Uğur Ergan
Erdoğan’ın Suriye açıklaması... Bu ne yaman çelişki!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün Cuma namazı sonrası Suriye’de son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili yaptığı açıklaması hem kendi içinde, hem de hafta başında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın aynı konudaki sözleriyle oldukça çelişkili görünüyor.
Erdoğan’ın muhaliflerin Hama’yı ele geçirdikten sonra Şam yolundaki bir diğer kritik kent olan Humus’a dayandığının hatırlatılması üzerine Suriye ile ilgili sözlerini aynen Anadolu Ajansı’ndan aktarıyorum:
"İdlib, Hama ve Humus hedef tabii Şam. Muhaliflerin bu yürüyüşü şu an itibarıyla devam ediyor. Biz de bunun gerek istihbarat gerek bütün medyadan takibini yapıyoruz. Tabii temennimiz kazasız belasız bir şekilde Suriye'deki bu yürüyüş devam etsin diyeceğim ama terör örgütleriyle birlikte oradaki bu direniş devam ederken, bizim de hatırlarsanız Esed'e bir çağrımız olmuştu, 'Gel görüşelim ve Suriye'nin geleceğini birlikte belirleyelim, tayin edelim' demiştik. Ne yazık ki Esed'den bu işe olumlu bir cevap alamadık.
Şu an itibarıyla İdlib'den sonra, İdlib zaten tamam ama Humus yine muhaliflerin elinde ve Şam'a doğru da bir ilerleyiş söz konusu. Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönlümüz bunları istemiyor. Maalesef bölge sıkıntıda."
Erdoğan bu açıklamayla, BM’nin terör örgütü listesinde yer alan HTŞ liderliğindeki muhaliflerin hedefinin Şam olduğunu ilk kez net bir şekilde dile getirmiş oldu. Açıklamada bir diğer ilginç bölüm ise Erdoğan’ın muhaliflerin ilerleyişini önce “Kazasız belasız devam etmesini” temenni etmesi, ardından da “gönlümüz bunları istemiyor” demesi…
Erdoğan konuşması sırasında, BM kararından dolayı Türkiye’nin de terörist örgüt olarak gördüğü HTŞ’ye açık destek veren bu sözlerinin yanlış anlaşılabileceğini fark etmiş olacak ki, konuyu birden Türkiye’nin Beşar Esad’a yaptığı görüşme teklifine getirerek, Esad’ın buna olumlu yaklaşmadığını hatırlatmak zorunda kaldı.
Erdoğan’ın Suriye açıklamasının sonundaki, “Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönlümüz bunları istemiyor. Maalesef bölge sıkıntıda" sözleri ise muğlaklık içeriyor. Erdoğan’ın bu sözlerini isteyen Suriye ile isteyen de İsrail’in ateşkese rağmen Lübnan’a ve Gazze’ye yönelik saldırganlığı ile ilişkilendirebilir.
Ancak Erdoğan’ın Suriye açıklamasına geniş açıdan, tarafsız bir gözle baktığınızda, Türkiye’de AKP iktidarının HTŞ liderliğindeki muhalif güçlere desteğinin son derece bilinçli olduğunu ve muhaliflerin Esad rejimini devirerek Şam’ı almasını arzuladığını söylemek mümkündür.
Tabii Erdoğan’ın açıklamasının, bugün Doha’da Astana formatında Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının yapacağı toplantı öncesi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı zor durumda bırakabileceğini de pekala söyleyebiliriz.
Fidan’ın, hafta başında Ankara’yı ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile düzenlediği ortak basın toplantısındaki, “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. İç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz. Sivillerin öldürülmesini, sivil altyapısının yok edilmesini şehirlerin ağır bombardımanla yıkıma tabi tutulmasını istemiyoruz" sözleri çok taze.
Esad’a desteğini açıkça ortaya koyan Rus ve İran tarafının, Erdoğan’ın açıklamasından sonra Fidan’a kendi sözlerini hatırlatıp, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demeyeceğini düşünmek, bayağı iyi niyetli bir yaklaşım olur.