Dolmabahçe’deki tarihi akşamın saatler öncesinde kurulan masalarda da televizyonların sipor programlarında da maç kaç kez oynandı bir bilseniz. İlk yarısı ayrı oynandı, ikinci yarısı ayrı. Değişiklikler yapıldı, üçlü defanstan 4’lü defansa geçildi. Hakemin hangi pozisyonları kaçırdığı bile konuşuldu birader daha ne diyeyim, futbol aşkı hele büyük müsabakalar öncesinde neler yaşatır adama.
Dolmabahçe’de, İnönü’de yine bir kapalı gişe akşamıydı ve atmosfer kusursuzdu. Beşiktaş’ın saha, Fenerbahçe’nin form avantajı içinde olduğunu tüm rakamlar söylüyordu ki bu rakamlar TÜİK’in rakamlarına benzemez. TÜİK bugün enflasyon rakamlarını açıklayacak, görün bakın nasıl ayarlanacak?
Maça dönelim. Jorge Jesus, rakibi Valerien İsmael’e göre daha hücumu öne alan ilerde basacağını belli eden bir kadro çıkardı. İsmael’in zaafı ise sakatlıklardı. İlk tehlikeyi Fenerbahçe 8. dakikada Valencia’nın şutuyla yakaladı.
Beşiktaş’ın dengeyi sağlama girişimleri başlayınca orta hakem Volkan Bayarslan, devreye erken girmek durumunda kaldı. Beşiktaş’ın iki önemli girişimi ki birinde top ağlarla buluştu ama yan bayrak tutanın ofsayt kararlarıyla kayıtlara geçmedi.
Santim kaçırmayan bu hakemlerin Jorge Jesus’u bile isyan ettiren Szalai’nin Muleka’ya yaptığı insanlık dışı faulünü görmemeleri göz hekimlerinin incelemesi gereken bir konuydu.
Tatsız tutsuz, maçı oynattığını sanan ama kartlarını kullanamayan eyyamcı bir hakemle çok da öne çıkan bir pozisyon olmadan ilk yarı tamamlandı.
İkinci yarı, uzatmalar dahil son 10 dakikası hariç, iki hoca arasındaki taktik savaşlarına sahne oldu. İlk hamleleri Fenerbahçe yaptı. Üç değişikliği birden sahaya sürdü. Oyuna müdahale konusunda hep eleştirilen Valerien İsmael biraz da seyirci baskısıyla kenarda kendini yerden yere atmayı bırakıp Ghezzal’ı, Gedson Fernandes ve Tayfur Bingöl’ü oyuna aldı.
Ghezzal’in sahaya girmesi, uyuyan taraftarı da uyandırdı. Böylelikle Beşiktaş baskısını arttırdı. Ghezzal’ın sağlı sollu serbest atışlardan kazanılan toplardan yarattığı ortalar Fenerbahçe defansını da ceza sahasını da bunalttı.
Weghorst 78’de istediği gibi dokunamadı, 87’de önce Tayyip Talha, ardından aynı dakika içinde Rosier’in tek başına yarattığı pozisyonda yine Weghorst’un kafası topu ağlarla buluşturmaya yetmedi. Weghorst vazgeçmedi yine Ghezzal’ın ortasında bu kez kafa vuruşunun gol olmasına sol direk engel oldu. Uzatmalarda da Ghezzal bir orta daha yaptı. Tayfur çıktı bu kez kafa topuna, ancak tarihe geçemedi.
Ne olursa olsun Ghezzal’ın bu takım için önemi bir kez daha görüldü. Beşiktaş 73. dakikaya kadar kafası karışık bir oyun sergiledi. Ancak ne zaman Ghezzal oyuna girdi tablo değişti.
Dün gece Beşiktaş son 10 dakikadaki oyunuyla iki puan kaybetti Fenerbahçe ise bir puan kazandı. Sonunda rakibine deplasmanda yenilmedi. Fenerbahçe’nin bu statta henüz galibiyet görmediğini 5 beraberlik iki mağlubiyet aldığını da hatırlatalım. Seri bozulmadı Fener adına.
Maç sonunda iki teknik adamın aynı anda mutlu olması da dikkatlerden kaçmadı.
