Barışcan İğrek
Hasan Arat, Beşiktaş taraftarını hayal kırıklığına uğrattı
Trendyol Süper Lig’de heyecan bütün hızıyla devam ediyor. Puan cetvelinin zirvesinde yer alan Galatasaray yoluna emin adımlarla devam ediyor. Yönetim kademesinde yaşanan büyük kaos nedeniyle saha içine odaklanamayan Beşiktaş ile kendisinden beklenen etkili futbolu bir türlü ortaya koyamayan Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında büyük bir yara aldı.
Sezonun ilk yarısının sona ermesine sayılı haftalar kala lider Galatasaray ile birlikte şampiyonluk yarışının en büyük favorilerinden biri olan Fenerbahçe, oynadığı vasat futbol ile taraftarlarını hayal kırıklığına uğratıyor. Oluşan hayal kırıklığına paralel olarak Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nun tribünlerinden yükselen “Yönetim istifa!” tezahüratları da artmaya başladı.
Geçtiğimiz hafta, Trendyol Süper Lig’in 15.haftasında ezeli rakibi Beşiktaş’a 1-0’lık skorla mağlup olan Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nin 6.haftasında da Athletic Bilbao’ya 2-0’lık sonuçla mağlup oldu. Bu hafta Başakşehir’i 3-1 mağlup ettiler ama oynadıkları futbol yine tat vermedi.
Bu maçlarda Fenerbahçe takımını hiç ama hiç beğenmedim. Özellikle, Athletic Bilbao karşısında ortaya koyulan performans “facia ötesi “idi. İsteksiz, rakibine kolay pozisyon veren, gol yollarında üretkenlikten çok uzak bir takım vardı sahada. Fenerbahçe savunmasından dönen topları sürekli Athletic Bilbao takımı topladı. İspanyol temsilcisine karşı en ufak bir varlık gösterilemedi. Böylesine pasif bir performansı, Fenerbahçe gibi büyük hedefleri olan bir camiaya yakıştıramadım!
Sezon başından bu yana Fenerbahçe takımıyla ilgili dikkatimi çeken bir detay var. Yaz transfer döneminde 19.500.000 Avro karşılığında Fenerbahçe kadrosuna dahil olan Fas uyruklu santraforu Youssef En Nesyri... Türk futbol tarihinin en yüksek bonservis bedeliyle transfer edilen yabancı oyuncusu...Bana göre, şu ana kadar sergilediği performans ile sınıfta kaldı. Takıma verdiği katkı, kendisine layık görülen bonservis bedelinin yarısı bile değil! Gol yollarında çok ağır bir santrafor. Kişisel düşünceme göre, daha uygun bir bonservis bedeli ile daha hızlı ve hareketli santrafor transfer edilebilirdi.
Son haftalarda “idari anlamda” tarihinin belki de en kaotik dönemlerinden birini geçiren Beşiktaş’a geçecek olursak...
Sezona “mutlak başarı” hedefiyle start veren Beşiktaş, son haftalarda saha dışında cereyan eden bazı istenmeyen gelişmeler sonucunda bu hedefinden kopmuş durumda. İdari anlamda meydana gelen bu büyük çatlak neticesinde şampiyonluktan kopmayı bir kenara koyalım, geçtiğimiz sezon büyük vaatlerle göreve gelen yönetim kurulu, bir sene içerisinde olağanüstü genel kurula gitme kararı aldı.
Bana göre Beşiktaş’ın idari bazda yaşadığı bu büyük çöküşte en büyük sorumlu, başkanlık görevini bıraktığını açıklayan Sayın Hasan Arat’tır.
Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörlüğü görevinden ayrılan Samet Aybaba’nın açıklamaları ile Beşiktaş başkanlığına aday olan, Hasan Arat yönetiminde ikinci başkanlık görevini üstlenen Hüseyin Yücel’in TRTSPOR’da yaptığı açıklamalara bakıyorum. Bu açıklamaların tamamını göz önüne aldığımda Hasan Arat’ın yol arkadaşlarıyla “yüz göz olduğu” sonucunu çıkarıyorum. Kimse kusura bakmasın! Neden mi böyle düşünüyorum?
Samet Aybaba, Beşiktaş’taki görevinden ayrılmasının ardından düzenlediği basın toplantısının bir bölümünde başkan Hasan Arat’a, Brad Friedel’e komisyon verilmesinden rahatsız olduğuna dair serzenişte bulunduğunu söyledi. Arat’ın ise kendisine, “Semih Kılıçsoy ve Mustafa Hekimoğlu’nun satışından sana da komisyon verelim” cevabını verdiğini iddia etti.
Samet hocanın bu açıklamasını dinlerken şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım! “Büyük bir kulübün başkanı, birlikte büyük bir mücadeleden geçtiği yol arkadaşı ve aynı zamanda maaşlı bir personeli olan birisine nasıl böyle bir teklifte bulunabilir? Defalarca düşünülüp, ondan sonra söylemeye ya da söylememeye karar verilmesi gereken bir teklif... Basit bir mantıkla düşünecek olursak, ilerleyen süreçte aleyhine kullanılma ihtimali çok yüksek olan bir teklif! Türkiye’nin en büyük kulüplerini yöneten insanlar, bu kadar basit detayları nasıl gözden kaçırırlar? Anlamak çok zor! “ diye düşünerek, Türk sporu ve Beşiktaş camiası adına gerçekten üzüldüm. Ancak, Hasan Arat bu iddianın ardından sert bir dille “Benim kitabımda komisyon yazmaz, sadece alanlar bilir” diye açıklama yaparak bu iddiayı yalanladı. İnşallah bu iddia gerçekten doğru değildir. Şimdi top Samet Aybaba’da olup, iddiasını ispatlamak zorundadır. Çamur at,izi kalsın olmaz.
Bu noktadan sonra Beşiktaş’ı nasıl bir süreç bekliyor? Kolay bir sürecin beklemediği aşikar. Kulübün üzerine adeta kara bulut gibi çöken çok ağır bir borç yükü var. Kolay kolay kapatılabilecek bir borç değil. Başkan adayları “Göreve geldiğim takdirde borcu şu kadar süre içinde kapatacağım.”gibi vaatlerde bulunabilir. Ben o kadar olumlu bakamıyorum maalesef! Devlet desteği olmasa liglerimizdeki hiçbir kulüp kendisini toparlayamaz. Allah Türk futbolunun yardımcısı olsun!