lideri 1 yıl, AKP Genel Başkanı 2.5 ay önce İsrail’e hesap sorması için Türk askerini bölgeye göndermekten bahsederken, ne oldu da şimdi “İsrail’in Türkiye’yi tehdit ettiğini” vurgulamaya başladılar.

Şunu görmek lazım: Ekonomik zorluklar, tüm uyarılara rağmen iktidar mensuplarının şatafatlı hayatı, özellikle çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere insanların sokakta dolaşmaya korktuğu Türkiye’nin mevcut hali, AKP’yi ve küçük ortağını her geçen gün zor duruma sokuyor. İktidar, sıkıntıları unutturmak ve gündemi değiştirmek için “iç ve dış düşmanları” çoğaltmak ve suni beka sorunu yaratma peşinde.

CHP bu tuzağa düşmemeli ve TBMM’de yapılan oturum gizli de olsa, ülkenin bekası açısından faydalı olup, olmadığını kamuoyuna duyurmalı. Bense, TBMM’ye bilgi verecek Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bilinenden fazla şey söyleyeceklerini sanmıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi